T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Hey, orada kimse yok mu?

Dünkü Amerikan gazetelerine bakacak olursanız, Türkiye ABD'nin şartlarını kabul etmiş...

Washington Post, Ankara mahreçli ve Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'tan alıntılar üzerine kurulu haberinde, "Haftalar süren pazarlık ve geciktirmeden sonra, Türkiye, Irak'a ikinci cephe açmak isteyen Amerikan birliklerine topraklarındaki üsleri kullandıracağı sinyalini verdi" bilgisini sunuyor. Gazete, "Milyarlarca dolarlık yardım ve kredi karşılığı" diyor bu kabul için...

New York Times, kaynağının 'Amerikan yetkilileri' olduğunu belirtme dürüstlüğü gösterdiği haberinde, pazarlığın "15 milyar dolarlık âcil ekonomik ve askerî yardım" ile tamamlandığını bildiriyor. Gazete, "Türkiye, anlaşmanın bir parçası ve İMF'nin koyduğu şartların gereği olarak, tasarrufa riyaret edeceğini, bütçe açığını kapatacağını ve özelleştirme programını sürdüreceğini de kabul etti" diyor... Sanki 'teslim alınan' ülke Türkiye imiş gibi... Kore kriziyle ilgilenmek üzere çıktığı Uzak Doğu seferinden önce, Colin Powell, Türk hükümetinin, Amerikan askerlerinin Türkiye'de konuşlandırmasına dair yetki isteyen 'tezkere'yi gelecek hafta başında Meclis'e sunacağını da ilân etmiş...

Oh, ne âlâ, ne âlâ...

Yalnız burada biraz durmakta yarar var. Kısa bir 'es' istememin sebebi, Yeni Şafak yazarları olarak, son 48 saatin büyük bir bölümünü beraber geçirdiğimiz hükümet ve Ak Parti yetkilileri ile Meclis başkanından Amerikan basınının işaret ettiği türden bir gelişmeyi mümkün kılacak bir mesaj almamış oluşumuz... Ak Parti lideri Tayyip Erdoğan, "Konuyu para pazarlığı olarak göstermek yakışıksız" demişti bizlere. Başbakan Abdullah Gül, Amerikalıların kullandıkları taktiklerden duyduğu rahatsızlığı gizlemiyordu, bıkkınlıkla... Dün manşet haberimizde okudunuz; TBMM Başkanı Bülent Arınç, hepimizin gözleri içine bakarak, "Meşru olmayan tezkere Meclis'ten geçmez" dedi.

Ak Parti öndegelenlerinin sözleri yeterli değilse, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, hemen her fırsatı kollayarak yaptığı, 'uluslararası meşruiyet' için BM Güvenlik Konseyi'nin konuyla ilgili yeni bir karar alması uyarısını da hatırlayabiliriz. Son MGK'da o yönde bir tavsiye kararı da alınmıştı. ABD'nin İngiltere ve İspanya üzerinden gerçekleştirmeye çalıştığı 'yeni karar' henüz formüle edilmiş bile değil...

Bütün bu 'gerçekleri' alt alta koyduğumuzda, Washington yönetiminin, Amerikan gazeteleri aracılığıyla dün verdiği "Anlaşma tamam" mesajının doğru olması mümkün görünmüyor. Hükümet yetki isteyen 'tezkere'yi Meclis'e sevk etse dahi, kendi hesabıma, Başbakan Gül'ün ağzından, "ABD ile anlaştık" sözünün çıktığını duyana kadar, Türkiye'nin savaşa direnmeyi sürdürdüğü kanaatimden vazgeçmek niyetinde değilim...

Bunun sebebi belli: ABD, Türkiye topraklarını en geniş biçimiyle 'üs' olarak kullanma niyetine kapıldığı andan itibaren, her yönteme başvurarak, istediği sonucu almaya çalışıyor. En sık başvurduğu yöntem de 'dezenformasyon'... O yöntemi etkili kılmak için, hemen her Amerikalı ağız, benzer sözleri tekrarlayıp duruyor... Önce "Üç gününüz var" ile başladı sıkıştırma, sonra "48 saat" ve "Bugün" mühletlerini duyduk... İçimizdeki sözcülerine "21 Şubat'ta oldu oldu, yoksa gemiler Basra'ya" blöfünü bile yazdırdılar. Amerika'nın Türkiye'yi dışarıda bırakan bir 'B Planı' bulunmadığı iyice ortaya çıkmışken, hükümet, İMF'li şartlarına bile "Lebbeyk" diyecek biçimde Washington'un suyundan neden gitsin?

Amerikan gazetelerinde dün okuduğumuz haberler, varılan bir mutabakatın açıklanması değil, olsa olsa Washington'un yeni bir dezenformasyon kampanyasının unsurları olabilir. Bu defa da, "Anlaştık" diyerek, hükümeti ve Ak Parti'yi çizgilerine zorlamanın peşinde ABD...

"Hey, orada kimse yok mu?" diye sormam boşuna değil...


23 Şubat 2003
Pazar
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED