Türkiye Müteahhitler Birliği ve Uluslararası Müteahhitler Birliği Başkanı Kadir Sever, 1998 yılından itibaren Rusya ve diğer BDT ülkelerinin ekonomik krize girmesiyle Türkiye'nin en büyük dış pazarının kapandığını söyledi. Sever, "İnşaat sektörü yatağa düşmüş, arka arkaya gelen ekonomik krizlerden sonra da yoğun bakım servisine nakledilmiştir" dedi.

Kadir Sever, gelişmiş ülkelerde ekonomik durum değerlendirmesi yapılırken ilk iş olarak inşaat sektörünün 'nabzına ve ateşine' bakıldığını, inşaat sektörü ciddi şekilde hastaysa ekonominin de hekime ihtiyacı olduğunun anlaşıldığını söyledi.

İnşaat ruhsatlarının sayısının azalıp, çimento tüketiminin düşmesinin ve sektörde istihdamın küçülmesinin ekonominin darda olduğu anlamına geldiğini ifade eden Sever şunları kaydetti: "Yeni kamu yatırımlarının olmaması, mevcutların yetersiz ödeneklerle sürdürülmeye çalışılması ve bunların ödemelerinde yaşanan sorunlar, yabancı sermaye girişinin yokluğu, başta sanayi olmak üzere özel sektör ve konut inşaatlarındaki durgunluk, taahhüt şirketlerimizi özellikle son bir yılda çok zor duruma sokmuştur".

Sever, şu anda pekçok firmanın tam anlamıyla bir yaşam savaşı verdiğine, personel ve işçi çıkartarak, küçülerek, öz kaynak kullanarak ayakta kalmaya çalıştığına işaret etti.

Bu şartlar karşısında inşaat sektörünün 2001 yılını (bekle-gör) dönemi olarak değerlendirdiğini kaydeden Sever, "Ekonomi yetkililerinin öngördüğü gibi, Temmuz ayından itibaren dengeler kurulur, piyasa oturur, enflasyon düşmeye başlarsa, 2002 yılı başlarında biz de gelecek için plan program yapmaya başlayabiliriz" dedi.

İhale Kanunu eksik

Konuşmasında şu anda Meclis'te görüşülme aşamasına gelen Devlet İhale Kanunu Tasarısı'na da değinen Sever, tasarının bugüne kadar eksikliği duyulan kamu harcamalarının disiplin altına alınması, çağdaş sistemlere uyum sağlanması, ihalelerde yeni yöntemler ve kriterler kullanılarak şeffaflık ve güven getirilmesi gibi hususları gerçekleştirmek amacıyla hazırlandığını kaydetti.

Sever, hizmetlerin serbest dolaşması müzakereleri için de olumlu zemin yaratmak bakımından AB direktiflerine uyumun da gözetileceğini bildirdi. Ancak tasarıda kendilerinin, özellikle de müteahhit tanımının noksan olduğunu savunan Sever, "Müteahhit seçimi ve uygun bir bedel konularının yönetmeliğe bırakılması, yıllara sari işlerde ödenek sorunlarının kesin bir çözüme kavuşmaması, müteahhit için öngörülen ağır sorumluluklar ve uyuşmazlıkların halli gibi konularda uyarıcı görüşlerimiz vardır" diye konuştu.