AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Dayatmacı yönetimlerin sonu

Yirmibirinci yüzyıl, Amerika ve Avrupa'dan daha çok Asya ve Afrika'nın yeniden yapılanma dönemi olacak. Yeniden yapılanmanın bütün dünyadaki ana hareket noktası da "Pazar Demokrasisi"dir. Çünkü pazar ekonomisi olmayan ülkede demokrasi olmadığı gibi, demokrasi olmayan ülkede de pazar ekonomisi olmaz. Her ikisinin de ortak alanı yönetimdir. Dayatmacı bir yönetimle, toplumun ve ekonominin dinamikleri verimli bir biçimde değerlendirilemez. Özgürlüğün olmadığı ülkede, üretimi artırmak mümkün değildir.

Bosna ve Kosova'daki savaş nasıl Batı ile Doğu arasındaki savaş değilse, Irak'taki savaş da Batı ile İslam dünyasının savaşı değildir. İslam dünyasını Irak ve Libya'nın dayatmacı yönetimleri temsil etmez. Dünyadaki Müslümanlar bir yana, Irak ve Libya'da yaşayanların bile ezici çoğunluğu, kendilerinin ülkelerini dayatmacı yönetimleriyle özdeştirilmesini istemez. Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, hiç kimse demokratik yönetim yerine dayatmacı yönetimi tercih etmez.

Irak'ta dehşet verici, yüzbinlerce suçsuz insanın ölümüne yol açan savaş, bütün dünyadaki dayatmacı yönetimlerin sonunu getirecek. Yalnızca Amerika ve Avrupa'da değil, artık Asya ve Afrika'da da kan ve şiddetle ayakta duran yönetimlerin ayaklar altındaki toprak hızla kayıyor. Dış dinamiklerle Irak'taki yönetim değişmezse, iç dinamiklerle, İslam dünyasının hiçbir ülkesindeki yönetimi değiştirmek mümkün değildir.

Irak'taki dengesiz savaş Türkiye'nin çok partili dönemde bile değişmeyen "devlet politikası"nın sonunu getirdi. Türkiye, Meclis'i, Siyasi Partiler'i, Ordu'su, Üniversite'si, Hastane'si ve Holdingleri'yle yeniden yapılanmak zorunda. Türkiye'de seçimlerle politikalar değil, hükümetler değişir. Hangi siyasi parti iktidar olursa olsun, devlet politikaları değişmez. Hükümetlerin değiştiği, buna karşılık devlet politikalarının değişmediği bir ülkede, kimse demokrasiden söz edemez.

Irak'taki eli kanlı yönetim, özellikle Ortadoğu'daki bütün dayatmacı yönetimlerin en büyük garantisiydi. Irak'ta dayatmacı yönetim ayakta kaldığı sürece, hiçbir ülkedeki dayatmacı yönetim sorgulanamaz. Ayrıca hiçbir güç de dayatmacı, darbeci liderleri Lahey'de yargılayamaz. Gerçekten Huntington yanılmış. Dünya da medeniyetlerden daha çok yönetimler savaşıyor. Çünkü dayatmacı dayatmacıdır. Dayatmacının Müslüman'ı Hristiyan'ı, Yahudi'si, Budist'i ve Şintoist'i ve Konfüçyist'i olmaz.

Yirminci yüzyılın sonunda gerçek savaşın Amerika ile Rusya arasında olmaktan daha çok demokratik ile dayatmacı yönetimler arasında olduğu ortaya çıktı. Artık dünyanın hiçbir ülkesinde demokratik yönetimlerden dayatmacı yönetimlere dönmek mümkün değildir. Bütün dayatmacı yönetimler ya demokratikleşecek ya da iç ve dış dinamiklerle yok olup gidecektir. Bütün dünyada demokratikleşmenin hız ve yoğunluk kazandığı bir dönemde, dayatmacı yönetimler, "ben yaparım olur, kimse karışamaz" diyemezler.

Soğuk savaş döneminin sona ermesiyle, en büyük değişiklik ekonomi ve politikada yaşandı. Ekonomi ve politika da artık tıp ve mühendislik gibi, ideolojik olmaktan kurtuldu. Ekonomi ve politikanın da fizik ve kimya gibi, bütün dünyada geçerli ana yasaları var. Bu yasaların işleyişini devlet politikaları değil, tek tek seçmenlerin tercihi belirler. Kimse doğal yasaların savaşla uygulanmasını istemez.

Dünyanın hiçbir ülkesinde "devletin aklı" toplumun "ortak aklı"ndan daha güçlü ve daha büyük değildir.


23 Mart 2003
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED