|
Amerika’nın ufuktaki tehlikesi!
1945-1991 yılları arasındaki
“Soğuk Savaş”
döneminde
“Sovyetler Birliği”
bir tarafta, ABD patronluğundaki
“Batı dünyası”
ysa diğer taraftaydı. Batı bu dönemde kendisini
‘Hür Dünya’
, Sovyetler Birliği’niyse
“Demirperde” di
ye niteledi. Demirperde
“otokrasi”
yi, “Hür Dünya” ise ‘demokrasi’yi temsil ediyordu. Ancak kazın ayağı pek öyle değildi, Latin Amerika başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde ABD demokrasiyi askıya alan askerî rejimleri destekledi. ABD’nin doğrudan veya dolaylı müdahalede bulunduğu herhangi bir ülkede demokrasi inşa ettiği vaki değil. Bunun son örneği Afganistan. 2001’de ABD müdahalesiyle
“Taliban rejimi”
yıkılmıştı. 20 yıllık işgalin ardından ABD çekilirken “Taliban” iktidara geldi.
“Soğuk Savaş” döneminde Amerikalılar,
CIA
desteğiyle demokrasilerin askıya alınması ve ardından askeri dikta rejimlerinin kurulmasıyla pek ilgilenmediler. Bütün bunlar “dışarıda” olup bitiyordu. ‘Tehlike’ evin içine gelmediği takdirde bir mesele yoktu. Önceki yazımda ABD’de yapılan bir araştırmaya atıfta bulunmuş idim. Araştırma ABD’nin dünyadaki demokrasi dışı rejimlerin yaklaşık dörtte üçüne destek verdiğini gözler önüne sermekteydi.
1960’larda ‘Hür Dünya’nın sözde jandarması ABD’de “
Sivil Haklar hareketi”
zuhur ettiğinde “Soğuk Savaş” en sıcak dönemini yaşıyordu. Hareket sistematik ayrımcılığa maruz bırakılan Siyahî Amerikalılar’ın sivil, medenî haklara kavuşturulmasını amaçlıyordu. ABD’nin dört yanına yayılan kitle hareketlerinin sonucunda dönemin ABD Başkanı
Lyndon Johnson
1965’te
“Seçmen Hakları Yasası”
nı imzalamak durumunda kaldı. Bu yasayla Siyahî Amerikalıların oy verme hakları Federal Hükümet’in güvencesi altına alınıyordu.
“Siyahîlerin Hayatları Önemlidir”
hareketinin gösterdiği gibi Siyahîler’e yönelik ayrımcılık tamamen son bulmadı.
ABD’de demokrasinin tehlikede olduğuna dair görüşler giderek ciddiyet kazanıyor. 6 Ocak 2021’de
Amerikan Kongresi’nin
Trump yanlısı radikal gruplar tarafından işgal edilmesi, hep dışarıda bir yerlerde olduğu zannedilen ‘tehlike’nin evin içine kadar geldiğinin dramatik bir göstergesiydi. İşgalcilerin iddiası, Kasım seçimlerini Demokrat Partili Başkan Adayı
Joe Biden’ın
hile ile kazandığı şeklindeydi. Demokratlar’a göreyse “işgal” bir darbe girişimiydi.
Ünlü siyaset bilimci
Prof. Adolf Reed’e
göre 6 Ocak Kongre işgali, Kasım 1923’te Hitler’in başarısızlıkla sonuçlanan Münih’teki
“Birahane darbesi girişimi”
nin Amerikan versiyonu idi. Prof. Reed, 23 Ağustos 2021 tarihli
“Bütün ülke Reichstag”
başlıklı yazısındaysa Amerikan demokrasisine yönelik tehdidin çok ciddi olduğunu vurguluyordu. Cumhuriyetçiler’in kontrol ettiği eyalet meclislerinin oy haklarını kısıtlamaya yönelik girişimlerine dikkat çeken Prof. Reed, Trumpçı Cumhuriyetçilerin 2022 ve 2024 seçimlerinde iktidarı ele geçirmeye hazırlandıklarını belirtiyordu.
‘Ufuktaki Tehlike’
buydu. Hitler’in iktidara gelmesini destekleyen iş adamlarına atıf yapan Reed’e göre Amerikan sermayesinin bir kesimi de bu gelişmelerin arkasındaydı. Reed bir röportajında ise Hava Kuvvetleri başta gelmek üzere ABD ordusunun yaklaşık üçte birini teşkil eden Trumpçı çizgideki bir gruba da dikkat çekiyordu.
Prof. Todd Gitlin, Prof. Jeffrey C. Isaac ve Bill Kristol
imzasıyla 9 Aralık’ta
“The Bulwark”
ta yayınlanan bir yazıdaysa ABD Başkanı Biden’dan Amerikan demokrasisini kurtarmak için acîl bir kampanya yapması isteniyordu. Yazarlara göre tehlike evin içindeydi ve demokrasi önce evde yaşamalıydı. Yazarlardan ikisi Merkez Sağ ve Merkez Sol eğilimli, diğeriyse eski bir Neocon. Yazı, Biden’ın ev sahipliğinde düzenlenen sanal
“Demokrasi Zirvesi”
ne bir atıftı.
Yazarlar 27 Ekim’de de
“ABD’de demokrasinin geleceği tehlikede”
başlıklı bir açık mektup kaleme almışlardı.
Francis Fukuyama, Adolf Reed, Noam Chomsky, Michael Kazin, Max Boot ve Eliot A. Cohen
gibi ünlü akademisyenlerin de aralarında olduğu 50 isim mektuba imza attı. Kasım ayında Amerikan Kongresi’ne ve kamuoyuna seslenen 2 ayrı mektup daha kaleme alındı. Eski CIA başkanları, diplomatlar, akademisyenler, ulusal güvenlik ve dış politika uzmanlarından yüzlerce isim mektuplara imza attı. Bu mektuplar aynı tehlikeye işaret ediyorlar. Dünyada demokrasiyi sözde korumak isteyen ABD’nin kendi evindeki durumu bu.
#Sovyetler Birliği
#ABD
#Taliban
2 yıl önce
Amerika’nın ufuktaki tehlikesi!
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon