|
Kıvılcımı söndürmeyen alevi zapt edemez


Gazze’ye dair söylenecek çok şey var. Savaşın görünen yüzünü, bombalamaları hepimiz seyrediyoruz. Ancak gerisinde dünyaya karşı kelimelerle verilen bir savaş var. Operasyonların isimlerinden, haberlere her şey gerçeği tersyüz ediyor.

İsrail’in kuruluşundan bugüne savaşlar, ateşkesler, işgaller ve anlaşmazlıklarla dolu 75 yıl geçti. 3.5 milyon Filistinli, İsrail’in “apartheid duvarı” ve “apartheid yolu” arkasındaki tecrit edilmiş kantonlarda yaşıyor. 1967’den günümüze kadar özellikle Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da 250’den fazla yeni yerleşim yeri inşa edildi. Yeni oluşturulan yerleşim yerlerinde yaklaşık 650 bin Yahudi iskân edildi. İsrailli sivil toplum kuruluşu Peace Now’a göre; İsrail, ocak ayından bu yana en az 12 bin 855 konutun onaylanmasıyla bu yıl yerleşim onaylarında rekor kırdı.

Yahudi yerleşimcilerin dini bayramlarının olduğu dönemlerde Mescid-i Aksa’ya baskınları arttı. İsrail’de 30’dan fazla Yahudi tarikatı bulunuyor. Bunların içinde Müslümanlara eziyet etmeyi dini görev olarak kabul edenler de var, Tanrı’yı kıyamete zorlamak için yeryüzündeki kötülüğü artırmayı ibadet sayanlar da…

İSRAİL ABD İÇİN SPİRİTÜEL BİR TUTKU

“Yahudilik de müstakar değildir. Onların da pek çok mezhebi var. Mesela dizilerde anlatılan Hasidi mezhebi. 1948’de İsrail’e gitmektense, ABD gibi ‘goyim diyarı’nda kalmayı tercih etmişler. ‘Goyim’, ‘kâfir’ sözcüğümüzle eşdeğer bir kelime.”

“ABD’nin İsrail düşkünlüğünü jeopolitik çıkarların ötesinde, daha şimdiden alternatif enerji kaynakları ile ikame edilme yolunda olan petrolle açıklamak yeterli değildir. İsrail’in spiritüel bir tutkuya dönüştürülmüş olduğunu göz ardı etmek hamakat olur.”

“Kudüs’te Hristiyan kesimindeki Amerikan Özgürlük Çanı’nın aslı Philadelphia’dadır. 1776’da ABD’de Bağımsızlık Bildirgesi okunurken, yedi kez çalınan bu çanın bir kopyası daha 1975’de törenlerle Kudüs’teki bir parka dikildi. Çanın altındaki plâkette belediye başkanının ‘Bu çan Amerikan halkına ve onların Yahudi rönesansına yaptıkları büyük katkılara duyduğumuz saygının ifadesidir.’ yazar.”

“Vermontlu sahte peygamber, Joseph Smith’in kilisesi de Kudüs’tedir. Bu Smith de 1830’da son peygamber olduğuna dair Hazreti İsa’dan mesaj aldığını söyleyen, çok eşli Mormon tarikatını kuran kişi…”

Hristiyanlık ve Yahudilik arasında ittifak Alev Alatlı’nın en çok yorumladığı konular arasındadır. Diyor ki; “Gelinen noktada, tedavüldeki Hristiyanlığın Eski Ahit’le tevhit edilmiş, Yahudilik potasında erimeye yüz tutmuş, yepyeni bir yorum olduğunu görmek lâzım. Yahova’nın Şahitleri, Yedinci Gün Adventistleri bunlara örnek tarikatlerde Yahudilerin tanrısı Yahova, Hazreti İsa’ya evrilir. Kudüs’ü başkent yapan Trump’ın, başında Yahudi takkesi ile Ağlama Duvarı’nın önündeki resimlerine bakarak da anlayabiliriz. Oysa Trump Fordham
çıkışlı bir Cizvit’tir bunlar Kudüs
’te Müslümanlar kadar Yahudi kesmiş insanlardır.”

Yukarıdaki satırlar 2018’de Donald Trump’ın Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanıdığı skandal kararının akabinde Alev Alatlı ile yaptığım bir röportajdan… Bush, Obama, Trump, Biden fark etmiyor…

YANGINA KÖRÜKLE GİDENLER…

İsrail en büyük silah üreticisi ve satıcısı 10 ülkeden biri. Nükleer silahlara da sahip. Ancak nükleer silahların bilgisini dünya ile paylaşmıyor. Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI), İsrail’in 80 ila 90 arasında nükleer başlığa sahip olduğunu söylüyor. İsrail Parlamentosu’ndan Likud partisinden bir milletvekili son yaşananlardan sonra “Orta Doğu’yu sarsacak ‘Kıyamet Günü’ füzesinin kullanılması” çağrısında bulunabiliyor. Irak’ı kimyasal silah kullanılıyor yalanıyla işgal eden Amerika, İsrail’de kimyasal silahlara göz yumabiliyor. ve her tür askeri güç desteği sözü veriyor.

İsrail ve Filistin’e dair olan her şey yeniden yazılıyor. Kelimeler o kadar güçlü ki, her şeyi tersyüz ediyor. New York’daki bir genç “Tüm Filistinlileri (yani hayvanları) öldürün.” diye bas bas bağırabiliyor. Hollywood sanatçısı Jamie Lee Curtis gökten yağan bombalar altında şaşkın çaresiz çocuk resimlerini İsrail diye paylaşıyor. Onların Gazze’deki çocuklar olduğunu anlayınca resmi siliyor. Batı’da Filistinlilere empati duymak bile suç haline geldi. Edward Said’in yeğeni Usama Makdsisi, California Berkeley Üniversitesi’nde Müslüman, Arap ve İsrail’in yaptıklarına karşı çıkan Yahudi öğrencilerin zorbalığa ve saldırıya maruz kaldığını yazıyor.

Gazze’de şimdiye kadar 400’den fazla çocuk İsrail tarafından öldürüldü. Batı büyük bir ikiyüzlülükle uluslararası hukuğu yok sayıyor. İsrailli savunma bakanı askerlere “Tüm kuralları unutun, her şeyi yapabilirsiniz.” komutunu veriyor.

Büyük bir fay kırığı iyice derinleşti. Korkarım ki bu kırık dünyayı daha da kutuplaştıracak.

Bugün ihtiyacımız olan yangına körükle gitmek değil… Dünyanın daha fazla yıkım, gözyaşı ve zulme tahammülü yok.

Zulüm zulüm doğuruyor. Siviller üzerinden bir mücadele zemini kabul edilemez. Yaşananların kontrol edilemeyen bir yangına dönüşmesine ve sadece bölgeyi değil dünyayı ateş çemberine çevirmesine göz yumamayız…

Tolstoy’un bir öyküsünde dediği gibi: Kıvılcımı söndürmeyen, alevi zapt edemez. Adil ve kalıcı bir çözüm için samimi olarak gayret göstermek gerekiyor. Tam da burada Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türkiye’nin bölgedeki rolü ve arabuluculuğu dünya barışı için büyük önem taşıyor.

#Gazze
#Filistin
#İsrail
#Ayşe Böhürler
7 ay önce
Kıvılcımı söndürmeyen alevi zapt edemez
Turizm uğruna
Mermer atıklarının muhteşem geri dönüşümü
Tasarruf sandığı
ABD-Çin rekabetinde popülizm, korumacılık ve ulusal güvenlik
‘Şişman Kadın’ kim?