|
O balona herkes biraz üfürdü

İspanya iç savaşı sırasında General Franko, nazilerin ve İtalyan faşistlerinin sahip oldukları yeni uçakları test etmelerine izin vermiştir.

Seçilen yer, Guernika adlı kasabadır. Bombardıman sonunda kasaba yerle bir edilir.

Binlerce ölü ve yaralı vardır.

O dönem Paris’te yaşayan Pikasso, memleketinden gelen acı haberi gazetelerden öğrenir.

*

Ünlü ressam, bir resim yapar. Sadece siyah ve gri tonları kullanır. Kasabanın hâlini tuvale aktarmıştır. 1937’deki o bombardıman, diğer bütün renkleri yok etmiştir çünkü.

3,5 metre yükseklik ve 7,8 metre genişliğe sahip Guernika tablosu, “savaş karşıtı en büyük resim” kabul edilir.

Picasso’nun başta gelen eserleri arasında yer alan tablo, aynı zamanda “en politik resim” olarak tarihe geçer.

*

Franko iktidarı boyunca, resmin İspanya’ya girmesi yasaklanmış, ancak eser birçok ülkede sergilenmiştir.

Guernica’da, acı çeken insanlar ve hayvanlar yanında, bombardıman sonucu yıkılmış binalar resmedilmiştir.

Bir sergi sırasında bir Alman general, tabloyu görünce ressama sorar:

“Bunu siz mi yaptınız?”

Pikasso, “Hayır” diye cevap verir, “Siz yaptınız.”

Bu etkileyici diyalog da en az o tablo kadar meşhur olmuştur.

*

Görünüşte o bombardımanın, o resmin ve diyaloğun bizimle bir alakası yok.

Yok ama bu soruyla cevap, birçok duruma ilham olacak kadar güçlü.

Mesela, alın bunu, Türkiye’nin bugünkü gündemine göre değerlendirin.

Son günlerde en çok şikâyet edilen duruma uyarlasak…

Bu tablo kimin eseri?

*

Balon diyorlar.

Şişirdik, şişirdik, sonunda patladı diye yakınıyorlar.

Doğrusu, o balona herkes biraz üfürdü.

Şimdi en çok yakınanlar bin hevesle üfürenler.

Kendi nefeslerinin sonuçları bu tablo.

*

Tablonun kahramanı eleştiriler karşısında “Vız gelir, tırıs gider” dedi. “Akıllı olacaksınız” dedi.

Der tabii, dilin kemiği yok, istediğini söyler.

Çok tepki görünce de sözünü geri almaya çalıştı.

Özür dilemek bile zor geldi. Özür, özre hiç benzemedi.

“Gelişi tırıs, gidişi vız” dese, “Akıllı olmayacaksınız” dese kurtarır mıydı?

*

Çok bilinen hikâyedir; bir siyasetçi kürsüye çıkıp “Bu meclistekilerin yarısı eşektir” deyince, çok tepki çekmiş. Sözünü geri almasını talep etmişler.

O da “Bu meclistekilerin yarısı eşek değildir” diyerek talebi yerine getirmiş.

Vaziyet, biraz bu örneği andırıyor.

*

Onu niye geziye davet ettin, bunu niye çağırdın diye katılanlar üzerinden eleştirmek ne kadar mantıklı?

Adam istediğini çağırır. Nitekim otobüstekiler ülkenin önemli kalemleri.

Kimi tükenmez.

Kimi kurşun.

Kimi dolmakalem.

O güzergâhtan giden, bu şekilde davranıyor diye özenmiş, davet etmiş.

Ne var bunda? Esas mesele başka.

*

Zira esas gol yiyen Sayın Başkan değil.

Ondan daha çok etkilenenler var.

Hiç şüphesiz, büyükelçisini gönderip aceleyle görüştürenler başta gelir.

Sonra, yüzünde Rabbi yesir görenler… Onu “İkinci Fatih” zannedenler…

İttifak yaptığı partinin lideri, o makam için kendini düşünürken, onların iç işine karışarak “aday olsun” diye çırpınanlar.

Başkanımızın bir kabahati yok.

Birileri yanlış ata oynadığını geç fark etti.

Eserin asıl sahipleri üzülsün.

#İspanya
#General Franco
#Pikasso
2 yıl önce
O balona herkes biraz üfürdü
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle