T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Oyunlarınızdan da, sizden de bıktık!..

Herşeyi yozlaştırdılar bunlar.. Önce medyayı kendilerine benzettiler..

Sonra bankacılığın cılkını çıkarttılar..

Şimdi de, siyasete geldi sıra..

Ne tükenmez oyunları, ne bitmez hırsları, ne kadar karışık kafaları varmış bunların..

Ecevit'in ülkeyi yönetemez durumda olduğunu anlamak için, hasta olup yatağa düşmesini beklemek mi lazımdı?..

Dün ne güzel anlattı durumu "DSP'nin muhalif 9'ları."

-Ecevit konuşurken en çok ağlayıp, en çok alkışlayanlar, Hüsamettin Özkan'ın peşine takılıp istifa ettiler..

Peki Hüsamettin Özkan'ın "vefa" içerikli istifasının, siyasi açıdan yorumu hiç yapılmayacak mı?..

Vefa, her türlü "iş"i bir özel kalem müdürü gibi 11 yıl yüklenip, sonra patron hasta olunca, rakip şirketle anlaşıp, şirketi patronun elinden almaya çalışmak mıdır?

Gerçekten DSP'den Hüsamettin Özkan'ın peşine takılıp istifa eden milletvekillerinin, hangi ilkeli söylemi var?

DSP'li Ekonomi Bakanı Hikmet Uluğbay'ın, neden kendini öldürmeye çalıştığını mı araştırdılar?..

Ülkeyi yoksullaştıran ekonomik krizin sorumlularından veya o zamanki Ekonomi Bakanı Recep Önal'dan hesap mı sordular?

RTÜK Yasası'nın getirdiği düzeni mi tartıştılar?..

Sadece Ecevit'i, ayakta alkışlayıp, her konuşmasını salya-sümük ağlayarak dinlediler..

Sonra da, Ecevit hasta olunca, adamın elinden partisini almak için kurulan komplonun baş aktörünün peşine takılıp, "vefa yok" gerekçesiyle istifalarını verdiler..

Bunun adı da "ilkeli siyaset" şimdi..

Ecevit'in de, eşinin de iler tutar yanları yok.. Ama onları bu noktaya kadar tırmandıranlar, Hüsamettin Özkan ve "adamları" değil midir?..

Şimdi şu noktadayız..

Ecevit'ler, kendilerine ait olan DSP'yi, biraz hasarla kurtarıp, ellerinde tutmayı başarmışlardır..

Devlet Bahçeli de, "erken seçim yapalım" diyerek, Koalisyon'dan ihraç edilmekten kurtarmıştır MHP'sini..

Yani birinci devre, "karşı taraf"ın yenilgisi ile sonuçlanmıştır..

Ancak Kemal Tahir'in deyişi ile biliyoruz ki, "Osmanlı'da oyun bitmez!.."

Şimdi gündemde Ecevit'i mutlaka devirmek, Hüsamettin Özkan ve adamlarına, İsmail Cem ile Kemal Derviş'i de yamamak ve merkezinde ANAP'ın bulunacağı "Ecevitsiz-Bahçelisiz" yeni bir koalisyon kurmak var..

Bunun için, her çeşit "Medyatik Destek" verilebilir..

Nasıl olsa RTÜK çıktı.. Ne Ecevit'e, ne Bahçeli'ye ihtiyaç var artık..

Nasıl olsa DYP, ne olursa olsun, iktidardan pay istemiyor mu?

Nasıl olsa, AK Parti, meşruiyet için herkese her desteği vermeye hazır değil mi?

İşte böyle birşey..
Bunun adı politika..
Bunun adı herhalde "Demokrasi" değil..
Burada, başarısız olanlar sürekli oyun kurar..
Halk da, yoksullaşarak seyreder bu oyunları..

Bakalım Ecevit ve Bahçeli, yeni bir oyun kurup, karşıoyunu yine bozabilecekler mi?

Ve Mesut Yılmaz, hem içeride, hem de dışarıda bulunarak, sonunda kimin oyununu bozacak?

ŞAKA

Ah bu şarkıların gözü kör olsun!..

Hüsamettin Özkan, son görüşmelerinde Ecevit'e ne demiş?
-Bu kapıdan çıkarsam herşey biter!..
Ecevit Özkan'a ne demiş?
-Kapı açık.. Arkanı dön ve çık.. İstenmiyorsun artık!..
Keşke Rahşan Hanım yerine Ajda Pekkan olsaydı Ecevit'in yanında..

9 MUHALİF

Türk Siyasetinin Yüz Akları!..

DSP'li 9 muhalif milletvekili, şu anda Türk siyasetinin yüz aklarıdır..

Ali Arabacı, Ahmet Arkan, Bayram Fırat Dayanıklı, Cengiz Güleç, Uluç Gürkan, Emin Karaa, Sadık Kırbaş, Ertuğrul Kumcuoğlu ve Tahir Köse, Türk siyasetinde duyulması özlenilen "ilkeli ve tutarlı ses"in sahipleridir..

Onlar, ilkesiz ayak oyunlarında figüran olmak ve kısa vadeli çıkar hesaplarına dayalı arayışlar içinde bulunmak yerine, DSP'yi gerçek bir parti haline getirmek için alın teri dökmeyi yeğlemişlerdir..

Onların derdi ne Ecevit'e "yalakalık etmek", ne de Ecevit'i "satmak"tır..

Onlar, DSP delegelerinin bir olağanüstü kurultayla, partiyi "gerçek parti" yapmasını istiyor..

Daha önce aynı mücadeleyi veren Sema Pişkinsüt'ü de, saygıyla hatırlamalıyız..

Arkadaşımız, meslektaşımız Uluç Gürkan'ın da, bu onurlu ve ilkeli uğraş içinde yer almasından kıvanç duyuyoruz..

En çok ağlayan ve en çok alkışlayanların Hüsamettin Özkan'la gemiyi terk ettikleri bu dönemde, "9'lar", DSP'nin tek kurtuluş ümididir..


10 Temmuz 2002
Çarşamba
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED