9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın zehirlenerek öldürüldüğüne inanmadığını açıkladı. Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanlığı DDK raporunda Özal'ın vefatının şüpheli bulunarak 'mezarının açılıp otopsisinin yapılması gerektiği yönünde görüş bildirilmesine tepki gösterdi. Demirel, 'Ben şahsi kanaatimi söyledim. Öyle bir şeye inanmıyorum. Öldürüldüğüne ve zehirlendiğine, vesaireye inanmıyorum' dedi. Demirel, görüşmenin başlangıcında gazetecilerin Özal'ın ölümüyle ilgili DDK raporu ve Darbe Komisyonu'na verdiği ifadelerle ilgili soruları cevaplandırdı. DDK raporunun aksine Özal'ın zehirlenerek öldürüldüğüne inanmadığını ısrarlı bir şekilde dile getiren Demirel, 'Ben şahsi kanaatimi söyledim. Öyle bir şeye inanmıyorum. Öldürüldüğüne ve zehirlendiğine, vesaireye inanmıyorum. İzmir'de olduğum için ölümünden 5-6 saat, belki 10 saat sonra gelebildim. Doktorların o gün hep bir ağızdan söylediği 'Buraya ölü geldi' dediler. Ben doktor değilim ki onlara inandım. Ben başbakanım, elimizden gelen her şeyi yaptık.' diye konuştu.
DEVLET ARAŞTIRIR BULUR
Özal'ın ölümünün şüpheli olduğuna dair somut bir delil olmadığını söyleyen Demirel, şunları söyledi: 'Ailesi bir süre sonra hadisenin vadesiyle ölme değil öldürülme olduğu üzerinde ısrarla durdu. Bu çeşit şeyler gizli kalmamalı. Laf bitmiyor. Çünkü bu lafı tüketmek lazım. Neyse ne. Öyleyse kim yaptıysa onu bulmaları lazım. Değilse kesmeleri lazım. 19 sene öncesine ait laf sürmez. Bu iddiaların çıktığı günden itibaren böyle bir şeyin olabileceğine ihtimal vermediğimi söyledim. Bu benim şahsi kanaatim. Ama devlet var Türkiye'de. Söz konusu olan devlet başkanıdır. Devletin imkanları var, araştırır, bulur ortaya çıkarır. Ama Türkiye'de devletin bulup çıkardığı şeylere de inanmıyor kimse. '
HERKESE CEVAP VERMEM
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın 'Demirel, 28 Şubat sürecinin bir anlamda koordinatörüdür' ifadesinin hatırlatılması üzerine Demirel, 'Ben şimdi teker teker kimseye cevap verecek durumda değilim. Söyleyeceğimi söyledim' dedi.
5-6 ay falan ömrü kaldı
Turgut Özal ile ilgili olarak hazırlanan DDK raporu, eski cumhurbaşkanının ölümüyle ilgili şüpheleri arttırdı. Özal'ın ölümündeki sır perdesi mezarın açılmasıyla aydınlatılması gerektiği DDK raporunda yeralırken, ölümün gerçekleştiği tarihlerdeki bazı önemli konuların da tekrar su yüzüne çıkmasına neden oldu. Cumhurbaşkanı'nın vefat ettiği dönemde başbakan olan Süleyman Demirel, Özal'ın ölümünden kısa bir süre önce yakın çevresine 'Özal gidici, yakında ölecek' dediği ortaya çıktı. 17 Nisan 1993 tarihinde vefat eden Özal'ın ölümünden birkaç ay önce, 1992 yılının sonlarına doğru Demirel'in dönemin Meclis başkanı Hüsamettin Cindoruk'a söylediği belirlendi. Cindoruk da bu bilgiyi kimseye söylememesi ve yazmaması kaydıyla gazeteci Emin Çölaşan'a söyledi. Aynı zamanda halasının oğlu olan Cindoruk'tan 'Özal kesin gidecek, 5-6 ay falan ömrü kaldı' bilgisini alan Çölaşan'ın bu bilgiyi yazmadığı ve ölümden sonra Demirel'e teyit ettirdiği ortaya çıktı. n ERHAN SEVEN/ ANKARA
Kan örneği alındı rapor ortada yok
8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümü ile ilgili iddiaları araştıran Devlet Denetleme Kurulu (DDK), merhum Cumhurbaşkanı'ndan kan örneği alındığını ancak buna ilişkin kaydın kaybolduğunu belirledi. DDK, Hacettepe Hastanesi'nde yaptığı araştırma sonucunda vefat ettiği gün hastanede Özal'dan kan örneği alındığı, Klinik Patoloji Laboratuvar Şefi Doç. Dr. Cumhur Özkuyumcu ve Laboratuvar teknisyeni Hatice Güngör tarafından üzerinde çalışıldıktan sonra saklandığı ve 1996 yılında Klinik Patoloji Laboratuvarı Biyokimya Bölüm Şefi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Ünsal tarafından laboratuvarda temizlik yapılması/elektrik kesintisi sırasında atıldığı bilgisine ulaştı. Dr. Özkuyumcu ve teknisyen Güngör'ün ifadesine başvuran DDK, 8 sayfa olduğu belirtilen kan örneği sonuçlarının akibetini belirleyemedi. Bu durum DDK raporuna, "Her iki beyan sahibi de Merhum Cumhurbaşkanının hasta dosyasında bulunan test sonuçları arasında o gün kendilerinin çalıştıkları test sonuçlarının bulunmadığını ifade etmişlerdir" şeklinde yansıttı.
Doktor kayıp ambulans kıytırık
Merhum Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili bazı noktaların şüpheli olduğu doğrultusundaki DDK raporunu dönemin Sağlık Bakanı Halil Şıvgın NTV'ye değerlendirdi. Turgut Özal 17 Nisan 1993'te öldüğünde bir dizi hata tespit ettiğini dile getiren Şıvgın, müdahale edilmesi gerektiği anda doktorların Köşk'te olmadığını öne sürdü. Şıvgın, "Sayın Cengiz Arslan, Türk cumhuriyetleri gezisinden sonra izin istemiş ve İstanbul'a gitmiş. Prof. Dr. Hilmi Özkutlu o da o gün orada yok. İlk müdahaleyi yaveri yapıyor. Acilen bir hastaneye kaldırılması lazım ama ambulans orada yok. Bu bir cumhurbaşkanı, sıradan bir vatandaş değil" diye konuştu. Özal'ın vefat ettiği dönemde terör sorununu çözmek için uğraştığını belirten Şıvgın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun bir askeri, bir de sivil tarafı vardı. Askeri tarafında Eşref Bitlis, sivil tarafında ise Adnan Kahveci inanılmaz bir şekilde şüpheli şekilde öldü. Bunların arkasında da Uğur Mumcu terörle mücadele kapsamında eline geçirdiği bir belgeyi yayınlama safhasındayken o da ortadan kaldırıldı. Bunun arkasından da Turgut Özal'ın ölümü gerçekleşti."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili raporunun açıklanmasının ardından randevu talep eden Semra Özal ile görüşeceği bildirildi. Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever'in verdiği bilgiye göre, Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın eşi Semra Özal'ın görüşme talebi Cumhurbaşkanlığı'na dün iletildi. Gül'ün görüşme talebini kabul ettiğini söyleyen Sever, görüşmenin yapılacağı yer ve tarihin henüz kesinleşmediğini kaydetti.