AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
ABD-Türkiye ilişkileri: Müttefik ülkeden hedef ülkeye doğru...

Amerika'nın, Avrupa Birliği ve Türkiye ile ilişkileri Irak'tan sonra İran krizine bağlı olarak kritik bir sürece ilerliyor. "İran'da halk ayaklanması", "İran'ın nükleer tesislerine hava saldırısı" veya "El Kaide liderleri İran'da" gibi, her gün yeni senaryolarla krizi tırmandıran ABD'nin, İran ve Suriye'ye yönelik saldırgan tutumu Brüksel ve Ankara ile ilişkilerinde Irak krizinden daha derin bunalıma neden olacak gibi. ABD, "rejim değişikliği", "silahsızlandırma" ve "terör" gibi "geleneksel palavralar"la Türkiye'nin yanı başında çok daha sarsıcı ve kapsayıcı operasyonlara hazırlanıyor. Türkiye ve AB'nin bu operasyonlara yönelik tutumu, ABD ile ilişkilerinin de geleceğini belirleyecek.

ABD'nin bölgesel tasarrufu genişledikçe Türkiye'nin gelecek kaygıları da artmaya başladı. Avrupa Birliği'nin ise, Türkiye, Kafkaslar/Orta Asya, Balkanlar, Ortadoğu ve İslam dünyasına yönelik arayışı hız kazanıyor. ABD'nin başta Polonya olmak üzere, Doğu Avrupa ülkeleriyle yakınlaşmasına karşı Balkanlar'da yeni bir süreç başlatan AB, Arnavutluk, Makedonya, Hırvatistan ve Sırbistan'ı içine alan bölgede etkinliğini artırmaya çalışıyor.

Benzer şekilde, diplomasinin ağırlık merkezini Filistin ve Ortadoğu'ya ayıran AB, İsrail ve Amerika'ya karşıt politika belirleme, ABD ve İsrail'in bölgeye yönelik düşmanca tutumunu kullanarak Ortadoğu ile alternatif diyalog geliştirme çabası içinde. Ariel Şaron'un şartlı olarak Yol Haritası'nı kabul etmesinin pek fazla anlamı yok. Zira çok yakında sürecin nasıl sulandırılacağını hep birlikte göreceğiz. ABD'nin İsrail eksenli yaklaşımına karşı Filistin'i öne alan, ABD ve İsrail'in reddettiği Yaser Arafat'ı Filistin'in yasal temsilcisi olarak gören AB, İran ve Suriye konusunda da ABD'nin karşısında bir güç olarak varlık göstermeye çalışıyor.

İngiltere ve Almanya-Fransa ekseni arasında Irak işgali sırasında iyice kendini gsöteren gerilim daha da sertleşiyor. Fransa Eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing'in, İngiltere'ye "Avrupa Birliği ile Amerika arasında tercih yapması" için çağrı yapması, İngiltere'nin hiçbir zaman Avrupa Birliği'ni amaçlamadığını söylemesi ve bu ülkeyi ABD'nin birlik içindeki uzantısı olarak görmesi, İngiltere'nin ABD'nin "truva atı" olarak Avrupa Birleşik Devletleri vizyonunu sabote etme girişiminden duyulan rahatsızlığın hangi boyutlara geldiğini ortaya koydu.

Müttefik ülkeden, hedef ülkeye...

ABD ile ayrışma süreci hızlandıkça AB'nin Türkiye'ye bakışı değişiyor. Kıbrıs'ta tahmin edilenden daha kısa sürede alınan mesafe, Türkiye-AB yakınlaşmasının, bir başka ifadeyle dayanışmasının sonuçlarından. Avrupa ile Amerika arasındaki çözülmenin en yalın sonuçlarını göstereceği alanlardan birisi Türkiye. Ancak Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğinde, asıl ABD'nin yeni Ortadoğu politikası ve Türkiye'ye yönelik özel rezervleri belirleyici durumda.

