|
Sınırlar zorluyorsa, paraşütle indirelim

Sayılarla konuşalım. Ülkemizde dört milyon civarında Suriyeli sığınmacı var. İki milyon kadar da diğer ülkelerden. Başta Afganistan, İran, Irak olmak üzere Asya’dan gelenlerle, Afrika’dan gelenler.

Türkiye’deki nüfusa oranlarsak, yüzde yedi çıkar.

Kapılar açıldıktan sonra, yönünü Avrupa’ya çevirenlerin sayısı bugüne kadar 150 bin civarında.

Devede kulak bile değil.

Bu kadar az sayıda olmasına rağmen, Avrupa paniğe kapıldı.

Sınırı geçmeye çalışan bir avuç insana karşı Avrupa’nın gösterdiği aşırı tepki, hayret verici.

Sanki 150 bin değil, 150 milyon kişi akın etmiş gibi davranıyorlar.

*

Almanya lütfetti, Midilli adasında bulunan sığınmacılar arasından, 1500 kişi alabileceğini söyledi.

Herhalde diğer ülkeler, Almanya’nın bu cesaretine şapka çıkartarak alkış tutmuştur.

Bizdekiyle kıyaslarsak, devedeki kulağın bir kılı mesabesinde olduğu görülür.

*

Adamlar öyle bakıyor.

Üç beş kişiyi kabul edeceklerini açıkladıkları zaman, sanki yarısını almış gibi reklâm yapıyorlar.

En kahraman Rıdvan değil, Merkel.

Ekmeğini bölüşmek değil, kendileri elindeki ekmeği yerken, “sefil sığınmacılara” seyrettirmek bile istemiyor Avrupalılar.

Yutkunarak bakanlara tahammülleri yok.

Konfordaki bir derecelik azalmaya razı gelmiyorlar. Avrupalının köpeği, o göçmenlerden daha değerli.

*

Dilleri başka.

Dinleri başka.

Irkları başka.

Hayat tarzları başka.

Anlayışları başka.

Vatanları başka.

Kılık kıyafetleri, alışkanlıkları, her şeyleri başka.

Aramızda onlarla ortak hiçbir yan yok.

Böyle olunca, niye kabul edelim, sığınmacılarla niye bir arada yaşayalım, niye kendi ülkemize sığındıralım diyorlar.

Ya ne olacak?

Onların hepsine Türkiye baksın. Türkiye tutsun. Hiç birini bize doğru göndermesin. Kapıları açmasın. Rahatımız bozulmasın. Biz masrafa da karışmayalım. Söz vermiş olsak da önemli değil. Türkiye’nin, zorla gelip kasamızdan para alacak hâli yok ya. Görmemiş gibi yapalım, ortada böyle bir mesele yokmuş gibi davranalım…

*

İdlib sorununu çözmek için Bahar Kalkanı operasyonu yapılmasaydı ne olacaktı?

En az iki milyon Suriyeli daha sınırdan geçip gelecekti.

Bizim, Yunanistan gibi, kapıya dayanan insanları geri çevirmek için ateş açacak hâlimiz yok.

Kapıları açmaktan başka çözüm yolu görünmedi.

Onu da aylar öncesinden, yıllar öncesinden ikaz etmemize rağmen, ciddiyetini anlamamakta ısrar ettiler.

*

Almanya 84 milyon nüfusa sahip. İngiltere 68, Fransa 65, İtalya 60, İspanya 47, Ukrayna 44, Polonya 38, Hollanda 17, Belçika 12 milyon nüfuslu.

Portekiz, Çekya, İsveç, Macaristan, Avusturya, İsviçre ise 9-10 milyon arası.

Danimarka, Finlandiya, Slovakya, Norveç, İrlanda ise 5-6 milyon arasında olanlar. Yunanistan, Romanya, Bulgaristan’ı saymasak, Rusya’yı hesaba katmasak bile 520 milyon civarında nüfus çıkıyor.

Suriyeli, Afrikalı ve diğer ülkelerden gelen göçmenlerin hepsi nüfusa göre taksim edilse, her ülkeye son derece az insan düşer.

Yolda görülmeyecek, markette rastlanmayacak kadar az.

Buna rağmen paçaları tutuştu.

Türkiye tutamadıysa Yunanistan tutsun diye dövünüp duruyorlar.

*

Avrupa’ya ulaşmaya çalışanların durumu ise içler acısı.

Yunanistan’ı aşsalar bile sonraki sınırlar dikilecek karşılarına ve daha fazla zulme maruz kalacaklar. Çünkü o kapılar çok kalın, çok yüksek, çok insafsız.

En iyisi biz onları uçaklara doldurup havadan paraşütle indirelim istedikleri ülkelere.

#İdlib
#Paraşüt
#Türkiye
#Bulgaristan
4 yıl önce
Sınırlar zorluyorsa, paraşütle indirelim
Islak zemin
Büyük plan başlıyor
İsrail ve ABD ekonomisi savaştan besleniyor
36 42 kuzey, 26 45 doğu…
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…