Almanya’nın eski Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Tagesspiegel gazetesinde “Afrin, ABD’ye bir mesajdır” başlıklı bir yazı yazdı ve “Ankara’nın sınırlarını korumak için Batı/ABD ile çatışmayı göze aldığına” dikkat çekti.
Türkiye’nin kararlılığını görüp, “Avrupa devletleri ve ABD’ye uyarıda bulunan” bu yazı bir nevi “alarm zili” anlamına geliyor!
Ezcümle: “Türkiye’nin şakası yok!”
Gabriel, “Türkiye’nin Batı ekseninden ayrışması halinde, bunun Avrupa için jeopolitik bir yıkım olacağı” uyarısında bulunuyor; bundan dolayı da “Türkiye’nin Batı’dan özerk politikalar geliştirmesinin önüne geçilmesi gerektiğini” işaretliyor!
Peşinen söyleyelim: Gabriel’in “alarm zili” de neticede fayda etmeyecek!
-Korkunun, ecele faydası var mı?
Türkiye’nin Batı Cephesi’nden ayrıştığı gerçeği…
Her geçen gün biraz daha belirgin bir biçimde ortaya çıkıyor…
Batılı devletler ile onların içimizdeki işbirlikçileri için (Komprador Burjuvazi) fevkalade berbat bir durumdan söz ediyoruz!
Türkiye, en başta ABD olmak üzere Batı’dan bağımsız politikalar geliştiriyor.
Bu durumun en güncel örneği, Afrin’deki zaferimizdir.
Afrin, ABD’nin ve Avrupa devletlerinin de yenilgisidir, aynı zamanda…
PYD/YPG/PKK terör örgütünü yöneten ABD’dir; bütün hücreleriyle destekleyen de Avrupa (Terör) Birliği’dir!
*
Bulgaristan’ın Varna şehrindeki Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi için “AB ile En Kritik Buluşma” gibi başlıklar atıldı.
Ne “kritik zirveler” gördük, şimdiye kadar…
Değişen bir şey yok: Olmayacak da…
“Suya yazı yazılması” kabilinden politik beyanlar gelip geçiyor.
Haçlı AB’nin, Bağımsız Müslüman Türkiye’ye yönelik hasmane tavrı dahası “sinsi düşmanlığı” devam ediyor.
Vatikan’da Papa’sının önünde “el pençe divan” duran Avrupalı liderlerin yönettiği AB’nin “sadece son beş yılda” neler yaptığını şöyle bir hatırlayalım:
-Gezi Kalkışması’nı desteklediler…
(Eş zamanlı olarak; Mısır’da Sisi’nin darbesine, darbe bile diyemediler. Hatta, Zalim Sisi’ye koltuk çıktılar.)
-17 ve 25 Aralık 2013’teki Paralel Darbe girişimini tam anlamıyla desteklediler. Dahası, “kapalı kapıların ardında” FETÖ’ye cazip mükâfatlar dahi vaat ettiler!
-15 Temmuz’daki FETÖ darbe girişiminin başarısızlığa uğramasından dolayı büyük bir hayal kırıklığına uğradılar.
FETÖ’nün cuntacı asker veya sivil ne kadar firardaki elemanı varsa bunların alayını korumaya devam ediyorlar.
-PKK terörüne daima koltuk çıktılar: Hala daha PKK’lı teröristleri pamuklara sarıyorlar!
-ABD’nin Kuzey Suriye’de PKK devleti kurma planının gerçekleşmesini çok istiyorlar. PYD-YPG-PKK’nın Afrin’de bozguna uğramasından dolayı bunalıma girdiler. Hayalleri suya düştü!
Öyleyse soralım: Türkiye, böyle bir Avrupa Birliği’ne mi üye olacak?
Elbette; mümkün değil…
Onların Türkiye’yi “tam üye” yapmaya -başından beri- niyeti yok.
Kaldı ki, Türkiye de eninde sonunda “elveda” diyecek.
Keşke, daha fazla gecikmeden -bunu beyan etse!
*
Brüksel’deki AB Zirvesi’nin taslak sonuç bildirgesinde, Türkiye ile Avrupa Birliği üyesi komşularının yaşadığı son gerilimlere değinilen kısımlarda denilen aynen şudur:
“AB Konseyi, Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’de devam eden yasadışı eylemlerini güçlü bir dille kınıyor; Yunanistan ve Kıbrıs’la tam dayanışma içinde olduğunu vurguluyor.”
Mevzubahis Türkiye ise; Avrupa Birliği nasıl da tek ses oluveriyor, görüyorsunuz…
Türkiye’ye bühtanda bulunan bu Haçlı Devletleri için PKK’lı teröristlere ve FETÖ’ye kucak açmak “asla yasadışı olmuyor!”
*
Bu arada; Almanya Şansölyesi Merkel de “Türkiye’nin sınırı geçen iki Yunanlı askeri tutuklamasından dolayı çok kaygılı” imiş!
-Almanya’daki NATO üssünde görevli FETÖ mensubu askerlere kol kanat geren…
-FETÖ’nün kaçak savcılarını el üstünde tutan…
-PYD/PKK’nın eski eş başkanı Salih Müslüm’e kucak açan Terörist Sever Angela’dan bahsediyoruz…
Yurttaş Doğan’ın kankası bu Merkel’in; Almanya’da, sadece son üç ayda PKK’lıların 40’tan fazla camiye saldırı düzenlemesinden kaygılanması ise asla mümkün değildir.
Neden mi? Söz konusu teröristleri camilere saldırtan, PKK’lı kahpelere “camileri kundaklatan” Alman Devleti’dir de ondan!
