AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Orada geriye akıyor zaman

Zemini de, tavanı da ahşap, mis gibi kokan kireç badanalı bir odada, pencerelerin önünü boydan boya kaplayan bir sedire oturmuştu. Açık pencereden içeriye dolan rüzgarın tatlılıkla hareket ettirdiği el örgüsü dantel tülü aralayıp dışarıya baktı. Sabah serinliği sırtını ürpertiyordu ama ne gâm. Karşıki sırtta sıralanmış evlerin gülümseyen aydınlık yüzüne o da gülümseyerek cevap verdi.

Hatırladı. Küçük bir kız çocuğuyken, anneannesinin köydeki evine her gidişinde, rüyaların ipekten kanatlarıyla okşadığı uykusundan anneannesinin alnını okşayan pamuktan elleriyle uyanır, yere serili yün yataktan bu sabah olduğu gibi 'zınk' diye dipdiri kalkardı.

Aynen böyle bir sedirin üstünde otururdu anneannesi. Uçları kanaviçe işli beyaz tülbendini kulaklarının arkasına geçirip, kimbilir neler neler düşünürken, mutmain bir yüz ifadesiyle, öylece karşıki bayıra bakardı. Fonda hep, adlarını bile bilmediği kuşların cıvıltıları, güngörmüş horozların ısrarcı ötüşleri, yumurtlamak üzere olan tavukların telaşlı gıdaklamaları, otlayan koyunların çıngırak seslerine karışan sakin melemeleri olurdu.

Kulaklarına çocukluğundan yerleşmiş bu sesleri duyunca, heyecanlandı. Başını sedirin öbür ucuna çevirse, anneannesini karşısında oturur bulacağını sandı ama, Allah'tan test etmeye kalkmadı bunu. Zamanın kendi hükmünü sürdürdüğünü, eklediği gibi eksilttiğini de öğrenmişti çoktan.

Ama burda bir şey vardı sanki, adını koyamadığı başka bir şey. Bir kere toprağın kokusu çok tanıdıkdı. Boyuna uzadıkça uzayan kavakların hışırtısı da bildiği gibiydi. İşte şu karşıki bayırda, bacaları birer birer tüten, beyaz örtülü kadınların percerelerinden sarktığı, açılan kapılarından bastonlarını iterek -sanki sadece bir aksesuardı bastonları- dudakları kıpır kıpır, çevik ihtiyarların çıktığı bu akça pakça evler, nerden baksanız zihnine, bir yirmi yıl önce işlenmiş resme aitti. Ne renkleri silikleşmişti oysa, ne de tozlanmışlardı. İnadına capcanlı, pırıl pırıldılar.

Niyeti, hafızasındaki "görsel" etiketli sandığı deşip eski resimleri diriltmek değil, oraya, itina ile saklayacağı yeni resimler eklemekti. "Neyse" dedi, "Burası Safranbolu. Burada elbette ağır işler zaman".

Kalktı oturduğu minderden. Etrafı gömme dolaplarla, raflarla çevrili ocağın başına vardı. Cep telefonunu şarj olması için prize takacakken vazgeçti, kapattı. Zamanın böylesine aheste aktığı bir yerde, kimse arayıp da öyle hemencecikten bulamasındı onu. Çok istiyorlarsa haberci bir güvercin uçurabilirlerdi ya da atlı bir ulak gönderebilirlerdi!

Gerisin geri pencere önüne yürüdü. Ahşap zemin inlemişti ağırlığı altında. Hatırladı ki, anneannesinin evinde de böyle olurdu. Zemin sarsılır, sarsıntıyla, tahta masanın üzerine dizilmiş gaz lambalarının şişeleri birbirine çarpar, çıkan ses içini gıdıklayınca katıla katıla gülmek isterdi. Burnuna birdenbire, anneannesinin kuzinede pişirdiği yeşil soğanlı-peynirli pidelerin, közlenmiş patetesin, çayın kokusu geldi. Aldırmadı.

Diğer 'misafir'ler uyanmadan şöyle bir gezmek istedi kaldığı konağın içini.

Kapının şıkşıkasına dokununca bir şey oldu. Şıkşıkadan eline, elinden tüm vücuduna dalga dalga bir başkalık yayıldı. Neydi bu, bilemedi. Odaların açıldığı yarı aydınlık sofaya çıktı. Eli tırabzanda merdivenlerden inerken, birdenbire, birinin ona baktığını hissetti. Gövdesiyle birlikte çevirdi başını. Merdiven başında, başında oyalı yazması, sırtında sırma işli kadife ceketi ile, minik bir kız çocuğunun elinden tutmuş, gözlerini gözlerine dikmiş genç bir kadın gördü. Şaşırmadı. Bu kadın birine benziyordu sanki.. Ama.., bu nasıl olabilirdi ki! Bir kere onu hiç bu yaşta görmemişti, -bir tane olsun gençlik resmi yoktu çünkü-, bu kırmızı yanaklı, güleç yüzlü kadın anneannesinine ne kadar da benziyordu! Bir an görünüp kaybolan bu resim, içinde kelebekleri kanatlandırmaya yetti de arttı bile...


17 Mayıs 2003
Cumartesi
 
FADİME ÖZKAN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED