|
Devlet millet dayanışması: Şimdi değilse ne zaman?

Bu salgın ne zaman bitecek? hayatımız ne zaman normalleşecek?

En çok sorulan sorular bunlar.

İki ay sonrasına dönük ama garantisi olmayan bir takvimden söz ediliyor.

Ancak;

* Koronanın sıcaklarla birlikte etkisini yitireceğine dair kanıtlanmış bir veri yok.

* Mutasyona uğrayıp uğramayacağının, uğrasa bile bunun iyi yönde mi, yoksa kötü yönde mi olacağının da bir garantisi yok.

Kişisel olarak şu ana kadarki öğrendiklerimden anladığım, “İki ay sonra bu salgın bitebilir” cümlesinin altını doldurabilecek bir tane argüman var.

O da şu:

Korona, 2003’te Uzakdoğu’yu sallayan Sars virüsünün yüzde 85 (bazı görüşlere göre yüzde 95) aynı özelliklerini taşıyor.

Sars virüsü Haziran sonunda kendiliğinden mutasyona uğrayıp etkisini yitirdiği için, benzeri bir durum korona için de olabilir ‘umudu’ var önümüzde.

Aslında demek istediğim şu:

Sorularımıza cevaplar ararken, sorularımızın cevaplarını bildiklerini düşündüğümüz insanların, uzmanların, bilim adamlarının sorularımızın çoğunun cevabını bilmediklerini aklımızda tutarak hareket edersek daha gerçekçi bir zeminde hareket etmiş oluruz.

İçinden geçtiğimiz şu tarihi günlerde, sağımıza solumuza bakıp biz neredeyiz, ne durumdayız diye sorduğumuzda halimize şükretmek için bir sürü gerekçe sıralayabiliriz.

Batı’da, Avrupa’da, ABD’de Teksas kuralları işliyor.

Parası ödenip siparişi verilen maskelere, solunum cihazlarına el konuluyor.

Hastanelerde hasta seçimi yapılıyor, solunum cihazları kimin durumu ‘kurtarılabilir’ görülüyorsa ona takılıyor.

Türkiye’nin durumu neresinden bakarsanız bakın, bu ülkelerle kıyaslanamayacak kadar iyi.

Sağlık hizmetlerinde bir kilitlenme yok. Yönetimde bir maske telaşı olmadığı gibi, halka bedava maske dağıtılması yönünde kararlar bile alındı.

Bu böyle olmakla birlikte ‘siyasi sabotaj hamleleri’ için böyle zamanları normal zamanlardan daha elverişli görenler boş durmuyorlar.

Korona salgını karşısında iktidarın çaresiz kaldığı, halktan para isteyerek ‘dilenci durumuna düştüğü’ gibi söylemlerle şu stresli ortamda moral motivasyon yıkımına oynuyorlar.

Şunun altını çizelim:

Böyle zamanlarda devlet millet dayanışmasını güçlü halde tutabilenler, derin krizlerin içinden ayakta kalarak çıkabilirler.

Kaldı ki, korona krizine karşı uygulamaya konulan kararlardan bir çaresizlik yorumu çıkarmak için niyeti epeyce bozmak gerekir.

Devlet imkanlarıyla devreye sokulan uygulamalardan birkaç örnek verelim:

* 2 milyon kişiye bin liralık nakdi yardımın yapılması,

* Yenilerde 2 milyon 300 bin yeni haneye yardım elinin ulaştırılmasına dönük kararlar alınması,

* 650 bin emeklinin yararlanacağı şekilde en düşük emekli maaşının 1500 liraya çıkarılması,

* İşte çıkarılmaları önleme amacıyla üretime ara veren veya azaltan işletmelerdeki çalışanların ücretlerinin bir kısmını devletin karşılayacak olması.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki gün Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı konuşmada, “Buradan özellikle yevmiye, gündelik kazancıyla hayatını sürdürmek zorunda olan, hiçbir geliri olmayan vatandaşlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Valilik veya kaymakamlıklarımıza telefonla durumunuzu anlatmanız veya elektronik devlet üzerinden başvurmanız halinde devletimiz her türlü desteği size verecektir. Biz bize yeteriz Türkiyem” dedi.

Erdoğan, aynı konuşmasında, Kurtuluş Savaşı sırasında yayınlanan ‘Tekalif-i Milliye’ emirlerine atıflar yaptı, milletin bağımsızlık için varını yoğunu nasıl ortaya koyduğunu hatırlattı.

Bu atıfların niye yapıldığı ortada değil mi?

Bu zor zamanlardan devlet millet dayanışmasını güçlendirerek çıkmak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı konuşmasında “Devletimiz milletiyle el ele vererek ülkenin tüm imkanlarını salgın döneminin yol açtığı sıkıntılar ve tehditlerle mücadele için harekete geçirmiştir.” dedi.

Biz de şöyle bir cümle ile bitirelim yazıyı:

Korona sonrasının kazananları, korona zamanlarında bu dayanışmayı güçlü şekilde sergileyebilen ülkeler olacaktır.

#Koronavirüs
#Devlet
#Recep Tayyip Erdoğan
#Tekalif-i Milliye
4 yıl önce
Devlet millet dayanışması: Şimdi değilse ne zaman?
Kim kutuplaşmıyor ki?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü