T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Seçim öncesi 'sipariş hükümet' modelleri...

Seçim yaklaştıkça “toplum mühendisleri”nde bir telaş bir telaş ki sormayın gitsin... Bir taraftan Derviş üzerinden “derin” siyasi ve ekonomik merkezi dizayn senaryoları üretiyorlar, diger yandan ise seçim öncesi “sipariş hükümet” modelleri hazırlıyorlar.

Biliyoruz, “majesteleri”nin acelesi var, henüz “mal batıya kaymadan” gözle kaş arasında “cambaza bak cambaza” diyerek bizi yeni bir “Ali cengiz oyunu”na çağırıyorlar. Ama yağma yok, artık maymunun gözü açıldı. Biz almayalım kalsın. Çünkü bu filmi daha önce çok seyrettik

Doğrusu, daha seçim bile yapılmadan Derviş'e endeksli hükümet siparişi verenleri anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. Acaba, “iyi saatte olsunlar” adına bu topluma “deli gömleği” giydirmeye çalışanlar son beş yılda yaşadığımız toplumsal travmayı bir kez olsun düşünmezler mi?

Ekonomik kriz dahil, son beş yılda düçar olduğumuz belalar toplum mühendislerinin sipariş hükümetleri yüzünden başımıza gelmedi mi?

Siyasetin, toplum mühendisleri tarafından uğradığı suikast yüzünden tıkandığını bile bile siyaseti yine cebren ve hileyle yanlış adreslere yönlendirmenin bu ülkede kime ne yararı olabilir?

Bilelim ki, siyasete kurulan her tuzak ve seçim öncesi “milli irade”yi şaşırtmaya yönelik “hülle” yöntemleri sonuçta dönüp yine siyaseti vuracaktır. Bunun ise anlamı, toplu faturayı bütün bir toplumun ödemesi demektir.

Şimdi “toplum mühendisleri”nin ellerinde bir atımlık barutları var o da Kemal Derviş... Ancak, son günlerde yarına yönelik korkular üreterek “milli irade”yi ürkütmeye çalışanlar için Derviş de yeterli olmayacaktır.

Ayrıca, Derviş'in son günlerdeki hızlı “aşk trafiği” de pek yolunda gitmiyor. Kemal Derviş, “daldan dala” konarken ortada kalırsa hiç şaşırmayın. Korkarım o zaman oturup, “ellerim bomboş” şarkısını söylemekten başka bir şey gelmez elinden...

Kemal Derviş henüz Baykal'la olan “siyasi aşkı”nın ilkbaharını yaşıyor. Ardında bıraktığı “kırık kalpler mezarlığı”nın ateşi daha sönmeden gönlünü bir başkasına kaptırdı, ama bu aşkın da “pazara kadar değil, mezara kadar” olacağının garantisi yok. Hele bir siyasetin mahzenlerinde yıllanmış Baykal'la yeni denizlere açılsın gör bak neler olacak...

Nitekim Baykal'ın, “Biz ittifak değil, iltihak istiyoruz” sözleri, Derviş'in yeni yeni sevdalara açılan gönlünde küçük ölçekli de olsa bir deprem meydana getirmiş bulunuyor... Bunlar daha “cicim ayları”, daha baykal'ın portföyünde neler var neler.

Derviş'in “siyasi gönül işleri” kendi içinde “masum” olabilir ama, bu aşk üzerinden Türk siyasetini tepeden dizayn etme hayaline kapılan “toplum mühendisleri”nin niyeti hiç de masumane değil. Ve Kemal Derviş siyasetteki son duruşuyla, Ankara'nın “korunaklı merkezleri”nde fısıltılar halinde dillendirilen “mühendislik projeleri”nin bir parçası haline gelmiştir.

İttifaklardan yeni “gönül ilişikileri”ne kadar yapılan bütün projelerin ekseninde AK Parti ve Tayyip Erdoğan bulunuyor. Daha doğrusu, bütün “derin flörtler”in tek hedefi Erdoğan'ı durdurmak. Ancak ne gariptir ki, siyaset adına yapıldığı varsayılan tüm bu projelerin içinde hiçbir şekilde toplum bulunmuyor. Millet bir başka yere koşuyor, Ankara bir başka yere...


19 Ağustos 2002
Pazartesi
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED