Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile bakanlıklara gönderilen genelgede ‘’Yabancı temsilcilik mensuplarının Ankara ve diğer illerde üst düzey zevattan talep ettikleri randevuları resen karşılanmaması, söz konusu talebin Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğü üzerinden yapılması gerektiği konusunda yönlendirilmesi istenmişti. Bu genelge valilikler kanalıyla tüm Büyükşehir ve il Belediye Başkanları ile gereken kurumlara yazılı olarak bildirilmişti.’’ Ülkemizde akredite büyükelçi, maslahatgüzar, başkonsolos ve uluslararası kuruluş temsilcileri başta olmak üzere bazı yabancı temsilcilik mensuplarının ülkemiz ve üst düzey yöneticilerimiz hakkında yalan yanlış asparagas bilgileri uluslararası çeşitli platformda dile getirerek Türkiye aleyhine propaganda yapılmasına neden oldukları devlet içinde hassasiyet gösterilen en önemli kırmızı çizgimizdir.
Türkiye genelinde olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığı genelgesinin İstanbul Valiliği tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına iletilmesi sonucu Ekrem İmamoğlu bu genelgenin kendisi için çıkarıldığını iddia ederek haddini ve boyunu aşan şu skandal ifadeler ile Cumhurbaşkanlığı Genelgesini eleştirmişti: “Bu hamlelerin, sadece merkezi idarenin toplum nezdindeki çürümüşlüğünü göstermek dışında anlamı yoktur.’’ Öncelikle dikkatimi çeken olay Türkiye’de onlarca yüzlerce Belediye Başkanı varken İmamoğlu’nun bu tepkisi, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı benim bu nedenle Cumhurbaşkanlığı genelgesi beni hedef alıyor, kibiri ve psikoloji olmuştu. İkinci ve önemli diğer bir neden İmamoğlu İngiltere veya ABD Büyükelçileri ile medyaya kapalı yaptığı toplantılarda Türkiye’yi veya üst düzey yöneticileri şikayet etmiş olabilir miydi? Bu tepki suçüstü yakalanışın bir işareti miydi? Bilinmez ama İmamoğlu’nun İngiliz Financial Times’e yaptığı iddia edilen açıklamalarda ‘‘Türkiye’yi İngilizlere şikâyet etmiş. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha seçilirse, görevden alınabilirim!” uyarısında bulunarak yardım mı istemiştir?
İngiltere uzun yıllardan bu yana istihbarat faaliyetleri açısından Türkiye’ye ayrı bir önem veriyor. Son olarak İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi Richard Moore M16 İngiliz Gizli Servisi SIS’in başkanlığına getirilmişti. Örneğin İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi Chilcoot’un da 30 yıl önce Türkiye’de İngiltere adına çalışmış bir istihbaratçı olduğu biliniyor. Chilcoot’un bir konuşmasında “Ankara’ya ilk kez 1980’de genç bir diplomat olarak ilk yurt dışı görevim için gelmiştim. Geri dönmem 30 yılımı aldı ama başardım.” sözleri dikkat çekmişti.’’
Bu yazdıklarımızdan İngiliz Büyükelçi CHİLCOO’tun ‘’Erdoğan’ın iktidardaki günlerinin sayılı olduğuna yönelik asparagas iddiayı ve diğer istihbaratları İBB İmamoğlu’ndan aldığını iddia etmiyoruz. Ama olabilir araştıralım diyoruz. Zira İngiliz gizli servisi elamanı olan Büyükelçi’nin faaliyetleri belki MİT tarafından da tespit edilmiş olabilir. Bilmiyoruz ama İngiliz büyükelçi 40 yıllık istihbaratçı bu asparagas bilgiyi çeşitli kaynaklardan temin edebilir veya uydurmuş olabilir. Ancak İmamoğlu’nun her fırsatta Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı yabancı basın kuruluşları ile yaptığı röportajlarda şikayet ederek kendisini haklı ve mağdur göstererek CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olma isteğini İngiltere veya ABD büyükelçilerinden medet ummasını anlamıyor ve kınıyoruz.
