|
Büyük Balkan seyahati-8: Ohri’nin şâirâne hayatı ve ötesi

Balkan seyahatimizde şiiri ve şuurunu iliklerine kadar duyumsadığımız, yaşadığımız şiir-şehir Ohri’yi yazmaya ve size de yaşatmaya devam ediyoruz Seyfullah Yiğit kardeşimizin şiir gibi akan kaleminden…

***

Balkanların incisi Ohri’ye dün akşam vardık. Çok yoğun ama yorucu olmayan güzel bir gece geçirdik. Ohri, gece ayrı bir güzel, gündüz apayrı güzel bir şehir. Balkan seyahatimizdeki her bir gün sanki bir ay yaşanmış gibi… böyle olunca da yazılar uzuyor... Sevgili okuyucu dikkat ettiysen bizim farklı bir tarzımız var. Balkan seyahatimizi, hayatın olağan akışı içinde vermeye çalışıyoruz. Nasılsa öyle... Fıtrî bir akış içinde yani…

Yeni bir güne, 15 Kasım Çarşamba gününe Ohri’de, bulutlu bir havada, göl kenarında merhaba diyoruz. Oda arkadaşım Orkun abi, Ersin abi ve Mustafa abilerle sabah kahvaltıdan önce, erken bir saatte Ohri gölünün kenarında yürüyüşe çıktık. Hava çok temiz. Ohri Gölü çok güzel. Sokaklar çok sakin. Sohbet ede ede yürüyüş yapıyoruz… Geri dönüş yolunda çok tatlı bir yağmur/rahmet var… Yağmur taneleri yavaş yavaş üzerimize yağdırılıyor… Çok sekin bir ruh haliyle hotelimize doğru yürüyoruz… Bu yürüyüş, seyahatimizin unutulmazları arasına girdi bence.

Kahvaltı yapıp erkenden çıktık, Ohri şehrini keşfetmek için… Ohri’nin tarihi meydanını çok sevdim. Ohri Gölü, meydana birkaç dakikalık yürüme mesafesinde. Meydan üç yolun kesiştiği bir kavşak üzerinde. Meydanın tam ortasında bir çınar ağacı. Göbeği oldukça geniş olmasına rağmen boyu iki metre gibi. Dalları dört bir yana uzanmış. Çınarın altından geçerken ya da dibinde oturunca kendinizi bambaşka bir ruh halinde buluyorsunuz. Hayallere dalıp dalıp gidiyorsunuz. Kaç asırlıktı bu çınar ağacı? Kaç tane olaya, yangına, depreme, yönetime şahitlik yapmıştı kim bilir… Neler neler yaşamıştı bu koca çınar… Ahh onunla konuşabilseydim. Yanından geçen yüzlerce, binlerce insanın onu dinlemeden geçişine verdiği tepkiyi onun ağzından dinleyebilseydim. Ohri’yi ondan dinleseydim mesela.

Seyahat ettiğim şehirlerde, yaşadığım muhitte tanış olup dost olduğum ağaçlar vardır. Onlarla arada bir sohbet ederim temaşa yoluyla… Bingöl’de ikamet ettiğim evimizin az ötesinde Bediüzzaman Said Nursî Parkında bulunan kaç yıllık ağaç dostumu, tanıştırmak isterdim Ohri’de henüz yeni tanıştığım meydandaki çınar ağacıyla… ve dinleyebilseydim yeni tanıştırdığım iki dost ağacımı… onların ağzından Gazze’deki soykırıma verdikleri tepkileri anlayabilseydim. Gazze’deki vahşete ağaçça verilecek tepki nasıl olurdu acaba? Kainattaki bütün varlıklar; gördüğümüz ve görmediğimiz bütün varlıklar… Gazze’deki soykırıma tepki gösteriyorlar. Allah’ı (cc) zikreden müminlerin şehadeti yer ve göğü hüzne boğuyor. Ey kahrolası işgal devleti, terör devleti İsrail! Bu kadar masumun kanına girerek neyi elde edeceksin? Vallahi yıkılacaksın! Enkazın bile yok olacak biiznillah.

Seyahat arkadaşlarımızla meydandan Safranbolu evlerine benzeyen tarihi şehre doğru yavaş yavaş yürüyoruz. İslâm medeniyetinin kurduğu şehirlerde farklı bir ruh var. Sizi içine alıp kendinize getiren bir ruh… Müslüman şehirlerinde burjuvazi-köylü ayrımı yoktur. Evler iç içedir. Kale içi, kale dışı gibi bir ayrım yoktur Orta Çağ Avrupa’sındaki gibi. Bey konağının bir odasının altı, yol yapılmış mesela. Herkese açık bir yol. İşte İslâm medeniyetinin farkı. İslâm’daki o inceliği tarihî şehirlerimizin hepsinde görmek mümkün.

Tarihî Ohri şehrinin sokaklarında yürürken bir tekne gördük ters bir şekilde karaya bırakılmış vaziyette. Mustafa kardeşle (Kırıkkale MTO’dan mucit lise talebesi) çok güzel, çok anlamlı bir fotoğraf çektik. MTO bez çantası olan elimle Mustafa kardeşin elinden tuttum. Diğer elimle arkamızda yer alan Ohri gölünün ufkunu gösterdim. Bu fotoğrafla şunu söylemek istedik. Mustafa kardeşimle çıktığımız Medeniyet Tasavvuru Yolculuğunda MTO vesilesiyle şu gördüğünüz ufkun görünmeyen ufuklarına doğru yol alacağız inşâallah.

Özetle… Heidegger’in ifadesini ödünç alacak olursam, “insanın şâirâne yaşadığı” ender şiir şehirlerden biri, Ohri.

#Aktüel
#Toplum
#Yusuf Kaplan
5 ay önce
Büyük Balkan seyahati-8: Ohri’nin şâirâne hayatı ve ötesi
Kamu yönetiminde bölüşüm sorunu ve çözüm yöntemi
Başıboş köpek sorunu nasıl çözülür?
Gazze yanarken Hac ve Umre
Fiîlî işgalden zihnî işgale kapitalizmin insanı ve hakikati yok ediş serüveni… 
Yeni anayasa tartışmaları ve siyasetin normalleşmesi