T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Gergin ve duygusal

Galatasaray biraz "duygusal", Beşiktaş oldukça "gergin"di. Çünkü bu bir derbiydi. Lucescu'nun cebinde harcayabileceği kadar puanlar, Daum'un ise puanlar doldurabileceği kadar boş bir cebi vardı. O nedenle Rumen hoca, Alman hoca kadar rahatsız değildi. Ancak bu rahatlık G.Saray için asla bir "teslimiyet" de değildi. Beşiktaş kazanmak istiyordu, mutlaka hak etmeliydi.

Oyuna, dinamik, tempolu, iki takım futbolcuları da arzulu başladı. Ancak Beşiktaş, taraftar motivasyonu ile ağır basıyordu. Siyah-beyazlılar, savunmada dikkatli, orta alanda kısa paslarla ayağa oynuyor, hücumda da çok çabuk çoğalıyorlardı. İlk yarıda atılan iki gol bu uygulamanın ürünüydü. İlk golü Bayram, "sahil gezisi rahatlığında", Emre ise sanki "deprem paniğinde" topu kendi kalesine gönderdi.

Galatasaraylı futbolcular, sarısı olmayan kırmızı formalarını galiba yadırgamıştı. En iyileri kalesinde iki gol gören Mondragon'du. İlk yarıdaki oyunu ile Galatasaray'ı ben de yadırgadım.

İkinci yarıya G.Saray, Sergen'i alarak başladı. O, takımı biraz toparladı, attığı gollük pasları Ümit harcadı. Kafalarında belki Lazio vardı ama Galatasaray için mazeret olmamalıydı.

Fleurquin'in golü umut ışığıydı, Arif'inki ise skora ve oyuna denge getirdi.


22 Ekim 2001
Pazartesi
 
SALİH SEZER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED