Önceki gün özel bir uçakla Türkiye'ye getirilerek Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alınan Libyalı yaralılar, yaşadıkları acı tecrübeleri dile getirirken Türkiye'ye duydukları minneti ifade ettiler.
Zaviye'de yaşayan iki çocuk babası Abdülkasım Hineş (31) vücudundaki işkence izlerini göstererek, Kaddafi güçlerince günlerce askıda sorgulandığını anlattı.
Hiçbir sorguya tabi tutulmadan doğrudan cezaevine konulduğunu, ellerinden kollarından bağlanarak, asıldığını ifade eden Hineş, gördüğü işkenceyi şu sözlerle dile getirdi:
'Polisler beni tavana astıktan sonra üçer beşer gelip sürekli vurdular. Hiçbir şey yemeden bütün gün ve gece tavanda asılı kaldım. Daha sonra askıdan indirip sorguya aldılar. Sorguda da sürekli dayağa maruz kaldım. Beni inanılmaz şeylerle suçladılar. Bunları kabul etmeyince bu kez boynumdan tavana astılar. Üstüme su döküp sopalarla dövdüler. Özellikle sırtımda derin işkence izleri kaldı. Vücudumda hiçbir şeyi hissedemez hale geldim. Kardeşlerimi de tutuklayıp aynı işkencelere tabi tuttular. Kulaklarımda ağır işitme kaybı ve eklem ağrılarım var. Çok hızlı nefes alıp veriyorum, göğsüm tıkanıyor.'
Kaddafi güçlerinin Trablus'u terk etmesinin ardından tutuklu olduğu hapishaneden çıkabildiğini belirten Hineş, 'Ülkemin özgürlüğüne kavuşması benim yaşadıklarımdan daha önemli. Türk hükümetine ve halkına bize verdiği destekten dolayı minnettarız' diye konuştu.
Ülkesinin daha özgür ve demokratik bir yapıya kavuşacağını ifade eden Hineş, 'Libya artık daha özgür bir ülke olacak. Geleceğe umutla bakıyoruz. Daha iyi hastaneler, daha iyi eğitim imkanlarımız olacak' şeklinde konuştu.
Hineş, Türkiye'de kendilerine çok iyi bakıldığını, telefonda görüştüğü ailesinin iyi haberlerini aldığını belirtti.
'SOKAKLARA YAZI YAZARKEN TUTUKLANDIM'
Muhammed Altahir Şogman ise sokakta duvarlara özgürlük sloganları yazarken tutuklandığını ve ağır işkence gördüğünü anlattı.
Sorgulama sırasında Kaddafi lehine konuşmasının istendiğini, bunu reddedince kötü muameleye maruz kaldığını ifade eden Şogman, gördüğü işkenceyi, 'Sorgulama sırasında açılan ateş sonucu ayaklarıma 4 kurşun isabet etti. Trablus özgürlüğüne kavuşunca serbest kaldım' sözleriyle aktardı.
Türkiye'de kendilerine gösterilen ilgiden çok büyük memnuniyet duyduklarını ifade eden Şogman, 'Türkiye sonsuz minnet duyuyoruz' dedi.
17 yaşındaki genç Enver Mahmut Abdullah ise bir patlama sırasında yaralandığını, Türkiye'deki tedavisinin çok iyi şartlarda yapıldığını ve gerek doktorlardan gerekse diğer sağlık ekibinden çok memnun olduklarını söyledi.
Alati Muhammed Abdullah da (22) Türkiye'deki hastanelerin Libya'ya göre çok daha iyi şartlara sahip olduğunu belirterek, duygularını 'Bizlere burada çok iyi bakıyorlar. Türkiye'ye yardımları için sonsuz teşekkür borçluyuz' sözleriyle dile getirdi.
'TÜRKİYE'NİN KATKILARINI UNUTMAYACAĞIZ'
Ülkesinden getirilen yaralıları tedavi gördükleri hastanede ziyaret eden Libya Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Muhammed Zenati ise ülkesinde uzun süredir devam eden kriz karşısında takındığı tutumdan dolayı Türkiye'ye teşekkür etti.
Bu süreçte binlerce kişinin yaralandığını ve hayatını kaybettiğini hatırlatan Zenati, 'Şükürler olsun ki Libya artık özgür bir ülke haline geldi' şeklinde konuştu.
Zenati, 'Bizlere her türlü maddi ve manevi desteğini esirgemeyen Türkiye'nin katkılarını unutmayacağız. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son Libya ziyareti bizleri çok mutlu etti' diye konuştu.
Türkiye ile tarihe dayanan dostluk ve kardeşlik bağları bulunduğunu hatırlatan Zenati, 'Yaralılarımıza Türkiye'de çok iyi bakılıyor. İzmir, İstanbul ve Ankara'da 200'e yakın vatandaşımız tedavi görüyor. Doktorlara, hemşirelere ve diğer tüm görevlilere teşekkür ediyoruz' dedi.
'HEM FİZİKSEL, HEM DE RUHSAL YARALARINI SARIYORUZ'
Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Haşim Erdem, Libyalı yaralıların durumuyla ilgili bilgi verirken hastanede tedavi gören 13 yaralının ortopedi, beyin ve sinir cerrahisiyle plastik cerrahi dallarından uzmanlarca takip edildiğini anlattı.
Yaralıların hiçbirinde hayati tehlike bulunmadığını ifade eden Erdem, 'İşkence görenlerde hem vücut yaralanması hem de ruhsal çöküntü var. Bu hastaların hem fiziksel, hem de ruhsal yaralarını sarıyoruz. Yaşadıkları travmayı atlatmaları için uzman hekimler gereken müdahaleyi yapıyor' şeklinde konuştu.