Bir kaç tur atıp çocuklarımı bindiriyordum

Gazeteci Sibel Eraslan, 28 Şubat döneminde kendisine suikast düzenlenebileceği yönünde Emniyet''ten uyarı aldığını açıkladı. Eraslan, o günleri şöyle anlattı: Arabamla bir kaç tur attıktan sonra çocukları bindiriyordum, ''Ne olacaksa bana olsun'' diyerek.

İstanbul
Bir kaç tur atıp çocuklarımı bindiriyordum

Başörtüsü taktığı için avukatlık yapması engellenince gazeteciliğe başlayan Sibel Eraslan''ın da 28 Şubat mağduru olduğu ortaya çıktı. Emniyet tarafından suikasta uğrayabileceği konusunda bir kaç kez uyarılan Eraslan, okula götürdüğü çocuklarının bu durumdan etkilenmemesi için arabasını çalıştırıp bir kaç tur atarmış, ''Ne olacaksa bana olsun'' diyerek. Gazetecilikte 15 yılı geride bırakan Eraslan, çözüm sürecinde Akil İnsanlar Heyeti''nin Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanvekiliğini yaptı. Eraslan, Cihan Medya Haber Dergisi''ne 28 Şubat sürecine ilişkin açıklamalar yaptı.

MEDYA KARTELLERİ ETKİLİ OLDU

Enerji kartelleri ile buluşan medya kartellerinin finans sektörünü etkilediği kadar kamuoyunun manipülasyona açık zihniyetini de şekillendirebildiğini belirten Eraslan, bu durumun 28 Şubat döneminde çok keskin olarak yaşandığını vurguladı, kendisinin de 28 Şubat mağduru olduğunu ifade etti. Sibel Eraslan, o günlerde Emniyet tarafından suikasta uğrayabileceği konusunda bir kaç kez uyarıldığını ifade etti. Bu yüzden çocuklarını okula bırakmak için arabaya indirmeden önce, ''Ne olacaksa bana olsun'' diyerek arabasını çalıştırıp bir kaç tur atttığını söyledi.

ŞİMDİ MEDYA ALGISI DEĞİŞTİ

28 Şubat döneminde medya gruplarının kamuoyu denilen manüplasyona açık zihniyeti de şekillendirip baskı aracına dönüştürebildiğini kaydeden Eraslan, şunları kaydetti: ''Bizdeki kanuni ve örfi boşluklar o dönemde böyle bir fırsatın oluşmasına neden oldu. Tabi medyadaki okur profilinin eğilimleri de değişti zaman içinde. Daha küresel bir medyayla, kişisel haberlerin üretildiği bir sosyal medyayla karşı karşıyayız bugün. Sosyal medyanın aktif olarak iş görüyor olması, haber alma özgürlüğünün daha pozitif olarak ilerlemiş olması kamuoyunu da interaktif manada bilinçlendiriyor. Eski medya algısı değişti.''

TÜRKİYE''NİN TARİHİ DARBELER TARİHİ

Türkiye''nin siyasal tarihinin darbeler tarihi olduğuna vurgu yapan Eraslan, Ergenekon oluşumunun tamamen gün yüzüne çıktığına inanmıyor. Eraslan, şu değerlendirmelerde bulundu: ''Türkiye''nin geçmişi darbelerle dolu kırılmış fay hatları üzerinden gelir günümüze. Tabi Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat, 12 Eylül cuntasının ortaya çıkarılması için devam eden davaların somut anlamda hukuken önemlerinin ötesinde, toplumda açtıkları farkındalık açısından da toplumsal değerleri var ve bu belki hukuki önemlerinden daha da büyük. Tahsin Şahinkaya ve Kenan Evren''in müebbetle yargılanacağını biz 10 yıl önce tahmin edemezdik.''

28 Şubat yapanların yanlarına kâr kalmadı

28 Şubat''ın çok eski bir tarih olmadığını belirten Erasyon, ''Bin yıl sürecek'' denilen sürecin şimdi yargılanmaya başlandığına dikkat çekti. Eraslan sözlerine şöyle devam etti: ''Topyekun savaş'' başlıklarıyla halk, ''birinci tehlike'' ilan edilmişti. Bunlar zor davalar elbette. Ve özellikle Ergenekon ve Balyoz muhakemelerinde de gördük; davalar ciddi bir dezenformasyon baskısının altında sürdü. Davalar itibarsızlaştırılmaya çalışıldı, her şeye rağmen, bunları çok önemli buluyorum. Verilen cezalar yüksek denildi ama bu müeyyide bundan sonra gerçekleşmesi düşünülen darbe girişimlerini önleyecek bir tedbir anlamını da içeriyor. Ülkenin demokratikleşmesi adına da önemli davalar. İnsanlar, demek ki yapanın yanına kar kalmıyormuş diye düşünecek. Bu kadar ağır baskı ve dezenformasyona rağmen Ergenekon ve Balyoz''un sonuçlanmasına şükrediyorum.''