T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Başkan'ın açıklaması

Cuma yazısında Orgeneral Kılınç'a izafe edilen ve İmam Hatip Liseleri'ne kız öğrencinin alınmamasını isteyen, böylece başörtüsü meselesinin de çözüleceğini ileri süren bir açıklamayı ele almış, karşı düşüncemizi ifade etmiştik. Bu yazıda da Diyanet'e yapılan telkin ve tavsiyeyi konu edinecektik. Diyanet İşleri Başkanı Sayın M. Nuri Yılmaz beni aradı ve Radikal'in haberinin (Sayın Gül ve Sayın Erdoğan'la ilgili kısmını bilmemekle beraber) kendisiyle ilgili kısmının aslı olmadığını, Radikal'e bir tekzip de gönderdiğini, ancak gazetenin bunu yayımlamadığını söyledi. Ben de "Tekzibi bana gönderin, gerekli açıklamayı köşemde yapayım" dedim.

Başkan tekzibinde haberi olduğu gibi aktardıktan sonra şöyle diyor: "MGK Genel Sekreteri Org. Kılınç ile aramızda, bu konu hakkında, gazetenizde bahsedildiği şekilde bir görüşme vaki olmamıştır..."

Geçen günlerde yine bazı gazeteler, askerlerin irtica konusunu ele aldıklarını, Başbakan'ı uyardıklarını ve bazı tedbirlerin alınmasını istediklerini yazmışlar, arkadan açıklamalar gelmiş, brifingte böyle bir konuşmanın geçmediği ifade edilmişti.

Basın özgürlüğü sorumlulara, ortalığı altüst eden, huzur ve istikrarı bozan, kişi, kurum ve kuruluşlara zarar veren haberler uydurup veya biri bin yapıp bunları yayımlama hakkını da kapsıyor mu? Kapsamıyorsa ilgili kurumlar ve kuruluşlar niçin gerekli tedbiri alarak, caydırıcı yaptırımlara başvurarak yalancılığı, fesatçılığı, bozgunculuğu engellemiyorlar?

Bu münasebetle AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) konusunda uzman hukukçu-siyaset bilimci olan, Haziran 2002'ye kadar bir yıl AİHM'de Türkiye masasında hukukçu-raportör olarak çalışan Salih Efe'nin, Radikal'de yazdığı bir makaleden bazı alıntılar yapacağım. Sayın Efe bu makalede, Türkiye'de başörtüsü yüzünden mağdur olanların pek yakında dâvayı kazanacaklarını umduğunu ifade ettikten sonra bu beklentisini dayandırdığı sözleşme maddeleri ile mahkeme yorumlardan bazılarına yer veriyor:

AİHS (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) Protokol 1, Madde 2-Eğitim Hakkı: Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.

c) Maddenin ikinci cümlesi devletin çocukların eğitiminde ailelerin dini ve felsefi inançlarına saygı duyması gerektiğini belirtir. Bu maddenin en önemli amacı 'eğitim hakkına ulaşmayı sağlamak ve ilke olarak mevcut zamanda var olan eğitim araçlarına ulaşmayı, yani eğitim kurumlarına girmeyi' sağlamaktır.

Mahkeme daha da ileri giderek şu tespiti yaptı: 'Ailelerin dini ve felsefi inançlarına saygı yükümlülüğü' hem eğitim ve öğretimin 'içeriğini' hem de eğitim ve öğretimin 'organizasyonu', 'finansmanı' ve 'disiplin sistemi' gibi eğitim ve öğretimle beraber doğal olarak var olan işlevlere de saygı yükümlülüğünü zorunlu hale getirir."

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu kararında 2. maddeyi yorumlarken bir eğitimde ailelerin inançlarına aykırılık varsa devlet bu ailelerin çocuklarına derslere girmeme hakkı veya özel okullara gitmelerine müsaade edebilir şeklinde bir yorumda da bulunur.

İkinci başvurucu anne de çocuğunun (bir didiplini ihlal suçundan) okula bir yıla yakın süre için alınmama cezasını 2. maddenin 1. cümlesinin ihlali (Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz) olduğunu ileri sürdü. AİHM bu davada 2. maddenin 2. cümlesinde sözleşmeye aykırılık olduğunu tespit etti ve Jeffry Cosans'ın bir yıllık okuldan uzaklaştırılmasını gereksiz buldu.


22 Aralık 2002
Pazar
 
HAYRETTİN KARAMAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED