T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Derviş ve Stiglitz

Birilerinin ısrarla kurtarıcı gibi göstermeye çalıştıkları ve bütün siyasi senaryoların başrollerinde görevlendirilmek istenen Kemal Derviş, Stiglitz'in değerlendirmesiyle, kaosa sürüklenmek istenen Türkiye için bir taşeron konumundadır.

Joseph E. Stiglitz'i hatırlarsınız. Görüşleri köşemize konuk olmuştu. Kısaca hatırlatalım.

Stiglitz, Dünya Bankası Eski Başekonomisti, 1993-1997 yılları arasında Clinton'ın ekonomi danışmanlığını yaptı. Geçtiğimiz yıl Nobel Ekonomi Ödülünü kazandı. Konusunda uzman ve kendisini kanıtlamış bir ekonomist.

Stiglitz, piyasaya yeni çıkan 'Küreselleşme ve Büyük Hayalkırıklıkları' isimli kitabında batılı ülkelere ağır eleştiriler ve suçlamalarda bulunuyor.

Stiglitz'e göre liberalleşme programı, batılı ülkeler tarafından sadece kendi çıkarları için organize edilmiştir. İMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi kuruluşları fakir ülkelerin 'katilleri' olarak tanımlıyor Stiglitz.

IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar tarafından fakir ülkelere dikte ettirilen programların, çağdaş savaşın araçları olduğunu söylüyor.

Küresel liderler olan G-7 ülkelerinin fakir ülkelere karşı yürüttükleri savaşa 'çağdaş teknolojik savaş' ismini veriyor. Çağdaş teknolojik savaşın, fiziksel temasları sıfıra indirmek için dizayn edildiğini iddia ediyor. İlginç bir de benzetmesi var: Batılı zengin ülkelerle fakir ülkeler arasındaki çağdaş teknolojik savaşta bombalar, pilot yaptığını hissetmesin diye 15 bin metre yükseklikten atılıyor.

İMF ve Dünya Bankası'nın Türkiye gibi ülkelerin yaşamlarını mahvettiğini belirterek uyguladıkları programları reddediyor ve durumu şu şekilde özetliyor: ' Küçük ülkeler başlangıçta gelişme sürecinde olan ufak tekneler gibidir. İMF'nin emrettiği şekilde hızla liberalleştirilen bu ülkeler hasarlarını onarmadan, kaptanlarına mesleklerini öğretmeden ve can yelekleri verilmeden büyük denize açılan teknelerin kaderine mahkum olurlar.'

Stiglitz, İMF'nin, gelişmekte olan ülkeleri, yanlış politikaları nedeniyle daha da yoksullaştırdığını ve bunun en son örneğinin Arjantin'de görüldüğünü belirtiyor. Ona göre, İMF Asya krizindeki hatalarını tekrar etti ve bu Arjantin'in ekonomik düşüşünü hızlandıracaktır.

Arjantin ve benzeri ülkelere tavsiyesi şu: Finansal piyasalara odaklanmaktan vazgeçin. Tüm enerjinizi üretime ve büyümeye yöneltin. Temel endişe enflasyon değil sosyal patlama ve hızla artan işsizlik olmalı.

Stiglitz bu iddia ve tavsiyeleri için Rusya'yı örnek gösteriyor. İMF'nin büyümeyi sağlayamayacağı şeklindeki görüşüne rağmen, devalüasyon sayesinde Rusya'nın ekonomik büyüme ve sermaye akışını hızlandırdığını ortaya koyuyor.

Realite Stiglitz'i destekliyor

İMF ve Dünya Bankası'nın politikaları sayesinde ekonomik kalkınmasını gerçekleştiren tek bir ülkenin olmaması Stiglitz'in iddialarını doğrulamaktadır. Savunma mekanizmaları geliştirilmeden liberalleştirilen piyasalar, yüksek reel faiz üzerine oturtulan sıcak para politikası, borçlandırma ve aşırı ithalat yoluyla gelişmekte olan ülkelerin kaynakları gelişmekte olan ülkelere aktarılmaktadır. İMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar da bu sürecin evrenselleştirilmiş araçları olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu gerçeklere rağmen Kemal Derviş'i vazgeçilmez olarak gören veya göstermek isteyenler gaflet ve delalet içindedir. Kemal Derviş'in içinde bulunacağı hükümetler, Türkiye ekonomisini istikrarsızlığa sürüklemek ve çökertmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Türkiye'nin bağımsızlığı için Kemal Derviş'in, ait olduğu yere gönderilmesi gerekir.


10 Temmuz 2002
Çarşamba
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED