AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Emir-komuta hedef alınmasa Özkök yine konuşur muydu?

"Akredite" gazete temsilcilerinin sözlerinden anladığımız kadarıyla Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, beklendiği gibi öncelikle ve önemle ordu içinde "genç subaylar parolası" ile yansıtılan haberi, yani orduda iki başlılığı reddetti. Özkök, komutan olarak TSK içinde "emir-komuta zinciri"nin zedelendiğine dair bir görüntü veya algılamaya en başta itiraz etmesi ve bunu gidermesi gereken bir pozisyondadır. Görevi, silahlı kuvvetler içinde bütünlüğü sağlamaktır.

Toplantıdan sızan bilgilerden anladığımız kadarıyla; özellikle ordu içindeki bölünmüşlük yorumlarına net bir şekilde itiraz ederek bu görevini yapmıştır. TSK içinde, gerçekten de "Genç Subaylar"ın bulunup bulunmadığı ve bunların rahatsız olup olmadığı sorularına Özkök'ün şu cevabı verdiği yansıtıldı:

"Hiyerarşiye uyulmadığı görüntüsü çok zararlı olur. Bu haberlere kaynaklık edenler kimlerse bunları lanetliyorum."

Bu son cümleden anlaşılan o ki, Özkök'ün sözkonusu habere kaynaklık edenlerin kimliği konusunda da net bir fikri bulunmaktadır.

İki gün önceye dönelim....

Tartışmaların hararetlendiği Cumartesi günü, Başbakan Erdoğan gazetelerde çıkan haberleri yalanlayarak tekrar tekrar böyle bir şey olmadığını söyledi. Aynı gün, Genelkurmay Başkanı'nı da arayarak bu konuyu görüşerek ondan da haberlerin tekzip edileceği sözünü aldı. Görüşmenin hemen ardından da Genelkurmay Başkanı'nın bir basın toplantısı düzenleyeceği haberi geldi. Bu toplantıda söylenenler de, Erdoğan'ın "böyle bir şey yok" dediği şeyleri gerçekten olmadığını doğrulamaktadır. Genelkurmay Başkanı'nın Başbakan'la yaptığı 1,5 saatlik görüşmede, TSK içindeki bazı subayların rahatsızlığına dair bir bilgi iletmediği ve icraatlarından dolayı AK Parti'ye yönelik bir eleştiri de yöneltmediği anlaşılmıştır. Haber; habere kaynaklık edenlerin Org.Özkök tarafından lanetleneceği bir şiddette yalanlanmıştır.

Yine de konuşulanlardan anlaşılan o ki, Cumhuriyet gazetesinin bütün bu gelişmeleri tetikleyen haberinde "genç subaylar" tanımı bulunmasa; yani, ordu içinde çeşitli komuta kademelerinin olaylara bakışında keskin farklılık zikredilmese Genelkurmay Başkanı, hükümetle ilgili eleştirileri gidermek için bu çapta bir toplantıya gerek görmeyebilir, böyle bir toplantıyı düzenlemeyebilirdi.

Özkök, ordudan fraklı sesler çıkıyor görüntüsünden açık bir şekilde rahatsızdır. Ama, toplantıdan sızan bilgiler alt alta toplandığında Genelkurmay Başkanı'nın, "hükümetle uyum" konusuna fazla bir vurgu yapmadığını hatta, "kadrolaşma"dan rahatsız olduklarını söyleyecek kadar mesafe koymayı ihmal etmediği de görülüyor. Özellikle, "sebepler devam ettikçe, 28 Şubat'ın da devam edeceği" anlamında bir cümle var ki, bütün sözler ayrı tutulsa ve sadece bu cümle konuşulsa yeridir. Böyle bir tavır takınılabildikten sonra, AB ile ilgili iyi niyetlerin de doğal olarak fazla bir anlamı kalmamaktadır.

Bir şey daha...

Endişe edecek bir şey yoktur ama belli ki, asker üzerinden siyaseti sınırlama ve rahatsız etme alışkanlığı devam edecektir. Siyasetin lokomotifi olan hükümetin bu gerçeği ıskalamaması gerekmektedir. Kim hangi gerekçeyle problem çıkarırsa çıkarsın, bunları gidermek ve üstesinden gelmek görevi hükümetin omzundadır.

Sonuçta; kaynağı ne olursa olsun Meşrutiyet'ten kalma "genç subaylar" patentinin kullanılabildiği ve gazetecilerin akredite olanlar/olmayanlar diye rahatlıkla ikiye ayrılabildiği bir ülkede yaşıyoruz...


27 Mayıs 2003
Salı
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED