Muhalefette bahar havası hakim. Dışarıda kurgulanıp içeride uygulanan siyaset mühendisliği işliyor görünüyor. Kimine göre işler tıkırında. Ama acaba öyle mi?
2019 yerel seçimlerinde zımni HDP desteği ile nisbi başarı elde eden Millet İttifakı geçtiğimiz yıl,
“HDP’ye muhtacız. Ama açıktan yol yürüyemeyiz. Ne yapacağız”
diye dertleniyordu.
CHP’li bir genel başkan yardımcısı,
“Halkımız bizden açık, şeffaf ittifak bekliyor. Öyle kapalı kapılar ardında gizli gizli ittifaklar değil”
diyen HDP’lilere, “
Aramızdaki gayri meşru ilişkiye razı olacaksınız. Sizinle açıktan kimse ittifak yapmaz”
diyordu.
Bir öncesindeyse, İyi Partililerle HDP’liler arasında başlayan kavgada gemileri yakanlar bir bir susturuldu. Hatırlarsınız,
Sırrı Süreyya Önder, İyi Partililere “tenhalarda, kuytularda” nasıl buluştuklarını anlatmıştı da araya Ahmet Türk girmişti.
O günden sonra Sırrı, sırra kadem bastı.
HDP’YE 3’ÜNCÜ YOLU ÖNEREN DEMİRTAŞ İLE AKŞENER OLDU
HDP için formül eş zamanlı olarak iki isimden çıktı.
Birinci isim HDP’nin eski Eş Başkanı
’tı ve 3’üncü bir yol olarak
dedi.
İkinci isim,
’di. Geçtiğimiz yıl Ramazan ayında CHP ve İyi Parti Genel Başkanları bir iftar yemeğinde buluştu.
Yemek sonrası
Akşener “Millet İttifakı ortak adayla, HDP de kendi başına seçime girsin”
deyiverdi.
Demirtaş ile Akşener’in eş zamanlı olarak önerdiği formül, o günden sonra adım adım yürürlüğe kondu.
Yaklaşık bir yıldır, kendi seçmenlerini konsolide etmek için de her iki kesim zaman zaman ilginç çıkışlar da yapıyor.
Mesela,
İyi Partililere, “Faşist” dedi Demirtaş. Meral Hanım, “HDP’yi PKK’nın yanına konumlandırıyoruz” dedi yine.
Kendi seçmenlerini konsolide etmek için yapılan açıklamalar da açıkçası şimdilik amacına ulaşmış görünüyor.
Hem HDP seçmeninin oyunu almak, hem de onu perdelemek üzere geliştirilen stratejinin fotoğrafı ise cumartesi günü Ahlatlıbel’de verildi.
6’lı yuvarlak masa fotoğrafı sonrası HDP ve CHP tarafından gelen açıklamalar tam da senaryonun tıkır tıkır işlediğinin göstergesi.
diyen HDP’lilere karşı,
“HDP ile görüşürüz, gelirler, giderler”
diyen bir Kemal Kılıçdaroğlu var mesela. Yine,
diyene,
diyenler var.
HEM MİLLET İTTİFAKI’NIN HEM DIŞARIDAN PAYDAŞI HDP’NİN AJANDASI İŞLİYOR
Millet İttifakı ve paydaşı HDP açısından ajandadaki takvim gün gün işliyor.
, tabanını,
“Bizimle gelip elbette konuşacaklar, müzakere edecekler. Buna mecburlar”
diyerek tutuyor.
İyi Parti, “HDP bagajından kurtulduk. Onlarla aramıza İstanbul’un belediye başkanına rağmen mesafe koyduk”
diyerek kendini anlatıyor.
, tabanının çantada keklik olduğunu düşünüyor ve HDP tabanına her fırsatta göz kırpıyor. “
HDP’nin de destekleyeceği aday profili olarak Kemal Bey” her gün bir adım daha öne çıkıyor.
“EŞİTLER ARASI EŞİTLİK”TEN, “EŞİTLER ARASI BİRİNCİLİK”E NASIL GEÇİLECEK
Millet İttifakı’nın genişleme takvimi de adım adım işliyor.
Gürkan Hacır’ın deyimiyle, “Ak Parti’den oy çalmak üzere kurulan iki küçük parti Millet İttifakı’na
“eşitler arasına eşit olarak” g
irmeyi başarıyor.
İki yeni aktör oyuna girdiğinden bu yana ittifakın yapısı da tartışılıyor. En nihayetinde bir “başbakan”, bir “başbakan yardımcısı” ittifaka eklemleniyor. O yüzden oturma düzeninden, fotoğraf verme düzenine kadar her şey yeniden belirleniyor. Yakında
ten sıkılanların, “eşitler arası birinci” olmak için hamle yapacağını söylesek kehanet göstermiş olmayız.
Millet İttifakı yeni üyeleriyle birlikte HDP’nin 3’üncü yolunu destekliyor. Çünkü, nihayetinde HDP’lilerin de her fırsatta söylediği gibi “Ortak aday konusunda” görüşecekler. Şu anda ittifaklar sadece milletvekili seçimi için geçerli. Ama cumhurbaşkanlığı konusunda biraz daha zamana ihtiyaçları var.
Onun için her parti şu anda kendi tabanını konsolide ediyor. Bir sonraki aşama, “ortak adaylık” pazarlığı.
Siyasi mühendislik tıkır tıkır işliyor. Ama millet de olup biteni sessiz sedasız takip ediyor.
Bugünlerde guguk kuşu aklımdan çıkmıyor, neden acaba
Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener’in özenle inşa ettiği,
na iki yeni üye geldi.
Cumartesi günü yuvarlak masa etrafında verilen 6’lı fotoğrafı görünce, nedense aklıma “
nun hikâyesi geldi.
Hani şu yuva yapmak yerine, başkasının yuvasına yumurta bırakan kuştan söz ediyorum. Yumurtadan çıktıktan sonra da yuvayı dağıtıp çekip giden guguk kuşundan söz ediyorum.
Sahi, guguk kuşunun hikâyesini biliyor musunuz?
