|
Afrin operasyonu ve piyasalar
Türkiye ekonomisi son yıllarda birçok şok yaşadı.
Yaşanılan şokları hatırlamak için çok uzaklara gitmeye gerek yok.

2013 yılında yaşadığımız 17-25 Aralık darbe girişimi, Gezi olayları ve sonrasında yaşanılanlara rağmen Türkiye, ekonomide meydana gelen şokların etkisini kısa sürede bertaraf etti.


Ekonomi için en ağır şoklardan biri olan
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında ise oluşturulan olumsuz havaya, spekülasyonlara, kredi derecelendirme kuruluşlarının
istemeyerek de olsa verdikleri yatırım yapılabilir ülke notunu düşürmelerine
rağmen Türkiye ekonomisi yine kısa bir süre içerisinde toparlanma gerçekleştirdi.
Hatta öyle bir toparlandı ki 2016 yılının üçüncü çeyreğinde daralan Türkiye ekonomisi bir yıl sonra yüzde 11.1 oranında büyüyerek,
dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri olan Çin ve Hindistan’ı geride bırakarak liderliğe oturdu.
Öte yandan 2017 yılı ilk üç çeyrekte gerçekleştirilen yüzde 7.4 büyüme oranı Türkiye’nin
uzun aradan sonra yüksek büyüme platosuna oturmasını sağladı.
Hem de bu dönemde…
PİYASALAR OPERASYONA
DESTEK VERİYOR
20 Ocak 2018 tarihinde başlayan “Zeytin Dalı” harekatı
sonrası piyasaların tepkisine bakılacak olunursa, bu operasyonun geçmişte yaşanılan şoklar gibi piyasalarda etkisinin hissedilmediği net bir şekilde görülebilir.
Hatta, olumsuz etki bir kenara bu hafta Borsa İstanbul (BİST) rekor bile kırdı.
Doların değer kaybetmesi, küresel piyasalarda risk iştahının artması nedeniyle de, Türkiye ekonomisinde özellikle borsa da yansıması gayet olumlu oldu.

Bu olumlu tepkinin en temel faktörleri ise şöyle :

İlk olarak Türkiye ekonomisinin
2017 yılında yakaladığı güçlü bir büyüme trendi var.
Yani Türkiye artık yüksek büyüme platosunda yer alan bir ülke. 2017 yılı için büyüme beklentisinin yüzde 6.5-7.5 civarında olması ve 2018 yılı için yüksek büyüme beklentisi öne çıkan önemli faktörler.
Diğer taraftan,
son yıllarda kamu maliyesinde gerçekleşen iyileşme sayesinde
, Türkiye artık 1990’lı yıllarda yaşadığı gibi kısa süreli şokların etkisini ve baskısını hissetmemektedir. Kamu borcunun ve bütçe açığının Milli Gelir içindeki payının sırasıyla yüzde 28 ve yüzde 2’nin altında kalması ekonomi yönetimi için geniş bir alan ortaya çıkıyor. Bu da oluşacak finansal baskıyı azaltıyor.
Dünya ekonomisine ilişkin olumlu beklentiler,
büyümedeki iyileşmeler ve uzun vadede Türkiye’ de
terör açısından risklerin azalacağına
dair öngörüler ise bu faktörlerden yine birkaçını oluşturuyor.
Ayrıca ekonomi için “şok” olarak ifade edilen bu konjonktürel değişikliklerin ekonomide olumsuz bir etki yapmaması, bizlere ekonominin ne kadar dayanıklı olduğunu da gösteriyor.
Yani kırılganlık testlerinin en büyüğü olarak da tanımlanan bu testten Türkiye ekonomisinin başarılı bir şekilde geçtiği gayet açık.
TRABZON LİMANI’NIN HALKA ARZI
Bu dönem halka arzın gerçekleştiği Trabzon Limanı’na olan talep, piyasaların Zeytin Dalı operasyonuna destek verdiğinin göstergesidir.
Ayrıca, bu dönemde Trabzon Limanı’nın halka arzında 6 kat’ dan fazla talep gelmesi yani
yatırımcıların güçlü talep göstermesi,
Türkiye ekonomisine olan güveni de ortaya koymuş oluyor.
Diğer yandan Trabzon Limanı’nın halka arzının
2018 yılının ilk halka arzı olması ve bu kadar yüksek talep görmesi,
2018 yılının ekonomideki beklentileri açısından da önemli bir öncü gösterge oldu.

Ekonomi ve güvenlik arasında güçlü ilişki sayesinde, güvenlik konusunda atılan güçlü adımlar ekonomiyi destekleyerek piyasalardaki canlılığa sebep olurken, bu olumlu hava sayesinde oluşan şokların ekonomiyi olumsuz etkilemesinin de önüne geçilmektedir.

#Türkiye
#Trabzon Limanı
6 yıl önce
Afrin operasyonu ve piyasalar
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…
Yatırım grevi
Gölge oyunu...