“Geride bırakmış” olmaktan söz ediyoruz, ama aslında laiklik adına ilkel, saygısız, marazi ve saldırgan bir tavrın nasıl her an yeniden nüksedecek bir yerde durduğu, canlanmak için fırsat kolladığı da görülüyor.
Oysa geçmişte laiklik toplumsal barışı düzenleyici bir ilke olarak değil, bizatihi toplumsal barışı sürekli olarak tehdit edecek format ve içerikteydi. Halkın inanç ve değerlerine karşı adeta harici bir müdahale gibiydi, çünkü halkın inanç ve değerlerini, yani İslam’ı ve ona ilişkin bütün tezahürleri gericilik diye aşağılayarak bir sömürgeci ideolojisi gibi davranıyordu.