T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Siyasî kırılganlık...

Anayasa Mahkemesi'nde görülmekte olan FP davası, Ankara'nın tüm reflekslerini kendi içine çekerek sönümlendiriyor.

FP davasına kilitlenmiş bir Ankara var şu anda ve bu dava sonuçlanıncaya kadar Ankara'nın Türkiye adına hiçbir sağlıklı edimde bulunması mümkün değil...

Mahkeme kararlarının siyaset üzerinde bu derece etkili olması, devletin siyaset üzerindeki vesayetini artırdığı gibi, siyasi partilerin rasyonel kurumlar olmasını da engellemektedir.

Son krizle beraber, Türkiye'nin yapısal sorunları iyice görünürleşince, siyasi partilerin seçmenden oy alabilmek için popülüst politikalara aşırı eğilim göstermelerine sıkça işaret edildi. Tabii bunda da siyaseti bir başka açıdan köşeye sıkıştırma çabasının etkili olduğu açıktır. Bu noktada bir soru önem kazanmaktadır: gerçekten siyasi partilerin aşırı popülist olmaları durumu bir veri olarak kabul edilse bile, bunun ne derece siyasi partilerle sınırlı bir olumsuzluk olduğu söylenebilir?

Siyasi partilerin lider sultasına dayanması da bu çerçevede ele alınmalıdır. Siyasi parti liderlerinin cemaat liderlerinden farksız bir tartışılmazlık içinde genel başkanlık yaptıkları ve siyasi metafiziğe yakın bir dil ile ayakta durdukları gerçektir. Fakat siyaset kurumunun bundan kurtulması söylenirken, devletin yapısal dayatmalarının buna ne kadar yol verdiğini de görmek gerekmektedir.

Partiler sık sık ya darbelerle, ya da mahkeme kararları ile siyasi hayattan el çektirilince, bu partilerin gerçek anlamda siyaset yapmanın dışında bazı dayanaklar aradıkları görülmektedir.

Kapatılmalara ya da siyaset dışı dayatmalarla engellemelere karşı partilerin yaptıkları şey, bir müddet sonra yeniden ayağa kalkabilmek için kendilerini rasyonel kurumlar olarak değil, "siyasi cemaat" gibi kurgulamak olmaktadır.

Bunun yanısıra, yine siyaset dışı dayatmalar nedeniyle bütün varoluş biçimleri budanan partiler, bu kıskaçtan çıkmak için ciddi bir "lider kültü" oluşturarak kamuoyuna mesaj vermeyi sürdürmeye çalışmaktadırlar.

Bugün Türk siyasal hayatının en büyük sorunu, kuşkusuz, parti içi demokrasiye izin vermeyen lider kültü ve partilerin ülkenin yapısal sorunları ile ilgilenmek yerine, kendi içlerini adeta metafizik bulaşıklıklarla dizayn etme çabalarıdır.

Fakat bu bir sonuçtur...

O nedenle parti içi demokrasinin geliştirilmesinden bahsedilmesi ve siyasi partilerin rasyonel kurumlar olmasının gerekliliğinin vurgulanması ne kadar doğru ise, olumsuzlukları dayatan yapılanmaların görmezden gelinerek bunların konuşulmaya çalışılması da o kadar yanlıştır.

Gerçekten artık Türkiye'nin rasyonel siyasi partilere kavuşması ve bunun için siyasi partiler düzleminde ana belirleyicinin parti içi demokrasi olması kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Bu zorunluluktan kalkarak siyasi partiler yeniden inşa edilmezse, siyasetin ve demokrasinin güdük kalacağı ve siyasallaşma süreçlerinin "kırılganlıkla" tanımlanmaya devam edeceği çok açıktır.

Partilerin yeniden inşa edilmesi sürecinde çevre düzenlenmesinin ise, siyaset dışı dayatmaların ortadan kalkması şeklinde yapılması zorunludur.

Siyaset dışı dayatmaları ve artık bunların "yapısal" bir karakter kazanmış olmasını konuşmadan, parti içi demokrasinin geliştirilmesinden veya siyasi partilerin rasyonel kurumlar haline getirilmesinin gerekliliğinden bahsetmek son derece soyut kalmaktadır.

Bugünlerde bir kere daha parti kapatılması hakkında bir dava Türkiye'yi kilitlemiştir. Bunun sonucu ne olursa olsun, mahkeme kararları siyaset üzerinde bu derece etkili olduğu müddetçe, siyasetin rasyonelleşme süreci engellenmiş olacaktır.

Mahkeme kararlarına göre "hizalanan" bir siyaset kurumunun olduğu yerde, sadece "siyasi kırılganlık" hakim olur ve bu devam ettiği müddetçe de lider sultası dolaysız olarak güçlendirilmiş olur...


18 Haziran 2001
Pazartesi
 
ÖMER ÇELİK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED