|
Tarihi tersinden okutan kindarlık

Taraf
gazetesinden edinilen proje tecrübesiyle kurulan fondaş
Karar
gazetesi,
Kılıçdaroğlu
’nu, bu defa da Erdoğan’a karşı yürüttüğü kin esaslı savaşında kullanabileceği yeni malzemeleri üretebilmek kastıyla konuşturmuş.
“Konuşturmuş” diyorum çünkü sekiz seçimi seçim kaybetmiş bir parti başkanı olarak Kılıçdaroğlu’nun şirazesinin yeniden örülemeyecek şekilde dağıldığı, ancak malum ekiplerin kendisine dikte ettiği şeyleri söylemekle maruf biri olarak, dengeden, tutarlılıktan, bağlamdan, temadan yoksun bir şekilde,
konuştuğu değil konuşturulduğu
artık herkesin malumudur.

Daha dün, aynı mahiyetteki benzer tezkerelere “evet” dediği halde, yenisine “hayır” diyen ve bu çelişkiyi saklayabilmek için, “evet” diyenleri Cumhuriyet’e ihanetle suçlayan; bundan iki gün sonra Yozgat’ta, HDP ile PKK’nın müşterekliğine değinmekten özenle kaçındırılarak, “Söz veriyorum; o Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem...” diye gürletilen; din ve inanç hürriyetine mahsus olarak çıkartılan her yeni kanunun adından Anayasa Mahkemesi’ne koşturulan; HDP’ye verilen oyları peşin olarak kendi partisinin hanesine yazdırabilmek için her fırsatta tekrarlatılan “zinhar teklif bile edilemez” şeklindeki atarlarından vaz geçirilen bir Kılıçdaroğlu’ndan söz ettiğimize göre, onun konuştuğunu değil konuşturulduğunu, tereddüt etmeden söyleme hakkını kazanıyoruz demektir.

Taraf gazetesinden miras projenin yeni uygulama zemini olan fondaş Karar’ın iki elemanı, Kılıçdaroğlu ile yaptıkları söyleşide onu istedikleri gibi konuşturacakları bir kıvama getirdikten sonra, ona şunları söyletiyorlar:

“Bizim muhafazakâr dünyayla helalleşmemiz lazım, eksiğimiz var, oturup konuşmadık, derdinizi dinlemedik, Ankara’da oturduk durduk. Şimdi bu yıkılıyor ama karşılıklı güven de oluşmaya başladı. Ama belli bir zaman dilimine ihtiyaç var. Sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapma politikası izledik. Muhafazakâr söylemini muhafazakârlara haksızlık olarak görüyorum. En muhafazakâr parti bizdik çünkü değişime direniyorduk. Şimdi dindar kesimle ilişkilerimiz daha iyi, zaten dindar kesim de ülkenin gidişatından rahatsız. Onlar da değişim istiyor. Bütün mesele karşılıklı güveni oluşturmak.”

Sonra fondaş gazetenin iki yazarı da Kılıçdaroğlu’na söyletilen ilgili ve okura ilginç gelebilecek sözler üzerine, görül rahatlığıyla bir Kılıçdaroğlu güzellemesi yapabilecek olmanın hazzından, bitmeyen ve bitmesi mümkün olmayan Erdoğan düşmanlığını bilemeye; o söyletme tarzında aslen öteki olarak sınıflandırıldıklarının farkına bile varmadan, muhafazakârların yekûnuna özel bir hak sağlamışçasına, sünnet çocukları gibi sevinç çığlıkları atıyorlar.

Benim muhafazakârlıktan anladığım, meşhur tanımıyla onun “örgütlenmiş bir riyakârlık” olduğudur. Karar elemanlarının, bu tanıma da rahmet okutan pespaye bir mülahazayla adlarına hak, diğer bir söyleyişle CHP’den bağış, sadaka, himmet, merhamet, güvence devşirmeye çalıştıkları muhafazakârların ne menem bir muhafazakarlık şablonuna sokulduklarını incelemeyi başka bir yazımıza havale edip, “bu kez daha ileri” giden olarak niteledikleri Kılıçdaroğlu’ndan daha da ileriye gidebilmek için akıl, mantık ve fikir dizginlerini boşaltmayı göze alarak,
tarihle barışmayı
da aşıp,
tarihi yekten tersine çeviren
yaklaşımlarının neden ve sonuçlarına yakından bakalım:

Fondaş Karar’ın malum elemanlarının nihai derdi, Başkan Erdoğan’ın iktidardan uzaklaştırılmasıdır.

İP’in başkanı Akşener’e, HDP-PKK konusunda daha kucaklayıcı bir dil kullanmasını önermekle, gerçekte “Aklınızı başınıza toplayın, birlikte hareket etme fırsatını teperseniz Erdoğan yine kazanır” demeye getiren bir bakışın, kin ile yoğrulmuş yenme tutkusundan kaynaklandığı ve bu tutkuya tabi olarak yaşayanların Erdoğan’ın iktidarını devirmeden rahata ermeyecekleri, şirretliklerinden asla vaz geçemeyecekleri malumdur.

Bu bakımdan, Kılıçdaroğlu’na söylettikleri yeni hususları, her fırsatta tekrarlanmasını da ondan istediklerinden eminiz.

“Sen bu sözleri ve uyduruk güvenceleri sürekli tekrarla. Biz bunların asla yerine gelmeyeceğini CHP’nin Şemseddin Günaltay’la çekmek istediği
numaralardan
zaten biliyoruz. Fakat Erdoğan iktidarını yıkabilmek için, tarihi tersinden okutmada kalemlerimizi senin emrine imanla tahsis edeceğiz; kendi tükürdüğümüzü yalayarak, 1940’larda kalmış tek parti dönemiyle bugünün insanlarını korkutmanın mantıklı bir izahı olamaz diye ısrarla telkinde bulunacağız” dediklerinden de hiç ama hiç kuşkumuz yoktur.

Hep birlikte izleyelim, devamı mutlaka böyle gelecektir.

#Taraf
#Karar
#Kılıçdaroğlu
#Erdoğan
2 yıl önce
Tarihi tersinden okutan kindarlık
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler
Gazze ışığında üniversitenin misyonu