|
Kaçışı kurtuluşu yok: Eninde sonunda yıkılacaklar!

Gaspçı İsrail’in 30 Mart 1976 tarihinde Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koymasının ardından yaşanan hadiselerin anıldığı “direnişin sembolü” olmuş bir gündür, Toprak Günü…

Terör Devleti İsrail, Toprak Günü’nün kırk ikinci yılında “Büyük Dönüş Yürüyüşü” için toplanan on binlerce masum göstericiye ateş açtı ve on sekiz Filistinli şehit oldu, bin dört yüzden fazlası yaralandı.



Katliamdan beslenen İsrail Devleti’nin Kahpe Ordusu tarafından yapılan açıklamada, vahşi saldırı için “Askerlerimiz kurşunların nereye gittiğini bilerek ateş ettiler” denildi!

İsrail’in “Crime Minister”ı Netanyahu ile “Saldırı” Bakanı Liberman da “askerleriyle gurur duyduklarını” söylediler.

Katilleriyle “gurur duyan” bir terörist devlettir, Siyonist İsrail:

-FETÖ’cü hainlerin “güneydeki çok sevdiği ülke” işte bu İsrail’dir…

-Mavi Marmara Katliamı’nın ardından; Locaefendi’nin otoritesine selam durduğu, bağlılıklarını sunduğu İsrail Terör Devleti işte budur…

-Ertuğrul Ö. denilen Etki Ajanı’nın; o gemideki katil komandolarını “masummuş gibi göstermeye yeltendiği” yine işte bu İsrail devletidir…

Müslümanların kanlarını dökmek; İsrail’in devlet politikasıdır.

Başta Haydut ABD olmak üzere Batılı devletler; İsrail’in Filistinli Müslümanları taammüden katletmesi karşısında suskunlar -ne kelime- kapalı kapıların ardında ellerini ovuşturuyorlar. Bunların, İsrail’in devlet terörüne destekleri tamdır, kusursuzdur!

Haçlı ve Siyonist İttifakı, “İslam düşmanlığında birleşmiş” bir cephedir.

Birleşmiş Milletler mi; işte bu Haçlı Siyonist İttifakı’nın çıkarlarını korumak için daima seferberdir. İsrail ve ABD; ne zaman masumların kanlarını dökseler, bu BM denilen işbirlikçi odak her iki terör devletine de koltuk çıkar.

Haçlıların başını çeken ABD ile Avrupa Birliği devletleri; İsrail’in zulümlerinin, katliamlarının, terörizminin yılmaz destekçileridir. Her bir vahşetin ardından, Katil İsrail’in sırtını sıvazlamak bunların alayı için bir nevi “görev”dir!

*

Haydut ABD’nin, İsrail’deki Büyükelçiliğini 14 Mayıs’ta Kudüs’e taşıma kararı; Azgın Tel Aviv’i son aylarda tümüyle azdırdı, zıvanadan çıkardı…

Haçlı ABD ile Siyonist İsrail’e yani Terör Tandemi’ne karşı “kınama mesajlarıyla yetinmek” hiçbir netice vermeyecektir:

-Bunlarla daima anladıkları dilden konuşmak elzemdir…

-Her ikisi de ancak “güç”ten anlarlar!

*

Terör Devleti’nin faşizmi, zirveye çıkmış durumdadır…

Sadece son dönemde yaşattıkları zulümleri, yaptıkları kahpelikleri sıralayalım…

Önce, güncel bir haber:

“İsrail polisinin koruması altındaki iki yüz yetmiş beş Yahudi işgalci, Fas Kapısı’ndan girip Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi!”

*

Devam ediyoruz…

“İşgal altındaki Batı Şeria’da yer alan El Halil kentindeki İbrahim Camisi’nde geçen ay en az elli iki kez ezan okunması, İsrail devletince engellendi!”

*

Dahası var…

“İsrail polisi Doğu Kudüs’teki Mucahidun mezarlığına baskın yaptı, daha evvel şehit ettikleri Müslümanların kabirlerine saldırdı ve mezar taşlarını kırdı.” (12 Mart 2018)

*

Bitmedi: Bu kahpeliği de asla unutmayın ve unutturmayın!

“Netanyahu’nun başında bulunduğu Likud Partisi’nin milletvekili Yoav Kish, Arap milletvekillerine hitaben ‘Namazlarınızda Allahuekber yerine İsrail ekber deyin’ diye konuştu!” (10 Mart 2018)

*

Başka?

“Terör Devleti İsrail’in askerleri, Filistinli bir öğretmenin üzerine köpekle saldırdı. Köpek, öğretmenin omzunu ve kollarını parçaladı. İsrail’in askerleri ağır yaralanan Filistinlinin hastaneye kaldırılmasını iki buçuk saat boyunca engelledi!”

*

Ve bunu da gördük…

İsrail terör devletinin “Adalet!” Bakanı Ayelet Shaked, İsrail Meclisi’nde yaptığı konuşmada “İnsan hakları ihlalleri pahasına da olsa; İsrail devleti, Yahudi çoğunluğu korumalıdır” dedi!

Yani?

“Yahudi Devleti, insan haklarından önce geliyor!”

ABD ve Avrupa Birliği; “bu kafayı” eleştiriyor mu? Hayır!

Ya? Candan destekliyor!

#ABD
#İsrail
#Terör
6 yıl önce
Kaçışı kurtuluşu yok: Eninde sonunda yıkılacaklar!
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler
Gazze ışığında üniversitenin misyonu