Evvelce Yalova ile İstanbul arasını deniz üzerinden değil de karadan gitmek isteyenler, Kocaeli Körfezini dolaşmak zorundaydı.

Doğuya doğru dümdüz git, tam İzmit merkeze geldikten sonra, aynı yolu geri döner gibi ilerlemeye devam et…

Tam anlamıyla eziyet.

*

Nihayet araya bir köprü yapıldı da yol kısaldı, zamandan ve yakıttan tasarruf sağlandı.

Geçiş ücreti az değil ama acelesi olan için büyük nimet.

O köprü yapılırken tuhaf bir isim ile anılıyordu.

“Kocaeli Körfez Geçiş Köprüsü.”

Üç K arasında bulunan bir G komik kaçıyordu.

Şeklinden değil, anlamından ötürü.

*

Bütün köprüler geçiş için yapılır.

Geçmemek niyetiyle yapılan köprü bulunmaz yeryüzünde.

Kim, hangi aklı evvel, geçmemek üzere köprü inşa eder ki?

O yüzden “Geçiş Köprüsü” epeyce komik kaçıyordu.

Neyse ki sonradan adı Osmangazi Köprüsü oldu.

Çok da yakıştı.

*

Şu günlerde, yaklaşan seçim dolayısıyla o garip isimlendirmeyi hatırladık.

Ne alaka?

Şu alaka:

Haziran ortasında yapılması planlanan seçimin, üç beş önemli sebep yüzünden biraz öne alınması düşünülüyor.

İleri akıllı olan bir yiğit çıktı, kürsüde kükredi.

“6 Nisan’dan önce olursa tamam. O tarih öncesini kabul ederiz. Sonrası olursa itiraz ederiz. Çünkü o takdirde, siyaset mühendisliğine girer.”

*

Bak sen!

Yahut kabalık etmeyelim… Bakınız siz.

Niye?

Çünkü geçen yıl TBMM’de kabul edilen son seçim kanunu 6 Nisan’dan sonra yürürlüğe girecek.

Eee?

Yani kem küm… Yaylaya çıkalım çiçek derelim, seçime eski kanunla girelim.

*

Bu ne şimdi? Kaldırım mühendisliğine giren bir konu mu?

Asıl siyaset mühendisliği budur işte.

“Uygulamamak üzere kanun çıkarmak” anlamına gelmez mi şu dediğin?

Geçmemek için köprü yapmaktan daha beter.

Kanun yap, fakat uygulamamak için elinden geldiğince diren.

*

“Önceki kanun bizim avantajımıza” dese, dürüst davranmış olacak.

Onu da demiyor.

Mühendislik, eczacılık sıralamasına koyulmuş da sıra türünü belirlemeye kalmış.

Tercih mi yapıyorsun arkadaş? Üniversiteye mi gireceksin?

Daha aday bile belli değil, seçim tarihi için maraza çıkarma derdine düşmüşler.

Korkunun ecele faydası yok.

Yaklaşıyor gün be gün, ülkemizin en önemli seçimi.

Bu seçimde birileri yukarı çıkacak, birileri aşağı inecek.

*

Hem tarih için çok patırtıya gerek yok. YSK seçim gününü açıklayacaktır vakti gelince.

Tercihe kalırsa en uygun tarih, 14 Mayıs… Her bakımdan çok anlamlı.

Ya rövanş olur, ya egale. “Tekrar oynat Uğurcuğum” der gibi.

Belki de dejavu.

Hatta 2,5 Adam’daki gibi “O da bir şey mi arkadaş? Aynı şeyi tekrar yaşıyormuşum gibi geliyor bana” diyecek biri bile çıkar bakarsınız. İsim veremem.