|
15 Temmuz, bu milletin miladı

Darbe planı yapanlar, her şeyi ince ince hesaplamışlar.

Kim, nereye, hangi silahlarla, hangi araçlarla, ne kadar askerle gidecek, nasıl ele geçirecek, görevinin ilk adımını tamamlayınca ne yapacak, kime karşı sorumlu, hepsi yazılmış, çizilmiş.



Darbeye karşı çıkan vatandaşlarsa, hiçbir plan program yapmadan, hiçbir hesabın içine girmeden, ilk önce abdest aldılar, helalleştiler ve kapıyı çekip çıktılar.

Darbecilerin elinde her türlü silah vardı. Uçak, helikopter, tank, top, tüfek, bomba…

Vatandaşların elindeyse bayrak vardı. Dilinde tekbir.

*

Havadan atış yapan helikoptere, karşısındaki askerî araçtan tüfekle atış yapanlara şöyle sesleniyordu insanlar: “O mermiler bitecek…”

Tankın paletlerine tekme atıyordu, elleriyle itmeye, engel olmaya çalışıyordu.

Büyük bir gürültüyle gelen tankın önüne dikiliyor, üstüne çıkıyor, yere yatıyordu.

Alçak uçuşla ses patlamaları yapan ve bomba atıldığı izlenimi veren uçaklara doğru, balkondan hamle yapıp, eline geçirdiği levyeyi sallayanlar vardı.

Otuz kırk santimlik demir parçasıyla uçağa kafa tutuyordu vatandaş.

*

Yanındaki şehit düşerken kimse kararlılığından vazgeçmiyordu.

Yaralananlar hemen hastaneye taşınıyor, diğerleri kaldığı yerden devam ediyordu.

Kurşunlara karşı göğsünü siper ediyorlardı.

Kimse vazgeçmiyor, korkup kaçmıyordu.

O gece Allah korku mefhumunu silmişti.

Vatana sahip çıkılacak, darbe bastırılacak…

Ya şehit ya gazi…

Ötesi yok.

*

Caddelerde damperli kamyonlar, dozerler, greyderler, kepçeler çapraz park etmişti.

Tankların geçişini engellemek için.

Bütün tekerlerinin havasının indirildiğini gördük. Bazılarının lastikleri patlatılmıştı.

Küçük araçları içindekilerle beraber ezip geçen tanklar, o engelleri aşamıyordu.

Vatan Caddesi üzerinde bulunan Emniyet binasına sadece bir tank yaklaşabilmişti.

O da herhalde erken geldiği için girebilmişti ve içinden darbecilerin büyük başlarından biri çıktı.

Emniyet binasını ele geçirmek isteyen o darbeci, evvelce terör örgütüne üye olmak sebebiyle işten atılan biriydi.

Ne gariptir, üzerinde asker kıyafeti vardı.

Tank durduruldu, etrafı sarıldı, üzerine çıkıldı, kapağı açıldı…

Darbecinin gözlerindeki korku, gece vakti otuz metreden bile açıkça görülüyordu.

*

İstanbul’da Emniyet binası önemliydi ve sembolik olarak da valilik binası. Ankara’da ise darbecilerin hedefinde olan çok yer vardı.

Genelkurmay, Savunma, İçişleri, Emniyet, TBMM…

“Yüce Meclis” ifadesi, binaların gösterişli ve büyük oluşundan değil, millî iradenin temsil edildiği yer olması sebebiyle.

Millî irade söz konusu olduğunda, milletin seçtiği yöneticiler de konum itibariyle aynı şekilde önem arz ediyor…

Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Başbakanlık, öbür taraftan bakılınca, ilk hamlede ele geçirilmesi gereken noktalar olarak değerlendiriliyordu.

*

Askerler, bu vatanın evladı. Fakat darbe yapmaya kalkıştığında, birilerinin maşası oluveriyor.

Subaylar da çoğunlukla orta düzeyde ve fakir ailelerin çocukları.

Hiçbir zenginin, çocuğunu subay olsun diye askerî okullara gönderdiğine rastlamadık.

Onlar o okullarda eğitim alıyor, sonra bir kısmı halka tepeden bakar hale geliyorsa, burada ciddî bir tehlike var demektir.

*

Uçak kullanmayı, helikopter kullanmayı öğrenmek nedir?

Elinin altındaki cihazları, düğmeleri kontrol etmeyi, hangi kolu ne zaman çekeceğini öğrenmek mi?

Tank, top, tüfek kullanmayı öğrenmek nedir?

Tetiği, düğmesi, namlusu olan silahları kullanmak için alınan eğitimde, aslında o düğmelerden, tetiklerden önce, hatta her şeyden önce öğretilmesi gereken bir husus var.

O silahları, topları, tüfekleri, uçakları, helikopterleri, tankları, millete karşı kullanmamak gerektiği…

#15 Temmuz
#Darbe
5 yıl önce
15 Temmuz, bu milletin miladı
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle