T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bekleyin, göreceksiniz!

Kusura bakmasınlar ama, ben Derviş'in, “siyaset mühendisliği”ne soyunan Cem ve arkadaşlarını cezalandırmak için bu yolu seçtiğine inanmıyorum.

Hele “YTP sağa kayıyordu” suçlamalarına büsbütün gülüp geçiyorum.

Bu, olsa olsa Derviş'i solcu, âlemi kör ve sersem sananların bir temennisidir.

Eski ANAP'lı (daha doğrusu DYP'li) Gürdal ve Serdaroğlu'nun YTP'ye katılması üzerine Derviş, “Siz Deniz Baykal'ın 'birleşelim' çağrısına kulak vermiyorsunuz ama gidip Bayar'la seçim ittifakı yapıyorsunuz, yetmezmiş gibi Demirel'in adamlarını da partiye topluyorsunuz” demiş ve güya YTP'yle yollarını ayırmış.

Yok yahu!

Bu “sol hassasiyeti” de nereden geliyor?

Bir insan, “kendimi solda görüyorum” dedi diye “solcu” ve “sosyal demokrat” mı oluveriyor şıpın işi?

Neyse...

Biz Kemal Derviş'in, dışarıdan “kredi” bulmak, IMF'nin sözverip de üzerine yattığı 6.5 milyar doları sağlama almak için ekonominin başına getirildiğini sanıyorduk.

Hükümet yetkilileri de öyle sanıyorlardı.

Mesut Yılmaz, örneğin, “Biz onu ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal'ın yerine atadık” diyordu. (Gerçi, ABD Büyükelçisi'nin liderleri dolaşıp Derviş'e destek istemesini yadırgadığını söylemiş, “Büyükelçiye desteğimizin yüzde 100 olduğunu belirttim, çünkü bu bizim programımız, tabii ki destek olacağız” diyerek karanlıkta ıslık çalma yöntemini benimsemişti ama, Kemal Derviş'in basbayağı “temsil sıfatı” olan bir politikacı gibi ortalıkta dolaşmasına o da engel olamamıştı.)

Mustafi Ulaştırma Bakanı da zımnen Derviş'i, Türkiye'yi satışa getirmekle suçluyordu; “Madem satılıyoruz, ucuza gitmeyelim bari” demeye getiriyordu.

Süreç içinde görüldü ki, Derviş 57. hükümetin herhangi bir bakanı değildir.

Hele, herhangi bir teknokrat, herhangi bir bürokrat hiç değil...

Derviş, Türkiye'ye getirilmiş, ya da meşrebinize göre gönderilmiş “özel” bir misyon adamıydı; görevi, uluslararası finans çevrelerinin de desteklediği ekonomik programı (Mahir Kaynak'a göre ise siyasi programı) hayata geçirmekti.

Şimdi ise üzerinde hesap yapılan en önemli siyaset figürü...

Herkes onu İsmail Cem ve arkadaşlarına attığı kazıkla anıyor.

Meselenin aslı şu:

“İstenmeyeni devre dışı bırakma” tezine sıcak bakan (sıcak bakmaları sağlanan) bir grup milletvekili, bundan bir süre önce, bir “yarma harekatı” gerçekleştirerek partilerinden istifa etmiş, Kemal Derviş'in manevi önderliğinde yeni bir oluşuma gitmişlerdi.

Medyanın “AB için son şans” diye pazarladığı oluşum, hem solda birliği sağlayacak, hem AB ilişkilerini deruhte edecek, hem de özlenen “merkezi toparlanma”yı gerçekleştirecekti.

Düpedüz bir “mühendislik” girişimiydi.

Ancak, yaygın deyimle, evdeki hesap çarşıya uymadı. Oluşum, daha oluşamadan bitti.

Çünkü, kamuoyu araştırmalarına göre Derviş'li, Cem'li, Bayar'lı ittifak, sıksan sıksan yüzde 5 oy çıkarabiliyordu.

Derviş'in “ihanetine” neden bu sonuçlardı işte.

Ne “siyaset mühendisliği”ne soyunan Cem ve arkadaşlarını cezalandırmak, ne de solda “özlenen toparlanma”yı gerçekleştirmek...

Ayrıca “sol” niçin Kemal Derviş'in meselesi olsun?

Derviş kim ki?

YTP'ye yakın bir kaynaktan aldığım bilgiye göre, Derviş'in “ihanetiyle” sarsılan “AB ittifakı”, şu günlerde yeni bir “hamle”ye hazırlanıyormuş. Bu hamle, hem seçimleri ileri bir tarihe atmayı, hem de MHP'siz yeni bir hükümet kurmayı içeriyormuş.

Bu hazırlıkların bir bölümü de Türkiye sınırları dışında kotarılıyormuş.

Herkesin aklına gelecek soruyu sordum:

“Türkiye sınırları dışı dediğiniz yer Rodos adası mı?”

Cevap ilginçti:

“Bilmiyorum, bekleyin göreceksiniz...”


19 Ağustos 2002
Pazartesi
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED