T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M
Gül: Önyargılı değiliz

Yükseköğretim reformu ile ilgili sürecin son aşamasına gelindi. Çalışmaya kısa bir süre katılan Başbakan Abdullah Gül, yükseköğretim konusunda ideolojik ve önyargılı bir yaklaşım taşımadıkların söyledi.

Yükseköğretim Yasa Tasarısı Taslağı'nın son şeklinin verileceği 2 günlük atölye çalışması dün Başbakan Abdullah Gül ve Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu'nun katılımıyla başladı. 27 kişilik atölye çalışmasına üniversitelerin eski rektörleri, öğretim üyeleri ve eğitim sendikaları temsilcilerinin yanısıra DPT temsilcisi ile Akreditasyon Kurulu Başkanı da dahil edildi. Mevcut YÖK(Yüksek Öğretim Kurulu)'ten hiçbir temsilcinin bulunmadığı toplantıya, YÖK Denetleme Kurulu Eski Üyesi İhsan Tarakçıoğlu'nun katıldığı görüldü. Sabah saat 11'de başlayan toplantıya Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu başkanlık etti. Atölye çalışmasında öncelikle tartışma yöntemi belirlenirken, Başbakan Abdullan Gül öğle saatlerinde toplantının yapıldığı Gölbaşı Vilayetler Evi'ne gelerek çalışmaya kısa bir süre iştirak etti. Başbakan Gül yaklaşık 40 dakika kaldığı toplantı salonundan çıkışından sonra basın mensuplarına bir açıklamada bulundu.

Başbakan Abdullah Gül, AK Parti hükümetinin, üniversite sahasında köklü değişiklik ve reform yapılmasının gereğine inandığını söyledi. Türkiye'deki üniversitelerin gelişmiş ülkelerdeki gibi, toplumun lokomotifi ve her türlü kalkınmanın öncüsü olmasını istediklerini belirten Başbakan Gül, "Bu konulara kesinlikle ideolojik bir yaklaşım içinde değiliz. Hangi konu olursa olsun ideolojik yaklaşım içinde olursanız o zaman bir bağnazcılık söz konusu olur, objektif olamazsınız. O açıdan gayet serbest ve özgür biçimde her şey tartışılmalı. Farklı farklı düşünceler rahatlıkla devreye konmalı." diye konuştu. Gül, ifade edilen bütün düşüncelerin bir konsensusa bağlanarak Türkiye için en iyi yükseköğretim kanunu tasarısının çıkarılacağını belirtti.

Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu ise, üniversite sistemine müdahale etmek isteyen bir hükümet için mevcut YÖK sisteminin en iyi fırsat olduğunu dile getirdi. YÖK'ün bütün üniversiteleri her türlü detayda yönetebilen yetkilere sahip, siyasi atamalarla oluşan bir kurul olduğunu söyleyen Bakan Mumcu, "Eğer böyle bir niyetimiz olsaydı mevcut sistemi yaşatmak yönünde bir eğilim ortaya koyardık." dedi.

  • ASLIHAN ALTAY KARATAŞ

    EĞİTİM-BİR-SEN: DESTEKLİYORUZ

    Eğitim-Bir Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, hazırlanan yeni YÖK yasa tasarısını bazı eksikliklerine rağmen desteklediklerini belirterek, "Tasarının özellikle dekan ve rektör seçimlerini düzenleme şeklini ve kurumun adıyla birlikte yapısının da değişmiş olmasını çok olumlu buluyoruz" dedi. Gündoğdu, yeni tasarının üniversitelerin gelişmesi ile birlikte kalite ve verimlilikte rekabetin önünün açılmasına imkan tanıması bakımından da sevindirici olduğunu kaydetti. Gündoğdu tasarıda bazı eksiklikler de bulunduğunu ve bu eksikliklerin Bakanlar Kurulu'nda mutlaka yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine işaret ederek şunları söyledi: "Fakültelere tüzel kişilik verilmelidir. Yardımcı doçent ve araştırma görvlileri daimi statüde yer almalıdır. YEK'e üye verecek sivil toplum kuruluşları arasında mutluka eğitim ve bilimin bir kolu olan Eğitim Sendikaları da bulunmalıdır. Ayrıca bu üyelerin atanmasında cumhurbaşkanına yetki verilmesi gereksizdir"

    "Demokratikleşme çok seslilikten geçer"

    Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, eğitimin demokratikleşmesinin, demokrasi bilincinin ve demokratik yönetim anlayışının benimsenmesiyle mümkün olabileceğini söyledi. Eğitim Sen tarafından düzenlenen, "Eğitim Yönetimi ve Üniversitelerde Demokratik Yapılanma" konulu sempozyumda konuşan Dinçer, eğitimin yönetiminde tüm toplum ve eğitim emekçilerinin, oluşturdukları örgütler aracılığıyla doğrudan yer alması gerektiğini belirtti. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı İsmail Bircan da Türkiye'nin, eğitimle ilgili sorunları katılımcılık ilkesi içinde tartışmaya devam ettiğini ifade etti. Bircan, "Dünyada kürselleşme sürecinin de hızlandığı düşünülürse, eğitim sisteminin daha demokratik hale getirilmesi gerekiyor" diye konuştu.

    ÜNİVERSİTELER ÖZERK OLMALI

    Anayasa Hukuku profesörlerinden Zafer Üskül ve Necmi Yüzbaşıoğlu Anayasa'nın 130 ve 131. maddelerinde yapılması düşünülen değişiklikleri değerlendirirken, çalışmayı "esas itibariyle olumlu bulduklarını" belirttiler. Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, 130. maddede yapılan düzenlemeyle üniversitelere bilimsel özerkliğin yanısıra idari ve mali özerkliğin sağlanmasını "yerinde bulduğunu" ifade etti.

    Rektör seçiminde YÖK'ün belirleyiciliğinin kaldırılmasını doğru bulduğunu dile getiren Prof. Dr. Yüzbaşıoğlu, "sıralama konusunda YÖK ile Cumhurbaşkanı arasında yaşanan gerginliğin de bu yolla engellenebileceğini" söyledi. Prof. Dr. Zafer Üskül de yükseköğretim sisteminde yeniden yapılanma sağlamak için 130 ve 131. maddelerde değişiklik yapılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Prof. Dr. Üskül, YEK'in yapısına ilişkin 131. maddede yer alan üye dağılımının tartışılabileceğini, ÜAK'ya da kendi içinden üye seçme hakkı verilebileceğini söyledi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üyesi ve Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdari Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ülkü Azrak ise hazırlanan Yükseköğretim Kanunu Tasarısı Taslağı'nda da sorunun çözümüne yönelik "tedbirlerin" yer almadığını ileri sürdü.



  • 23 Şubat 2003
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED