Savaş ölüm demektir. Her savaşta insanlar ölür. Ölüm yoksa, olan biten, bilek güreşinden öteye geçmez.

Fakat şu günlerde gördüklerimiz, savaşı da ölümü de aştı, katliama dönüştü. Daha geniş bakarsak, tam anlamıyla soykırıma.

Ortak kanaat: Gazze’de sadece insanlar değil, insanlık da öldü.

Üstelik, onu gömecek bir mezar yok.

Hastaneyi bombalayıp suçu karşı tarafa atmak, ne savaş ahlâkına sığar, ne insanlığa.

Bu “karşı taraf” ifadesi, Baydın’a ait. Sanki spor karşılaşmasından bahsediyor.

*

Güçlü bombalarla hastane yerle bir edildiğinde, önce İsrail tarafından alay edilerek duyurulmuştu.

İsrail ordusunun Arapça Facebook sayfasında yayınlanan mesaj, kısa sürede silindi ama görüntüsü kayıtlara geçmişti.

Şöyle diyordu İsrail ordusu:

“Tıbbi malzeme ve sağlık personeli yetersizliği nedeniyle Gazze’deki Baptist Hastanesi’nin bombalanmasına ve onlara merhametli bir ölüm verilmesine karar verildi.”

Bütün dünya ile, yeryüzündeki insanların ortak vicdanıyla dalga geçmekten de çekinmiyorlar.

Şımarıklığın, hadsizliğin ötesi. Çirkin ve karanlık bir alan.

*

Hem bombala, yaralıları öldür, hem küstahça alay et... Sonra da sil.

Çünkü suçu kabul etmeme ve karşı tarafa atmaya karar vermişler.

Tam Siyonist taktiği.

Reddetme de aşama aşama geldi.

O mesaj silindikten sonra kıvırtan açıklamalar geldi İsrail ordusundan.

“Elimizde detaylı bilgi yok” gibi.

*

ABD Başkanı Baydın bölge ülkelerinin liderleri görüşmeyi reddettikleri hâlde sırf desteğini ortaya koymak için İsrail’e gitti.

“Tüm dünyanın İsrail’in arkasında olduğunu göstermek için geldim” dedi uçaktan iner inmez.

Hastanenin bombalanması konusunda da şöyle ifadeler kullandı:

“Hastanedeki patlama...”

Sanki hastalardan birinin apandisiti patlamış!

Bomba ulan orada patlayan bomba!

Dahası, çok iyi bildiğin gibi, sizin ürettiğiniz ve hediye olarak gönderdiğiniz bomba!

Baydın “Tek millet, iki devlet” diyecek de dili varmıyor. Ya da “iki devlet, tek yürek”.

*

Tel Aviv’e gidip İsrail’in yanında olduğunu göstermek isteyen Alman Başbakan, havaalanında yere yatırıldı.

Hakkını teslim etmek lâzım, etkili bir mizansendi.

Önce siren sesleri duyuldu, sonra Şansölye Şolz ve ekibi yere kapaklandı.

Ancak az ötede rahat rahat uçağa binen yolcular vardı ve açıkça görünüyordu yüz metre ilerideki yolcuların sakinliği.

Şansölyenin de şansına düşen buydu. Herhalde empati seviyesi epeyce artmıştır.

*

Baydın’ın söylediği “Bütün dünyanın İsrail’i desteklediği” de en büyük yalan.

Tam tersine, dünyanın her tarafında Filistin’e destek var.

İngiltere’den İran’a, Yunanistan’dan Almanya’ya kadar her tarafta Filistin’in haklı olduğu savunuluyor, gösteriler yapılıyor.

ABD’de bile Siyonist olmayan Yahudiler, tutuklanmayı göze alarak İsrail’e karşı protesto düzenlediler.

*

Gerçeği savunduğu ve Filistinlilerin hakkını gözettiği için ölüm tehditleri alan Amerikalı Yahudi yazar Sim Kern şöyle söylüyor:

“Bu çatışmayı Filistin değil, İsrail 75 yıl önce başlattı. Aşırı şiddet yanlısı İsrailliler, kendilerine ait olmayan toprakları çalıyor. ABD’lilerin vergileri İsrail soykırımını finanse ediyor. Olayı iki gün önce fark ettiniz ve olan biten hakkında çok cahilsiniz.”

Bizde de “Filistin davası, bir insanlık meselesi değildir” diyen siyasetçiler var. Kör bile görürken...