1812’de Rusya’ya açtığı savaşta Napolyon neredeyse kazanmak üzereydi. Rusya’nın bir müttefikinin devreye girmesiyle Napolyon zaferini taçlandıramadığı gibi yenildi de. Moskova şehrinin anahtarlarını teslim almayı bekleyen Napolyon canını bile zor kurtardı. Rusya’nın imdadına yetişen müttefik “General Kış” idi. Ağır kış şartları Fransız ordusunu tüketmişti. “General Kış”, İkinci Dünya Savaşında Hitler’in ordusunu da bozguna uğratmıştı. Trump’ı yenmekten umutları kesilen Demokratlar’ın imdadınaysa “General COVİD-19” yetişti.
ABD seçimlerine 100 gün kadar bir süre kaldı. Salgından önce Trump’ın kaybedeceğine pek ihtimal verilmiyordu. Salgın her şeyi değiştirdi. Trump yönetimi “General COVİD-19” ile mücadeleyi iyi yürütemedi. 150 bine yakın insan öldü, 40 milyon kişi işini kaybetti. Artarak devam eden salgının Trump’a bir faturası olacaktır. Trump’ı destekleyen Cumhuriyetçiler’in önemli bir yüzdesiyse Trump’ın “General COVİD-19”a karşı iyi sınav vermediğini düşünüyor.
Amerikalı bir yazar ülkesini “Paranın satın aldığı en iyi demokrasi” olarak yaftalamıştı. Amerikan seçimlerini bağışlar şekillendiriyor. Salgından önce Trump, 2020 seçimleri için Demokratlar’dan daha fazla para toplamış görünüyordu. Şimdiyse bu denklem değişiyor. “Slikon Vadisi”nin önde gelen milyarderlerinden sonra New York’ta Wall Street sokağında yuvalanan finans grupları da Joe Biden’ın kazanması için ellerini ceplerine atmaya başladılar.
Wall Street, Demokrat Parti’den Başkan adayları olarak sahneye çıkan Demokratik Sosyalist Bernie Sanders ve İlerici kanattan Elizabeth Warren’den hiç hazzetmiyordu. İki aday daha fazla vergi ve daha fazla düzenleme yanlısıydı. Biden ön seçimlerde rakiplerini geride bıraktı. Ancak Biden, Sanders ve Warren ile işbirliği yaptı. Biden’in Hükümet programına şimdi bu üç isim rengini verecek. Biden kazanırsa Wall Street grupları daha fazla vergi verecekler ama bir şekilde bunu telâfi edeceklerini düşünüyorlar. Yani, bir elle verdiklerini öbür elle alacaklar.
Cumhuriyetçi Parti’yse para kaynaklarını sadece Trump’a yönlendirmek istiyor. Kasım’da sadece ABD Başkanı seçilmeyecek, Temsilciler Meclisi’nin tamamıyla Senato’nun üçte biri de yenilenecek. Yüzlerce Cumhuriyetçi adayın paraya ihtiyacı var. Parti kaynaklarının seçimlere tahsisindeyse Trump’ın damadı ve Başdanışmanı Jared Kushner başrol oynuyor imiş.
2018’de Cumhuriyetçiler Temsilciler Meclisi’nde çoğunluklarını kaybetti. Cumhuriyetçiler Senato’da Demokratlar’dan üç koltuk fazlalar. Cumhuriyetçiler Temsilciler Meclisini gözden çıkarmış görünüyorlar. Bu yüzden mali güçlerini Trump’a ve Senato’ya ayırıyorlar. Önem sırasında Temsilciler Meclisi en altta. Cumhuriyetçi vekillerse bu duruma isyan ediyorlar.
Trump 2016’da kendisine yatırım yapan bazı önemli bağışçılarını kaybediyor. Milyarder yatırımcı Robert Mercer ve kızı Rebekah Mercer ortalıkta görünmüyorlar. Mercer’ler “Alternatif Sağ” olarak bilinen daha Sağ’daki grupların da finansörüydü. Trump’ın eski Başstratejisti Steve Bannon bu isimlerden biri. Mercer Ailesi Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın da eski bağışçıları arasındaydı. Trump iki ismi de Beyaz Saray’dan kovdu. Bannon’ın kovulmasıyla ilgili süreçte Robert Mercer de ağır yara aldı. Daha önce Bannon’ın yönettiği “Breitbart News”deki hisselerini kızına devretti, yatırım şirketindeki CEO’luk görevinden çekildi. Şimdi gözler Mercer’lerin üzerinde. Ancak aileden henüz olumlu sinyal gelmedi. Gerçi kimse Mercer’lerin Kasım seçimlerini pas geçeceklerini de düşünmüyor.
Trump’ın bir diğer önemli bağışçısı Siyonist Milyarder Sheldon Adelson idi. Adelson, Trump yönetiminden yatırımlarının karşılığı tahsil etti. ABD Büyükelçiliği Tel Aviv’den Kudüs’e taşındı, Golan Tepeleri’nin İsrail tarafından ilhâkı resmen tanındı. Filistinlilerse resmen cezalandırıldı. Adelson’ın Çin’de kumarhane açma girişimlerinin ise sekteye uğradığı söyleniyor. Dolayısıyla Adelson’ın Mercer’lerin boşluğunu doldurup doldurmayacağı netlik kazanmış değil. İki parti arasında devam eden bağış kapma mücadelesinde son durum böyle.