Zira ABD için Türkiye, belli hedeflere karşı kullanılacak bir müttefik değil artık. Çizginin öte tarafına itilen, kontrol altına alınması gereken, "Amerikan-İngiliz-İsrail Ortadoğusu" için tehdit olarak algılanan, klasik müttefik ölçüsünü aşan ve en önemlisi hedef olarak görülmesi kuvvetle muhtemel bir ülke...

Irak'tan sonra İran ve Suriye imtihanından geçecek olan Türk-ABD ilişkileri, Türkiye'den değil, Amerika'nın bu tutumundan kaynaklanan ciddi zorluklarla karşılaşacak. Daha şimdiden İran ve Suriye'ye müdahale sırasında Ankara'nın ABD'ye tam destek verip vermeyeceği tartışılmaya başlandı. Özellikle son iki yıldır, Amerika için desteğin anlamı kayıtsız şartsız teslimiyet. Türkiye'nin hem ABD'nin "destek"ten anladığı şekliyle hem de bölgesel gerçekliklerden hareketle İran ve Suriye krizinde ABD'nin yanında bu anlamda yer alması çok zor. Son günlerde Türkiye'ye yönelen Amerika ve İngiltere kaynaklı açıklamaların, raporların veya suçlamaların, Türkiye'nin "günah çıkarması"ndan ziyade provokasyon niteliği ağır basıyor. Poul Wolfowitz'in ve Richard Perle'ün suçlamaları ve İngiliz kaynaklı düşünce kuruluşunun Türkiye'de darbe olacağı kehaneti, Türk-İsrail ekseninde rahatsızlıkların ortaya çıkması ve buna paralel olarak Yahudi lobilerinin Türkiye'yi hedef alan eleştirileri, kriz kapıyı çalmadan Ankara'yı kuşatma altına almayı amaçlıyor.

Wolfowitz'in orduyu hedef alan açıklamalarını tekrarlaması, ilk etapta Türkiye'de iç siyasi yapıda zorlama işaretleri olarak görülebilir. Ancak açıklamanın perde gerisinde, Türkiye'nin bir güç olarak bölgesel tasarruflarından duyulan rahatsızlık, İran ve Suriye konusunda ABD'nin kaygılarını paylaşmaması ve yeni Ortadoğu projesi konusunda "caydırıcı güç" olarak görülmesi var. ABD'nin müttefiki olarak Kafkaslar ve Orta Asya'da ABD adına at koşturan, ABD ve İsrail ile birlikte Ortadoğu'dan Orta Asya'ya kadar İslamcı güçlerle mücadeleye giren Türkiye, şimdi aynı güçlerin Irak, İran, Suriye, Lübnan, Filistin, petrol ve yeni küresel sistem projesi için fazlalık kabul ediliyor.

"Türkiye meselesi" ve demokrasi engeli

Irak, İran ve Suriye'den sonra "Türkiye meselesi" masaya yatırılacak. Bunu şimdiden kaydedelim. Türkiye'nin bölge ve Avrupa ile yakınlaşması veya farklı arayışları sürdükçe ABD ve İsrail ile ilişkileri daha kritik hale gelecek. Amerikan askerinin Türkiye topraklarına yerleşmesi planının başarısız kalması, Türkiye'nin kontrol altına tutulması projesine ağır darbe indirdi. ABD-İngiliz-İsrail üçlüsünün bölgesel ve küresel saldırganlığı ve buna bağlı olarak AB ve diğer güç merkezleriyle arasındaki farklılaşma devam ederse, ABD'nin Türkiye politikası "destek göreceği bir müttefik" ekseninden "kontrol altına alınması gereken bir güç" eksenine kayacak. Irak, İran ve Suriye'den sonra bölgesel kriz Türkiye'yi de içine alacak şekilde genişleyecek. Ortadoğu'nun diğer bölgelerinde demokrasi olmayışını gerekçe gören ABD, Türkiye'de ise demokrasiden rahatsız. Dolayısıyla "rejim değişikliği" gerekçesi Irak, İran ve Suriye'ye demokrasi getirme palavrasına dayanırken Türkiye'de demokrasiyi hedef alacak. Zira ABD, Türkiye üzerinden yürüttüğü planlarında en büyük darbeyi demokrasiden yiyor.


27 Mayıs 2003
Salı
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED