|
Temel Karamollaoğlu Cuntacı generallerin ‘Psikolojik Harp söylemlerini’ devam mı ettiriyor?

Uğur Dündar’ın sunduğu ‘Demokrasi Arenası’ programına katılan Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, konuşmasının bir bölümünde ‘28 Şubat’ davası sonucunda hapiste olan 14 emekli komutan için “Yüreğim yanıyor” ifadesini kullandı. Başbuğ’un emekli bir asker olması belki de konjonktürel olarak üst düzey darbecilerden de hesap sorulabilme yolunun açılması nedeniyle insani olarak bu açıklamayı yapması makul karşılanabilir sanırım. Ancak Saadet Partisi Genel Başkanı ve Milli Görüş’ün lideri olan Temel Karamollaoğlu’nun 28 Şubat Cuntası generallerinin darbe suçundan tutuklanmaları sonrasında “Bu şekilde cezalandırılmalarını içime sindire-miyorum” açıklaması hukuken ve siyaseten darbe ve darbecilere destek anlamına gelmiştir. Zira Karamollaoğlu’nun partisinin daha önce kurduğu Refah ve Fazilet partileri Anayasa Mahkemesi tarafından ‘‘Laik Cumhuriyet karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği” gerekçesiyle vesayetçi yapılar tarafından kapatılmıştır. Bu nedenlerle Milli Görüş ve Saadet Partisi’nin lideri olan Karamollaoğlu “28 Şubat Cuntacı generallerinin tutuklanmalarını içime sindiremiyorum” açıklaması ile darbeye ve darbecilere destek verirken Refah ve Fazilet Partilerini haksız yere kapatan cuntaya meşruiyet sağlamıştır. Emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un açıklamaları bu açıdan çok tekniktir. İlker Başbuğ insani duygularını gündeme getirirken hukuki anlamda ciddi bir eleştiri getirmemiştir.

Karamollaoğlu’nun 28 Şubat Cuntasının üst düzey askerlerini korumaya yönelik skandal açıklamaları rahmetli Erbakan hocanın kemiklerini sızlattığı gibi yüzbinlerce başörtüsü mağduru ve 28 Şubat mazlumunu rencide etti Bu açıklamalar kesinlikle Milli Görüş’ü temsil etmediği gibi Erbakan Hocamızı 9 saatlik MGK toplantısında ter ter terleten bir saygısızlığa imza atan darbecileri affetmek kimsenin hakkı ve haddi değildir. Karamollaoğlu bir taraftan Erbakan hocayı yanlış siyasi tercihlerine payanda yapmaya çalışırken diğer taraftan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ı rencide edecek ifadelerle kamuoyunun gözünden düşürme amaçlı algı operasyonları yapmaktadır. Eğer Erbakan Hoca sağlığında Fatih Erbakan için daha çocuk ifadesini kullanmışsa Karamollaoğlu’nun bu ifadeyi kamuoyu ile paylaşması ne kadar etiktir. Ben böyle bir konuşmanın olmadığı kanaatindeyim. Karamollaoğlu 28 Şubat Cuntacı generallerinin tutuklanmalarını içime sindiremiyorum açıklaması sonrasında kendi partisi ve Milli Görüş camiasından ciddi tepkiler aldı. Bu tepkiler sonrası Karamollaoğlu cephesinden Millet İttifakı ile ilgimiz yok CHP bizim arkamızdan geliyor söylemine sarılsalar da Türkiye’de herkes her şeyin farkında. Zira Karamollaoğlu tüm tepkilere rağmen 28 Şubat Cuntası generallerinin Psikolojik Harp söylemlerini fırsat buldukça dillendirmeye devam ediyor. Hem de rahmetli Erbakan üzerinden!

NECMETTİN ERBAKAN HAYATTA OLSA CHP İLE BİRLİKTE OLUR MU?

Gazeteci Fatih Atik, Ankara Masası programında Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na, “Necmettin Erbakan hayatta olsa CHP ile birlikte olur mu?” diye soruyor. Karamollaoğlu tereddütsüz bir şekilde, “Bugün hayatta olsa kesinlikle CHP ile birlikte olurdu” diye karşılık veriyor. CHP zihniyeti ile, SP zihniyetinin asla bir araya gelmesi mümkün değil iken. Üstelik Erbakan Hoca’nın CHP ile ilişkilerini çok daha ileriye götürebileceği iddiasında bulunmak tam anlamıyla ‘aymazlık’ sanırım. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Karamollaoğlu’nun bu açıklamalarını saçmalık olarak değerlendirmiş “Temel Bey’in ebedi alemden, hocamla böyle bir irtibatı nasıl kurduğunu anlamakta doğrusu zorlanıyorum. Haddine mi senin” demişti. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ise “Erbakan Hocamız 6 yaşında çocuklara Kur’an öğretmeyi çağ dışılık olarak niteleyen, ‘Ayasofya Camii müze olarak kalmalıydı, camii olmamalıydı’ diyen, ‘İktidar olursam ilk haftasında İstanbul Sözleşmesi’ni mutlaka geri getireceğim diyen, Osmanlı dönemini ‘Bir zulüm dönemiydi’ diye tanımlayan CHP ile asla ama asla birlikte olmazdı” demişti.

Öncelikle 28 Şubat davası sanıklarının psikolojik harekat ve harp uzmanı olmaları nedeniyle savunmada ürettikleri argümanlar davanın tanığı olan dönemin önemli siyasi aktörlerini etki altında bırakmıştı. Müebbet hapis cezasına çarptırılan generallerden Çetin Doğan 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne tanık olarak gelen tüm tanıklara ‘Erbakan ölmeseydi bu dava açılmazdı’ Psikolojik Harp söylemini soru olarak sormuştu. 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne davacı, tanık sıfatı ile katıldığımda sanıklardan Çetin Doğan aynı soruyu şahsıma da sormuştu. Verdiğim cevap aynen şöyleydi: “Dönemin Başbakanı Erbakan’ın, kendisine gelen BÇG darbe belgesini, Cumhurbaşkanı Demirel’e iletmesi darbeciler hakkında gereğinin yapılmasına yönelik bir tavır ve işaret anlamını taşır. Eğer Erbakan 28 Şubat darbecilerinin hakkında iddia edildiği gibi bir tutum ve davranış içinde olsaydı, herhalde BÇG’yi deşifre eden belgeyi Demirel’e vermezdi.’’

Merhum Erbakan’ın siyasi hedeflerinin neredeyse tamamını Erdoğan’ın gerçekleştirdiği tüm kamuoyunun malumu. Ayasofya, Taksim’e cami, başörtüsü ve irtica sorunlarının kökten bitirilmesi vs. Erbakan hayatta olsaydı cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’nu desteklerdi ifadesi ise 28 Şubat Cuntasının Erbakan’ı kamuoyu nezdinde etkisizleştirmek amacı ile ürettiği bir Psikolojik Harp söylemidir!.

#Temel Karamollaoğlu
#Necmettin Erbakan
#CHP
#İlker Başbuğ
2 yıl önce
Temel Karamollaoğlu Cuntacı generallerin ‘Psikolojik Harp söylemlerini’ devam mı ettiriyor?
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon