Hükümet çiftçilere doğrudan gelir desteği ödemelerini seçimlerden önce yapabilmek için kolları sıvadı. Tarım Bakanlığı da 15 Ekim'de başlayabilmesi için, ödemelere esas olacak çiftçi kayıt projesinin tamamlanmasına yönelik önlemler alınıyor. Bunun için hazine 324 bin dolarlık kaynak sağlarken, Bakan Yusuf Gökalp de, 14 Ağustos'da yayımladığı genelge ile doğrudan gelir desteği ve çiftçi kayıt projelerinin bitimine kadar, zorunlu atamalar hariç tüm kurum içi atamaları durdurdu.

Kayıtlar 1 Ekim'de sona eriyor

Bakanlık ayrıca, kendi kaynaklarından il müdürlüklerine 120 adet bilgisayar verecek. Doğrudan gelir desteğinden yararlanmak için çiftçilerin 1 Ekim'e kadar, gerekli belgelerle il müdürlüklerine başvurması gerekiyor. Halen günde ortalama 20 bin çiftçiye ait başvuru dosyasının bilgisayara aktarıldığını belirten yetkililer, sistemin güçlendirilmesi halinde bu sayının 25-30 bine çıkabileceğini belirtiyorlar.

Yetkililer, yeni eleman alınamaması nedeniyle büyük sıkıntı yaşandığını, her şeye rağmen bu yıl projede yaklaşık 15 bin kişinin görev almasının sağlanacağını söylediler.

Kışlık ekim yapan yerlere öncelik verilecek

Çiftçi başvurularının bilgisayara işlenmesi, kayıt sisteminin, kontrollerin tamamlanması ve itirazların sonuçlandırılması halinde, doğrudan gelir desteği ödemelerinin kışlık buğday ekimi yapılan yörelerden başlayarak yapılması planlanıyor. Bilindiği gibi çiftçilere, 200 dekara kadar dekar başına 10 milyon lira olarak yapılan ödeme miktarı, bu yıl 13.5 milyon liraya, azami arazi büyüklüğü de 500 dekara çıkarıldı. 2002'ye ait doğrudan gelir desteği ödemeleri 2.9 katrilyon lira kaynak gerekiyor.

Çiftçiye 'sözleşme' kalkanı

İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Yemişçi, arz fazlalığı, üretim kaybı, pazar ve fiyat riskleri karşısında savunmasız kalan Türk çiftçisinin ancak “sözleşmeli tarımla” korunabileceğini, bu sistemin borsaların garantisi altında kurulması halinde tarımda kurtuluşun formülü olabileceğini söyledi. Sözleşmeli tarımın hem üretici, hem de tüccar için yararları yanında sanayicinin de pazar, hammadde ve fiyat risklerinden kurtaran bir formül olduğunu ileri süren Tuğrul Yemişçi, sözleşmeli tarımda alıcıların, gübre ve ilaç kullanımı ile hasat ve ambalajlamaya kadar, üretimin tüm aşamalarını kontrol ettiğini anlattı. Tuğrul Yemişçi, konuşmasında şunları söyledi, “Bu sistemde, arz fazlalıkları veya yetersizliklerinin yarattığı kayıpların azalması ve bir anlamda üretim planlaması yapılması mümkün olabiliyor.”

Çelikte 15.'liğimizi koruduk

Türkiye bu yılın ilk yarısında ham çelik üretimini yüzde 2.5 oranında artırarak, dünya sıralamasında 15'inci sırada bulunan yerini korudu. Demir Çelik Üreticileri Derneği verilerine göre, geçen yılın ilk yarısında 7 milyon 481 bin ton olan Türkiye'nin üretimi bu yılın aynı döneminde 7 milyon 666 bin tona yükseldi. Aynı dönemde 64 ülkenin ham çelik üretimi 2001 yılının aynı dönemine göre yüzde 3.9 oranında artarak 430 milyon 335 bin tonu buldu.

Türkiye'deki üretim artışının dünya ortalamasının altında olması ise Türkiye'nin sıralamadaki yerini değiştirmedi ve Türkiye yüzde 1.78'lik pay ile 15'inci sıradaki yerini korudu. Bu dönemde, yüzde 27'lik üretim artışı ile 84 milyon 829 bin tonluk üretim rakamını bulan Çin ilk sırada yer aldı. Çin'i 52 milyon 342 bin tonluk üretimle Japonya ve 44 milyon 428 bin ton ile de ABD izledi. Öte yandan, bu yılın ilk 6 ayında Türkiye'nin ham çelik ihracatı ise yüzde 10.33 oranında geriledi.