Dedik ya, deprem sadece yeri sallayıp üzerinde çürük temeller ve eksik malzemeyle inşa edilmiş binaları yıkmıyor. Her şeyi sallıyor, sarsıyor, yıkıyor ve yeniden daha iyi yapmak üzere insanlara bir fırsat sunuyor. Duyguları sarsıyor, hayatları, algıları sarsıyor, insan ilişkilerini sarsıyor, devletin duruşunu sarsıyor. Bu sarsıntının ardından kimilerini düzeltiyor ama kimilerini daha berbat hale de getirebiliyor.
Ama işin bir de trajikomik tarafı, iktidar muhatap almadıkça daha fazla çıldırıp “konuşamıyoruz” diye yaygara koparmaları.
İktidar arzusu falan değil, bayağı bir mağduriyet arzusu bu. Ama belki oradan bir yağma çıkar uyanıklığıyla, işgüzarlığıyla ve saldırganlığıyla.