|
|
ÖMER ÇAKKAL
Padişah Abdülmecit'ten itibaren Türk müziğine Batı tınılarının girmesine "Sizin bu yenilik dediğiniz zaten bizim içimizde olan birşey" diyerek tepki veren Dede Efendi, ölümünün ardından geçen zaman içinde unutulmaya yüz tuttu ve bugüne sadece küçük bir çevre tarafından tanınan ve sevilen bir bestekar olarak geldi. Moral Prodüksiyon'dan içinde Dede Efendi'nin ve kendi bestelerinin yer aldığı "Bestegül" adında bir albüm çıkaran Mehmet Akça ise, Dede Efendi'yi geniş kitlelere tanıtmak ve sevdirmek için farklı bir proje üzerinde çalıştığını söylüyor. Akça'nın niyeti, Dede Efendi'nin eserlerini içeren bir dizi albüm çıkarmak. Projelendirdik ama... Mehmet Akça, 1967 Bilecik doğumlu bir Türk Müziği ses sanatçısı. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nda Türk Müziği eğitimi alan Akça, Elazığ ve Bursa Devlet Konservatuarları'nda ses sanatçısı olarak görev yaptı. Türk Müziği'nin üstatlarından Hammamizade İsmail Dede Efendi'nin 150. vefat yıldönümü olan 1995'ten itibaren Dede Efendi üzerine çalışmaya başlayan Akça, Mevlevi ayinlerden köçeklere, semailerden ilahilere kadar Dede Efendi'nin birçok türde verdiği eserleri incelemeye başladı. Şu an üzerine eğildiği proje, Dede Efendi'nin tüm bestelerini 29 albüm halinde yayınlamaya yönelik. Geleneksel müziğimizin ille de üretildiği dönemin sazları ile icra edilmesi gerekmediğini, günümüze uyarlanabileceğini söyleyen Akça, çalışmayla ilgili süreci, "1995'ten itibaren böyle önemli bir üstadın eserlerini yeni nesille buluşturabilmek amacıyla uzun vadeli bir projeye giriştik. Kültür Bakanlığı'na, Dede Efendi'nin tüm eserlerinin 29 albüm halinde çıkarılması için bir proje sundum. O zamanki Kültür Bakanımız Hüseyin Çelik projeyi olumlu karşıladı ve beni görevlendirdi. Ancak bakanlık el değiştirince bu çalışma da sekteye uğradı." diyerek anlatıyor. Klasik eserleri herkes okuyabilir!
Geleneksel müziğin klasik sazlarla yorumlanması fikrine katılmayan Mehmet Akça, Dede Efendi'nin daha fazla kişi tarafından dinlenmesi uğruna Nez tarafından bile okunmasından yana. Akça bu konuda "Şimdiye kadar Dede Efendi, papyonlu bir koro tarafından okundu ve müziği insanı uyutuyor gibi anlaşıldı. Gençler de Dede Efendi'den bihaber kaldılar. Biz onun eserlerinin günümüz sazları ve tarzıyla yorumlanabileceğini göstereceğiz. Parçalarını hareketlendireceğiz. Bu anlamda Dede Efendi eserlerinin Nez tarafından okunmasının ne zararı olabilir" diyor.
|
|
|