|
Hangi kelimeler…

Frankfurt Kitap Fuarı kitabın okuyucularının değil ama üreticilerinin, özellikle de içerik üreticilerinin, yayıncıların, editörlerin buluşma noktası. Bu yıl 74’üncüsü yapılan fuar aynı zamanda kitap dünyasının ana akımları ve dünya siyasetinin de ipuçlarıyla dolu. Fuardan okuduklarım…

Avrupa’dan ve Batı dünyasından kovulduğu gibi Rus sanatçıları, kültür insanları, bilim adamları, yazılımcılar fuardan kovulmuş. Ama Rusya cismen olmasa da ruhen var ve fuarda gölge gibi dolaşıyor. Diğer taraftan yayınlara bakıldığında Ukrayna üzerine hemen hemen her yayınevi bir pozitif kitap basmış. Rusya ve Putin’in karanlık yönleri hakkında da kitaplar var. Özetle Rusya çok konuşulmasa da fuarın en cazip konusu Ukrayna.

İkinci önemli siyasi konu İran ve Mahsa Amini’nin başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesi üzerine başlayan başörtüsü protestoları. İranlı yayıncılar son anda fuara katılmaktan vazgeçerken, fuar önünde İran’a karşı eylemler yapıldı.

Bilim kitapları, teknoloji, etik, sağlık, transhumanizm, sanat, uzayda yaşam, biyogenetik gibi konularda çokça yeni kitap gördüm ki okuyucu eğilimleri bu yönde demek ki…

Selman Rüşdi kitapları da halen çok satanlar listesinde…

Fuarın bu yılki teması “dünyaları birleştiren kelimeler…” İnsan ister istemez hangi kelimeler sorusunu soruyor…

Fuarın, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Ticaret Odası (İTO) iş birliğinde organizasyonu yapılan Türkiye bölümünde 15 yayınevi yer alıyor. İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, “Türk yayıncılık sektörünün sesini dünyaya duyuruyor, yayıncılığımızın gücünü gösteriyoruz” diyerek, Londra, Bakü, Paris, Pekin, Selanik, Seul ve Tiflis’teki kitap fuarlarına da katılım sağladıklarını, çok başarılı bir yıl geçirdiklerini, kültür ekonomisinin ekonomideki payının her gün arttığını söyledi. Türkiye sektörün büyüklüğü bakımından Uluslararası Yayıncılar Birliği içinde ilk 10’da yer alıyor: “20 yılda Türkiye’nin kat ettiği mesafeyi, sadece şu rakamlar bile ortaya koyuyor: 2000’de ISBN numarası verilen kitap sayısı 9 bin iken, bu rakam 2021’de 10 kattan fazla artarak 87 binin üzerine çıktı. Yine 2010’da bandrol sayısı 215 milyon iken, 2021’de 440 milyon sınırına dayandı.”

Aynı zamanda bir kitap tutkunu olan Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer’in, eyalet bazında Alman yetkilileri, Türk Meclis üyeleri ve milletvekillerini davet ettiği Türkiye standı buluşma merkezlerinden birisi haline gelmiş durumda. Bir on yıl önce Türkiye fuarda onur konuğu olduğunda İngilizce’ye ve farklı diller çevrilmiş çok az kitabımızı gösterme imkânımız varken şimdi standlarımız yazarlarımızın çeviri kitaplarıyla dolu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca sürdürülen TEDA Projesi’yle pek çok yazarın kitabı İngilizce başta olmak yabancı dillere çevrilmiş durumda.

Fuarda sadece kitap konuşulmuyor tabii ki. Almanya’nın FETÖ’nün yurtdışına kaçan firarilerine destek vermesi, 15 Temmuz sonrasında okullardaki İslam dersi öğretmenlerinin DTİB ve Türkiye’den görevlen-dirilmesinin yasaklanması gibi iki önemli konuda görüşmeler sürüyor. DTİB bu konuda Almanya mahkemelerine başvuru yaptı ve bu dava DTİB lehine sonuçlandı. Almanya’da okullardaki din eğitimi Hristiyanlar için kilise kontrolünde ilerlerken, Müslümanlara ders verecek kişilerin görevlendirilmesi konusu çözülebilmiş değil. Almanya’da Türk Müslümanların çoğunlukta olması, diğer ülkelere mensup Müslümanlar arasında selefi eğilimli hocaların olması nedeniyle Türkiye bu eğitimin Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla yapılması konusunda ısrarlı. Diğer taraftan Almanya radikalleşme ve buna bağlı selefi grupların artışını ve kendi vatandaşlarının aşırılaşmasını tehdit olarak görmeye devam ediyor.

Almanya medya gündeminde Türkiye, PKK sempatizanları ve FETÖ mensupları sayesinde bambaşka imajlarla yer alıyor. Türkiye Cumhurbaşkanı neredeyse kendi şansölyelerinden daha çok gündemde. Geçenlerde Hessen Eyalet Meclisi’nde Türkiye’nin Suriye sınırındaki operasyona dair bir karar çıkartılmaya çalışılmasında bu çalışmaların payı büyük. Bu anlamsız girişim hem diplomasi hem de liberal partilerdeki Türk vekillerin desteğiyle engellenmiş durumda. Almanya’da Tükler sol partilerin içinde siyaset yapmak için daha çok yer bulabiliyor. Buradaki Türkiye muhalifleri Alman siyasetini kendi çizgilerine çekmeye çalışıyorlar. Bunu medyadan çok daha bariz okuyabiliyorsunuz.

Biraz da sokaklar... Sokakta yatan evsizlerin sayısındaki artış her yerde dikkat çekiyor. Sanki şehir canlılığını ve neşesini kaybetmiş gibi. Ukrayna savaşı, enerji yaptırımları, ekonomik sorunlar şehri etkilemiş. Ukrayna’dan gelen kayıtlı 800 bin kişi olduğu, kayıtsızlarla birlikte bunun 1 milyon 200 bin kişiyi bulduğu söyleniyor.

Aynı dönemde Londra’da bulunan bir arkadaşım da benzer notlar aktarınca paylaşayım istedim. Londra’nın en popüler caddelerinden Bond Street’te üç mağazadan biri kapalı, turist iyice çekilmiş durumda, enflasyon %10,1 olarak açıklanmış, kredi imkânı azalmış, bankalar bile küçülmüş. Oxford Street’in dev mağazalarından birisi belediyeye başvurmuş, mağazayı ofislere çevirip satmak üzere. Londra’dan yeni gelen dostum uzun yıllar orada yaşamış birisi. “Hiç bu kadar çok kiralık mağaza görmemiştim.” diyor. Oxford Street yılda 8 milyar poundluk ticaret hacmine sahipmiş, şu anda 2 milyara düşmüş… Ukrayna savaşı Avrupa’dan böyle hissediliyor. Rusya’nın gölgesi Avrupa’yı içine kapanmaya zorluyor.

Ahmet Haşim gibi bir Frankfurt Seyahatnamesi yazamasam da gördüklerimi aktardım.

#Ukrayna Rusya
#Avrupa
#Fetö
#Almanya
2 yıl önce
Hangi kelimeler…
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle