|
|
Akreditasyon ölçülerini açıklayın Genelkurmay Başkanı Özkök'ün, basın toplantısına sadece "akredite basının" temsilcilerini çağırması üzerine, Basın Konseyi, Genelkurmay'ı, "akreditasyon ölçütlerini açıklamaya" davet etti.
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Genelkurmay Başkanlığı'nı, "akreditasyon ölçütlerini açıklamaya" davet etti. Ekşi, "Genelkurmay Başkanı'nın basın aracılığıyla açıklama yapması, demokratik sistemin işleyişinin bir göstergesidir. Ancak, medyanın ayrımsız olarak bu toplantılarda bulunmasına olanak verilmemesi, Genelkurmay'ın, akreditasyon konusundaki ölçütlerinin objektif olup olmadığı sorusunu akla getirmektedir" dedi. Ekşi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün, "Genelkurmay Başkanlığı'na akredite" basının Ankara temsilcileri ile düzenlediği toplantı dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Objektiflik sorusu Ekşi, şunları kaydetti: "Sayın Genelkurmay Başkanı'nın, kamuoyunun ilgisini çeken önemli konularda basın aracılığıyla açıklama yapması, demokratik sistemin işleyişinin de bir göstergesidir. Ancak bu bilgilendirme, kamuoyunun serbestçe oluşumunu sağlamayı amaçlamalıdır. Onun da yolu, medyanın objektif kriterlere göre belirlenmiş temsilcilerinin ayrımsız olarak bu toplantılarda bulunmasına olanak verilmesidir. Oysa, bazı meslektaşlarımızın Basın Konseyi'ne yaptığı başvurudan, bugünkü (dünkü) toplantıya; Kanal-7, Samanyolu TV, Zaman, Yeni Şafak ve Akit gazeteleri ile 'Dünden Bugüne Tercüman' gazetesi temsilcilerinin çağrılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum, Genelkurmay Başkanlığı'nın akreditasyon konusundaki ölçütlerinin objektif olup olmadığı sorusunu akla getirmektedir. O nedenle, Genelkurmay Başkanlığı'nı, akreditasyon ölçütlerini açıklamaya davet ediyoruz." ÇGD: AKREDİTASYON AYRIMCILIĞI KABUL EDİLEMEZ Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı İsmet Demirdöğen de, ÇGD'nin akreditasyon uygulamasını doğru bulmadığını belirterek, "Hele bunun ayrımcılık yapmak amacıyla kullanılması hiç kabul edilemez. Gazete ve gazetecilerin 'akredite ya da değil, yandaş ya da değil' gibi ayrımlara tabi tutulması demokratik bir tutum değil. Bu uygulamayı yapanların tavırlarını gözden geçirmelerini talep ediyoruz" dedi. Demirdöğen, gazetecilere tanıtıcı kimlik verilmesi uygulamasını kabul ettiklerini, ancak buna bakarak ayrımcılık yapılmasına karşı olduklarını belirterek, ÇGD'nin daha önce de, andıçlarla gazetecilerin karalanması ve bazı gazetecilere ambargo konulmasına karşı çıktığını hatırlattı. KEZBAN BÜLBÜL İsmet Berkan / Radikal: Demokrasiyi savunalım Genelkurmay Başkanlığı'nın akreditasyon uygulamasının yanı sıra " genç subayların tedirgin olduklarına" dair iddialar da basın camiasında tepkiyle karşılandı. Radikal gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, dün "Görevimiz demokrasiyi savunmak olmalı" başlıklı yazısında, özetle şöyle dedi: "Hiçbir Genelkurmay Başkanı'nın bir başbakana gidip 'Genç subaylar tedirgin' diyeceğine inanmam. O Başbakan İsmet Paşa bile olsa, bir Genelkurmay Başkanı hiçbir şart altında bu sözü sarf etmez, edemez. ... 23 Nisan sıkıntısının ardından Nisan MGK'sı gergin geçince Genelkurmay bütün eleştirileri bir arada yanıtlayan bir bildiri yayımladı. Bildirinin bir bölümü de TSK'nın içine yönelikti. ... Bu çıkışın ardından gelen karşıt hamlede, 'Genç subaylar tedirgin' kartının kullanılması çok ilginç ve önemli. ... Söz konusu olan Genelkurmay Başkanı'nın otoritesi olduğu için ben bugün TSK'daki bu unsurlara yönelik çok kuvvetli bir çıkış bekliyorum, uzlaşma mesajı değil. ... Şimdi gazetelere ve gazetecilere çok iş düşüyor. Demokrasiyi, laiklik karşıtlarına karşı da, laikliği bahane edip askeri darbe planlayanlara karşı da savunmak bütün sivil toplumla beraber bizim de görevimiz." Hasan Cemal / Milliyet: Basın emir dinlememeli
Milliyet Gazetesi başyazarı Hasan Cemal de dünkü Radikal gazetesinde Neşe Düzel'in kendisiyle yaptığı söyleşide, basın ve asker ilişkilerini sorguladı. 28 Şubat sürecince yaşanan Andıç olaylarına da değinen Hasan Cemal, "Basın general emri dinlememeli. Gazeteciliğin özünde bağımsızlık vardır. Bu, askerden, devletten, iş ve siyaset dünyasından bağımsızlıktır. Bu meslek ancak böyle ayakta durur. Özeleştiri zamanı geldi geçiyor. Basın titreyip kendine gelmeli. 'Andıç' olayında, generallerin gazeteci-lerle uğraşması utanç vericiydi. ... Şemdin Sakık'ın ifadesine dayanılarak Mehmet Ali Birand ile Cengiz Çandar'ın PKK'dan para aldıkları ileri sürülmüştü. Oysa yapılanın dezenfor-masyon olduğunu biliyorduk. Zaten Sakık sonradan 'böyle bir şey söylemedim' dedi. 'Andıç' denilen belgenin varlığı da çok sonra ortaya çıktı. ... Medya, bir sivil toplum kuruluşudur. Bu sivil toplum kuruluşu görevini tam yapmıyor. Kırık not almaya devam ediyor. ... Gazetecilik mesleğinin özünde bağımsızlık vardır. Bu, devletten, askerden bağımsızlıktır."
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |