|
Masa masalı

Çeşit çeşit masalar bilirdik. Yemek masası… Çalışma masası… Çizim masası…

Ameliyat masası…

Piknik masası… Bilardo masası… Satranç masası… Tenis masası…

Nikâh masası da var tabii. İlginç bir şekilde kumar masasına da benzetilir bazen. İkisinde de kazanmak ve kaybetmek ihtimalleri bulunduğundan.

Hemen Ümit Besen geliyor tabii hatırımıza.

“Nikâhına beni çağır sevgilim / İstersen şahidin olurum senin / Bu adam kim diye soran olursa / Eski bir tanıdık dersin, sevgilim…”

*

Ümit Besen’in bir de “Tahta masa” şarkısı vardı. Eskiler hatırlar.

“Gidince anladım aşkın yalanmış / Bu yalan kalbimi yaktı sevgilim / Bir tahta masada adımız kalmış / Görünce gözyaşım aktı sevgilim...”

*

Sonra Edip Cansever’in meşhur şiirindeki masa var.

Adam ne bulduysa üstüne koyuyordu.

Anahtarından aklındakilere, havanın yumuşaklığından sonsuza ve yapmak istediklerine kadar.

Masa bana mısın demiyor, hepsini alıyordu ve sonunda “Masa da masaymış ha” diyordu şair.

*

Hepsini saydık gibi görünse de bir masa daha girdi literatüre: Altılı masa.

Bu masa, son zamanlarda bütün masaları solladı geçti.

Bazılarının hiç umurunda olmasa da o masayla yatıp, o masayla kalkanlar var.

Ekranlardaki tartışma programlarının değişmeyen konusu.

*

Dikkatli bakarsak, altılı masanın diğer bazı masalara benzeyen tarafları olduğu görülecektir.

O masa etrafında toplanıp birbirine sinir oldukları zamanlarda bile gülücükler saçanların en çok yaptıkları iş, orada yemek yemek.

Dolayısıyla yemek masasına da epeyce benzerliği var.

Aynı zamanda biraz nikâh masasına benzer, biraz kumar masasına.

*

Kumar masasından bahsedip geçivermek doğru olmaz.

Bu konuda söylenmiş sözlerin birkaçını da anmak gerek.

“Paranızı ikiye katlamanın güvenli yolu, bir kez katlayıp cebinize koymaktır.”

“Kaybetmek ihtimali olmasaydı kim kumar oynardı?”

“İnsan, kumar oynayan bir hayvandır.”

“Kumardaki tehlikelere karşı bedava bir sigorta vardır: Hiç oynamamak.”

“Kumarhaneden küçük bir servetle dönmenin çok kolay bir yolu var: Oraya büyük bir servetle gitmek.”

*

Bütün dünyada bilinen bu sözler, altılı masadakiler için de epeyce anlamlı.

Ne dediğim, belki seçim akşamı daha iyi anlaşılacaktır.

Nikâh masası ve tahta masa için şarkı yapan Ümit Besen, şimdi iki şarkı daha yapsa yakışmaz mı?

Biri kumar masası.

Diğeri altılı masa.

*

Bu teklifin sebebini izah edelim: Üç beş sene sonra, en fazla on yıl sonra altılı masa konusu unutulacaktır. Ancak o masa etrafında oturanlar ve yakınları hatırlayacaktır.

Fakat diğer masalar ve o masalar üzerine yapılan şarkılar, her zaman için kalıcı olacaktır.

İsteriz ki altılı masa da unutulmasın.

*

Yoksa yedili miydi, sekizli mi?

Bakınız, şimdiden karıştırmaya başladık bile.

E DAHA DAHA NASSINIZ?

- Abicim, tıp ne kadar gelişti görüyon mu? Her şey elektronik şimdi.

- Öyle valla.

- Neler var neler! E-Devlet, E-İmza, E-Bordro, E-Fatura, E-Defter, E-Mutabakat, E-Krem…

- E-Krem mi? O nasıl oluyor?

- Nasıl olacak, İmamoğlu işte.

#6'lı Masa
#Ekrem İmamoğlu
#Masa
1 yıl önce
Masa masalı
Tiyatroya karşı çadır tiyatrosu
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile
Öğrenci hareketleri: İsrail’e karşı ama düzene karşı mı?