|
Haklarını bilmeyen kadınların günü
Evde ücretsiz ne iş olsa yapan 7x24 çalışan
annesinden
, köyde tarlada bahçede ahırda iş yapan
ninesinden ya da akrabalarından
hizmet aldığında memnun olan ancak onları hakları aranacak kadınlardan saymayanların bültenleri bunlar.
Sanki dünyada
8 Mart Dünya Kadınlar Günü
dolayısıyla açıklama yapmayanı dövüyorlar.

Her sene aynı açıklamalar, aynı cümleler, aynı sözler, aynı iddialar, aynı sorunlar, aynı çözümler.

Dünya değişiyor ama bunlar değişmiyor.

Aslında bugünü dünya kadınlar günü değil, erkeklerin kadın haklarını savunduklarını ilan etme ve bunu da çalışan kadınların onaylama günü olarak değiştirmek lazım.

Çünkü olan şey tam da bu.

**

Bülten yayınlayan
sivil toplum kurumlarında
şöyle bir algı var.
Sanki
acele
ile yazılmış ya da
önceki senenin aynı bülteni
arşivden alınmış ve yeniden dolaşıma sokulmuş.
Rutine bağlanmış temenniler, içinde ne kast edildiği belli olmayan
şaibeli, muğlak, soyut ve soğuk ifadeler.

Hemen hemen kadın ya da erkek egemen derneklerin tamamında verilen mesajlar kelimesi kelimesine aynı.

Hepsi de sanki tek bir merkezden çıkmış gibiler.

**

Ünlü girişimci kadın derneklerinden birinin dünkü bülteninde şunlar vardı;

“Bugün Türkiye’nin 32 milyon 383 bin kişilik çalışma yaşındaki kadın nüfusunun sadece
11 milyon 79 bini işgücüne d
âhil.

Son 18 yılda kadın nüfusunda %25 artış olmasına rağmen, çalışma çağındaki kadınların işgücüne katılma oranı yalnızca %3 arttı.

Kadın istihdam oranı %29,4 düzeyinde.

Her üç kadından ikisi işsiz.

Pandemi döneminde büyük mücadele veren kadın girişimciler ise hâlâ ülkemizdeki girişimcilerin sadece %14’ünü oluşturuyor.”

Yani “Biz sadece
ev dışında ücretli çalışan kadınları çalışan kadın olarak görüyoruz”
diyorlar.

Ev hanımları, köyde çalışan kadınlar maraba.

Onlara göre bunlardan girişimci de olmaz!

Anneler ve köylü kadınla
r daha bültenlere bile giremiyorlar hemcinsleri tarafından.

**

Yine ünlü büyük işadamı derneklerinden birinin bülteninde de şunlar vardı dün; “Toplumsal cinsiyet eşitliği, en başta bir insan hakları meselesidir.

(Bu eşitlikten ne kast edildiğini sanırım bu ifadeyi kullananlar da bilmiyor. Ağıza hoş geldiği için kullandıklarını düşünüyorum)

Geleceği, kadınların her alanda eşitliğini esas alan bir anlayışla inşa etmek zorundayız. Bu anlayışın temelinde de kadın ve erkeğin hak, özgürlük, fırsat ve temsilde eşitliğini sağlamak ve kadına yönelik şiddeti kesinlikle ortadan kaldırmak olmalı. Çabalarımızı, “İstanbul Sözleşmesi” ile güvence altına almak vazgeçilmez bir unsurdur.

(Bu da moda olan ve içeriği soyut olan meşhur söylemlerden biri. Ben de çağdaşım ve kadın haklarından yanayım demenin sosyetik tarzı)”

Bu derneğe üye yüzlerce şirketin sahipleri ve yöneticileri işyerlerindeki binlerce çalışan kadının bir anne olduğunu, işten geldiklerinde evlerinde de kendilerini bir ton iş beklediğini, o yüzden de evli ve çocuklu kadınlara işyerinde kolaylıklar sağlanması gerektiğini dile getiriyor mu?

Hayır.

Kendi işyerlerindeki çalışan kadınlara,
“Sizin hayatınızı kolaylaştırmak için ne yapabilirim”
diye soran bir şirket var mıdır içlerinde?

Sanmıyorum, olsaydı duyardık.

Ne diyorlar.

“Erkek çalışanlarla şirkette eşit haklara sahip olacaksın, onlar kaç saat çalışıyorsa sen de onlar kadar çalışacaksın. Senin özel hallerin anne ve eş sorumluluğun şirketi ilgilendirmez. Onlarla işyerinin aynı yükünü sen de kaldıracaksın”.
İşyerlerinde evli ve çocuklu kadınlara o dillere dolanan
pozitif ayrımcılıktan
kimsenin bahsettiği yok ama tribünlere oynamak var.

Çünkü o daha kolay ve masrafsız.

**

Bir başka ünlü bir iş derneğinin başkanı da şöyle bir mesaj yayınlamış;

“Kadınların ekonomik hayata katılımı için fırsatlar yaratılması, istihdamdaki kadın oranının AB standartlarına getirilmesi, sağlık konusunda olası tehditler hakkında
kız çocuklarının bilinçlendirilmesi
ve üzerinde durulması gereken başlıca alanlardır.”

Yani diyor ki; Avrupa’daki gibi ev işlerinde çalışan kadın bırakmayalım, bu alanları kazanç imkânı olan sektöre dönüştürelim.

Tehditler ve şiddet karşısında kız çocuklarına haklarını nasıl koruyacaklarını, şiddetten nasıl kurtulacaklarını öğretelim.

Tabi erkekler zaten doğuştan bu
sosyal ve kültürel bilince
sahip oldukları için o tarafta bir sorun yok.
Zaten bizim kadınlarımıza şiddet uygulayanlar, ağır işlerde çalıştıranlar, düşük ücret ödeyenler de
uzaylılar
.
#8 Mart Dünya Kadınlar Günü
#istihdam
#anne
#AB
2 yıl önce
Haklarını bilmeyen kadınların günü
Kara dinlilerle milletin savaşı
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı