|
Sahra’da atomik vizyonlar!
İnsanlık tarihinde ilk defa Amerika’nın kullandığı “
Atom Bombaları”
yla ilgili olarak dikkat çekmek istediğim birkaç husus daha var. Amerikalılar 1945 yılının ilk altı ayında onlarca Japon şehrini havadan bombardıman etmiştiler. Bu son derece yıkıcı bombardımanlara maruz kalmamış az sayıda şehir vardı. “
Hiroşima
” ve “
Nagazaki
” bu şehirler arasındaydı. İki kentin sakinlerinin de ziyadesiyle merak ettiği bir konuydu bu. Amerikalılar atom bombaları için uygun hedef olarak belirledikleri şehirleri diğerlerinden ayırarak sonraya saklamışlardı. Yani ABD için mesele, Japonların bir an önce silah bırakmalarını sağlamak falan değildi.
Mesele, ABD’nin dünyanın en yıkıcı silahına sahip olduğunu istikbaldeki rakiplerine göstermekti. Bu olası rakip Japonya’yı istila etmeye hazırlanan “
Sovyetler Birliği
”ydi. Hiroşima ve Nagazaki sakinleri ABD’nin güç gösterisinin muhtemel kurbanları olarak seçilmişlerdi. Atom bombasının bir ormanlık alan üstünde patlatılmasının Japonların gözünü korkutarak teslim olmak zorunda bırakılacaklarına ilişkin önerilerse geri çevrilmişti.
ABD, ilk atom bombasını kendi ülkesi içinde test etmişti. Önceki yazılarımda testin yapıldığı
“New Mexico”
eyaletindeki bölgede yaşayan sakinlerin daha çok “
Beyaz olmayan Amerikalılar
” ile “
Yerliler
” olduğuna dikkat çekmiştim. ABD nükleer bomba yapan Batılı müttefiklerine ve Doğulu rakiplerine de “
model
” oldu. ABD 1950’lerdeki denemelerini İkinci Dünya Savaşı’nda
Güney Pasifik
’te ele ele geçirdiği “
Marshall Adaları
” ve civarında yaptı. Sovyetler Birliği ilk denemesini “
Kazakistan
”da, Çin ise “
Uygur
” bölgesinde yapacaktı.
ABD’nin nükleer bomba programında ortaklarından olan İngiltere ilk denemesini sömürge topraklarında, Batı Avustralya kıyılarındaki “
Montebello Adaları
”nda gerçekleştirdi. İngiltere Güney Avustralya’daki “
Maralinga
” ve “
Emu Fields
”te de denemelerine devam etti. Fransa ilk denemesini 1830’da işgal ettiği “
Cezayir
”de yaptı. İngiltere ve Fransa, kendi insanlarının nükleer serpintiye maruz kalmamaları için çok uzaklarda olan sömürgelerde gerçekleştirdiler. Bu denemeler dönemin Batılı rejimlerin insanları nasıl kategorilere ayırdığının bir resmiydi.
Fransa 1960-1966 yılları arasında Cezayir’de 17 nükleer deneme gerçekleştirdi. Fransa daha sonra denemelerini Güney Pasifik Okyanusu’ndaki sömürge topraklarına, şimdiki
“Fransız Polenezyası
”na kaydırdı. Fransa’yı protesto eden sivil eylem grubu olan “
Greenpeace
”e ait “
Rainbow Warrior
” gemisi 1985’de Yeni Zelanda’nın “
Auckland limanı
”nda kundaklandı. Kundaklama sonucunda Portekizli bir fotoğrafçı hayatını kaybetti. Kundaklama emrini
“Sosyalist Parti”
den Fransa Cumhurbaşkanı seçilen
François Mitterrand
’ın verdiği ortaya çıktı. Saldırının perde arkası ifşâ olduğunda Fransa Savunma Bakanı
Charles Hernu
istifa etti.
Bugün Cezayir ve Fransa arasında “
nükleer miras
” meselesi hâlâ müzakere konusu. Fransa, nükleer atıkları gizlediği bölgelerin tam haritasını Cezayir’e vermedi. Fransa Hiroşima’ya atılan bombadan dört kat daha güçlü olan ilk bomba denemesini Şubat 1960’da Cezayir’in Güney Batısındaki bir sahrada gerçekleştirdi. Nükleer serpinti Fransız ve İngiliz sömürgesi olan birçok ülkeyi birden etkiledi. Ancak Fransızlar serpintinin yayılım etkisini gizli tuttular.
Bugün Fransa yanlısı hükümeti deviren askerî darbeyle gündeme gelen Nijer’in kuzeyi de bu denemeden etkilenmişti. En fazla etkilenen grup bizim Osmanlı döneminde “
Tevarikler
” olarak bildiğimiz, sahra göçebeleri “
Tuaregler
” idi. Cezayir ve Libya’nın güneyi ile Nijer, Çad ve Mali’nin kuzey bölgelerinde yaşayan Tevarikler nükleer serpintilere maruz kalmıştılar.
Fransa’da sürgünde yaşayan şair ve ressam
Mahmudan Hawad
bu ilk deneme sırasında 10 yaşında bir çocuktu. Nijer’in kuzeyindeki Tuaregler’den olan Hawad,
“Sahara: Atomik Vizyonlar”
kitabında nükleer serpintiye maruz kalan halkının acılarını şiir diliyle anlatıyordu.
Fransa Cezayir’de 17 deneme yapmıştı. Her deneme güneş gibi çok parlak bir ışık çıkararak başlıyordu. Hawad bu yüzden “
On yedinci atom güneşi/Çölün uğultulu sessizliği/ Hiroşima ya da Nagazaki tarafından yutuldu mu?/ Hayır, hayır!/Bu Tuaregler’in çölü
” diyordu.

Hawad Tuaregler’in serpintinin acılarıyla nasıl yaşadıklarınıysa şu dizelerle dile getiriyordu:

“Tuareg ya da akrep olmalısın/Radonla gaza boğulmuş /Ve radyoaktif dalgalarla/ Dolaşmaya devam etmek için/ Bakarak ve nefes alarak.”
#Politika
#Fransa
#Abdullah Muradoğlu
#ABD
#Tarih
9 months ago
Sahra’da atomik vizyonlar!
Manda yuva yapmış söğüt dalına
Muslera tek başına yetemedi
Rabbine hasım kesilen insan!
Sosyal çürüme yazıları 8: Sıkıntı yok cumhuriyeti
Belirsizlik ‘algılamayı’ öldürür