|
Hamas Filistin aynasını dünya meydanına yeniden astı

Filistin’i işgal eden Siyonistlerin, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te başlattığı işgali yarma harekâtını, geçmişte olduğu gibi şimdi de muharref Tevrat ve İncil üzerinden yeniden bir din savaşına ve soykırıma dönüştürmelerinin dayanağı hükmündeki Yeşaya Kitabı’nı ve İncil yazarlarından Matta, Markos ve Yuhanna’nın oradaki ilgili siyasi kehanetlere çanak tutuşlarını değerlendirmeyi sonraki yazılarımıza bırakarak, şu akıl karışıklığı meselesine son noktayı koymamız gerekiyor.

Çünkü Gazze şeridinin ve Batı Şeria’nın maruz kaldığı son yıkıma, katliama, tutuklamaya karşı “Hamas ablukayı yarmaya kalkışmasaydı Gazze’de bu vahşi yıkım ve soykırım olmazdı” yargısıyla kendi aklını kuşku bülbülünün sesine esir verenlerin az sayıda da olsa halen varlıklarına tanık oluyoruz.

Büyüklerimiz teşbihte hata olmayacağını söylemişlerdir. Biz de bundan yola çıkarak Hamas’ın 7 Ekim harekâtıyla “aslında ne yaptığını” şu teşbih üzerinden -her anlayış düzeyinde bir karşılık bulacağı umuduyla- anlatmaya çalışalım:

On kuşaktır Betlehem /Beytüllahim’de ikamet eden bir adamı düşünelim ve onun ailesinden miras kalan verimli bir tarlayı ekip biçerek hayatını sürdürdüğünü…

Günlerden bir gün eli silahlı kişiler o tarlaya gelip, bu adamın alnına namluyu dayamak suretiyle tarlasına el koyarlar.

Adam tarlasını silah zoruyla işgal edenlere karşı çıkacak bir güce sahip değildir. Bu yüzden işgalcilere karşı bir birlik oluşturmaya ihtiyaç duymaktadır. Öncelikle komşu tarlaların sahiplerinden yardım talep eder. Onlar da adama -rıza gösterilmesi zaten mümkün olmayan- bu kötülüğe karşı yardım sözü verirler.

Günler onlar için sessizlik içinde geçerken, işgalciler tarlayı ekmekle kalmayıp hasada başlamışlardır.

Bunu gören adam, tarla komşularına gidip yardım sözünden bir haber sorar.

Onlardan haklı davasından vazgeçmesine dair öğütlerden başka bir şey duymadığı gibi, onların birlikte görülme korkusuyla kendisinden kaçtıklarını da fark eder.

Onlardaki bu değişimin aslını araştırır ve işgalcilerin tarla komşularına onun tarlasından elde edecekleri üründen pay verme vaadinde bulunduklarını öğrenir.

Böylece dünyası ikinci kez başına yıkılır.

Adamın komşularını sorgulamasından haberdar olan işgalciler, onu kendilerine karşı bir dava güdüyor olması nedeniyle, halk içinde huzursuzluk çıkarmakla suçlayarak, bu suçunun cezası olarak da bu defa onun evini de gasp ederler.

Dünyası üçüncü kez yıkılan adam yardımsız, suskun ve yapayalnız kalıverir on kuşaktır mukimi olduğu Betlehem’in orta yerinde.

Okurlarımız bu teşbihi, adamın çaresizlik içinde son bir cehtle işgalcilere isyan ederek şehit olacağı veya sürgünlüğe razı olarak Betlehem’i terk etmek zorunda kalacağı ya da İsrail ablukasındaki toplama kamplarından birine sığınıp hayatını sefalet ve zillet içinde sürdüreceği… şeklinde genişletebilirler.

Fakat biz bu teşbihimizi sadece “yardımsız, suskun ve yapayalnız” kelimeleri üzerinden Hamas’ın harekâtı esasında değerlendirmeyi tercih edeceğiz:

Betlehemli adamdan kastımız Hamas’tır.

Küçük menfaatler karşılığında işgalcilere satılan tarla komşuları Arap ülkeleridir.

Şehit olmanın, sürgünlüğün, Siyonist işgalindeki toplama kampına sığınmanın karşılığı genelde Filistin vatanı özelde Gazze ve Batı Şeria’dır.

Adamın sürekli yıkılan dünyası, 1897’de kurulan Dünya Siyonist Örgütü’nün, Arap kralları, diktatörleri ve güdümlü demokrat yöneticileri kendi kullanımına uygun birer kuklaya dönüştürerek Filistin direnişini yapayalnız bırakıp, derin bir suskunluğa havale etmesidir.

Hamas’ın harekâtına sebep olan şey ise işte bu son durumdur.

Hamas, İbrahimî Anlaşmalar adı altında Arap krallarını ve diktatörlerini satın almak suretiyle, Filistin davasını paranteze almayı da aşıp, bizzat onunla ilgili mevcut tüm parantezlerin içini boşaltan işgalci Siyonistlere karşı can havliyle başkaldırmıştır.

Zira bu boşaltmayla Büyük İsrail olarak ABD ve Küçük İsrail, mezkûr anlaşmalar yoluyla Filistin’de kendi hükümranlığını tesis etmeyi sürdürmekle kalmamış, vatanlarını terk etmek istemeyen son Filistinlileri de dünya gündeminden düşürerek, varlıklarına rağmen onları yokluğa mahkûm etmiştir.

Hamas’ın yaptığı son harekât evvel emirde bunadır ve bundandır.

Hamas, sadece Gazze şeridinde insanlık dışı koşullarda süren ablukayı yarmak için değil, dünyanın ahlaksız, şahsiyetsiz, karaktersiz, namussuz ve şerefsiz liderleri, kavimleri için kendilerini seyredecekleri Filistin aynasını dünyanın orta yerine yeniden asmıştır.

Bu aynada kimin nasıl göründüğünü ise ayrıca ele almak gerekir.

#Hamas
#Gazze
#Ömer Lekesiz
7 ay önce
Hamas Filistin aynasını dünya meydanına yeniden astı
AK Parti için çıkış yolu
Amerikalı askerlerin Kamışlı’dan çekilmesine üzülenler kimlerdir?
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?
Birliğe çağrı