|
|
Ulusal bayram ve
genel tatil çalışması
Ulusal bayram ve genel tatil günleri, 2429 sayılı Kanun (19.03.1981 tarihli ve değişiklik 20.04.1983 tarihli Resmi Gazete) ile belirlenmiştir. Bu Kanunun hükümlerine göre, ulusal bayram, sadece 29 Ekim günüdür. Bayram, 28 Ekim günü saat 13.00'te başlayıp 29 Ekim günü saat 24.00'e kadar devam eder. Resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı günü, genel tatil günleri olup, a) Resmi bayramlar: 23 Nisan günü "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı", 19 Mayıs günü "Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı", 30 Ağustos günü "Zafer Bayramı", b) Dini bayramlar, "Ramazan Bayramı, arefe günü saat 13.00'ten itibaren 3,5 gün", "Kurban Bayramı, arefe günü saat 13'ten itibaren 4,5 gün", c) Yılbaşı tatili, 1 Ocak günüdür. Sözkonusu ulusal bayram, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı günü, resmi daire ve kuruluşlar tatil edilir. 29 Ekim günü özel işyerlerinin de kapanması zorunludur. Belirtilen tatil günleri, Cuma günü akşamı sona erdiğinde bunu izleyen cumartesi gününün tamamında da tatil yapılması gerekmektedir. Mahiyetleri itibariyle sürekli çalışması gereken kuruluşların özel kanunlarındaki hükümler saklı olup, İş Kanunu kapsamına giren işyerlerinde genel tatil günlerinde çalışılıp çalışılmaması, hizmet akitleri ve toplu iş sözleşmeleriyle yapılacak düzenlemelere bırakılmıştır. Belirtilen tatil günlerinde çalışılıp çalışılmamasına göre ücretinin ödenmesi, İş Kanunu'nun 42. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre, İş Kanunu kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere, kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmazlarsa o günün ücretleri, bir iş karşılığı olmaksızın tam olarak; tatil yapmayarak çalışırlarsa çalıştıkları günlerin ücretleri, ücret ödeme şekline bakılmaksızın bir kat fazlasıyla ödenir. Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde, ulusal bayram ve genel tatil günü ücreti, o hafta içinde işçinin elde ettiği yüzde ücretlerinin altıya bölünmesiyle elde edilen günlük ücrettir ve işverence işçiye ödenir. İş Kanunu'nda hizmet akitleri ve toplu iş sözleşmelerinde hüküm bulunmaması halinde, işçilerin bu günlerde çalışmaya zorlanıp zorlanamayacağı açıkça belirtilmiş değildir. Ancak Anayasa'nın 50. maddesindeki dinlenmenin çalışanların hakkı olduğuna ilişkin düzenleme doğrultusunda, belirtilen tatil günlerinde işçilerin çalışmaya zorlanamayacaklarını, zaten 42. maddenin tanzim tarzının da bu günlerde çalışmamayı esas aldığını söylemeliyiz. 2429 sayılı Kanun'daki 29 Ekim günü işyerlerinin kapatılmasını düzenleyen hüküm karşısında, işin niteliği itibariyle devamlı çalışmak zorunda olan yahut işin taahhüt doğrultusunda yetiştirilmesi için çalışacak olan işyerlerinin durumunun ne olacağı konusu üzerinde de durmalıyız. Kanunlarda sözkonusu çalışma yasağını istisnaya bağlayan ve bu yasağa aykırılık halinde uygulanacak müeyyideyi ñyaptırımı- belirten düzenlemeler bulunmadığına göre, uygulamada çıkan sorunların yargı organlarınca çözüme bağlanması gereği ortaya çıkmaktadır. Nitekim Yargıtay 2. Ceza Dairesi'nin, 17.09.1985 tarih ve E.85/6678, K.85/6909 sayılı Kararı'nda (İşveren Dergisi, Aralık 1985, s.19), özetle, "özel işyerlerinin Cumhuriyet Bayramı günü açık bulundurulması suç teşkil etmez" denilmektedir. Sözkonusu Karar'da, 2429 sayılı Kanun'da 29 Ekim günü işyerlerinin kapatılması mecburiyetinin düzenlenmesine rağmen, buna uymayanlar hakkında bir ceza yaptırımının öngörülmemiş olması nedeniyle, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine hükmedilmiştir. (Bkz. Nuri Çelik, İş Hukuku Dersleri, 15. B, s.274). Bu durumda, sözkonusu çalışma yasağına ilişkin yasal hükmün çalışma hakkı ve sözleşme özgürlüğüne ilişkin hukuki esaslar doğrultusunda yeniden düzenleme yapılarak yasadan çıkarılmasında yarar vardır. Böylece önemli bir tereddüt de ortadan kalkmış olacaktır. İş Kanunu'nun 46. maddesinde, tatil ücretlerinin tespitinde, fazla çalışma ücretleri, primler, işyerinin temelli işçisi olarak normal çalışma saatleri dışında hazırlama, tamamlama, temizleme işlerinde çalışan işçilerin aldıkları ücretler ve sosyal yardımların hesaba katılmayacağı düzenlenmiştir. Bu durumdan tatil ücretinin hesabında temel (çıplak) ücretin dikkate alınacağı sonucu çıkmaktadır. Nitekim Yargıtay da bir çok kararında tatil ücretinin çıplak ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini kabul etmiş bulunmaktadır. (Y.9.HD, 03.11.1998, E.15053, K.16953, Tekstil İşveren D., Şubat 1999, s.19). Nuri Çelik'e göre (bkz.a.g.e.,s.275), bu sonuç, hesaplamada kolaylık ve kesinliği sağlayıcı ve hiçbir iş karşılığı olmayıp sadece sosyal düşünce ile yapılan tatil ücreti ödemesindeki amacı aşacak uygulamayı da önleyici niteliktedir. İşçinin tatil günü ücreti, İş Kanunu'nun 45. maddesine göre, çalıştığı günlere göre bir güne düşen yevmiyesidir. Önümüzde Cumhuriyet Bayramı günlerinin bulunması nedeniyle, bu haftaki yazımızı ulusal bayram ve genel tatiller konusuna ayırdık. Konunun detayını ilgilendiren konularda soru gelmesi halinde cevap verileceği gibi, okuyucularımızın e-mail, faks ve mektupla sordukları iş ve sosyal güvenlik sorularının cevaplanmasına gelecek hafta devam edileceğiz.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |