Birini bulup evlenip gitmedin diye aşağılıyor. Onu kendine bir arkadaş olarak değil, ayak bağı ve serbest hayatına engel olarak görüyor. Kızcağız ise bir şekilde dinini öğrenmiş, dindar ve iffetli yaşamaya çalışıyor. Annesinin bu serbest hali onu üzüyor, kendisinin evlenememesi üzüyor. Bizi bir baba kabul edip her derdini açıyor, dua istiyor, arada bir çıkan taliplerinin özelliklerini da anlatıp tavsiye bekliyor. Biz de onu kendi kızımız yerine koyup anladıklarımızı söylüyoruz, kızımız için istemediğimizi ona da reva görmediğimizi söylüyoruz.
Aklıma gelenleri söyleyeyim:
Bu dünya sebepler dünyasıdır, eğer Allah sebepleri hesaba katmadan her şeyin en güzelini yaratmış olsaydı, kötülük sebeplerinin sonucunu yaratmamış olsaydı insan iradesinin anlamı kalmazdı. Oysa insan özgürdür, cenneti ya da cehennemi ancak kendi iradesiyle kazanır ve dünyada olup biten hiçbir şey insan iradesinden bütünüyle bağımsız değildir. Allah her şeyi yakın ya da uzak planda onun iradesine göre yaratıp şekillendirir.
Devamına yerimiz kalmadı, gelecek yazıda inşallah.