Ata binmek rahatlatıyor

İstanbul Anadolu Atlıspor Kulübü işletmecisi Güven Şahinler, atın insanın duygularına en yakın hayvanlardan biri olduğunu belirterek, at binmenin gönül işi bir spor olduğunu söylüyor. “Atlar frekansı en yüksek hayvanlardan biridir” diyen 32 yaşındaki binici Burcu Erenoğlu, at binerken hem heyecanlandığını hem duygulandığını hem de çok korktuğunu dile getirirken, 19 yaşındaki binici Hazal Yükselen ise, at binerken atla bir bütün gibi hissettiğini ve kendisini rahatlattığını ifade ediyor.

Dilber Dural Yeni Şafak
İstanbul Anadolu Atlıspor Kulübü.

Atların hepimize iyi gelen bir yanı var. Sir Winston Churchill boşuna dememiş “Atın dışında insanın içine iyi gelen bir şey var” diye. 11. yüzyıl döneminde yaşayan yazar Kaşgarlı Mahmut “Tay at olunca at dinlenir, çocuk adam olunca ata dinlenir” sözü ile atların insan hayatına olan yakınlığını vurgulamış. Sırf bu sözler bile atların insanlara ne kadar iyi geldiğinin bir özeti.

İşte bu yüzden siz de şehir karmaşasından uzaklaşacak, bol temiz hava eşliğinde doğanın içinde olmanın keyfine varıp üstüne ata binmeye ne dersiniz? Günümüzde giderek popülerleşen, son derece faydalı ve eğlenceli bir spor dalı olan binicilik, insanlara hayatının pek çok evresinde yardımcı oluyor. At binme sporu kişinin hem kalp damar hem kas gelişimini sağlıyor. Üstelik her yaştaki insanın rahatça başlayabileceği bir spor da. Hafta sonu tatillerinizde kafanızı tamamen boşaltmak istiyorsanız, samimi bir ortamda at binmek buna bire bir iyi gelecektir doğrusu. Yedi senedir Çekmeköy’de bulunan İstanbul Anadolu Atlıspor Kulübü de İstanbul’un göbeğinde ormanın içinde çok özel bir yer. İşletmeciliğini ise Türkiye Binicilik Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Güven Şahinler ile Yasin Ekşi yapıyor. 50 dönümlük arazide aynı zamanda 210 hektarlık orman arazisi bulunan kulüpte, toplam 100 tane at bulunuyor ve kişilere ait atlardan altmış tanesine pansiyonculuk hizmeti sunuluyor. 13 taneye yakın profesyonel eğitmenin bulunduğu kulüpte hem yazın hem de kışın rahatlıkla ata binmek için açık ve kapalı manejler de bulunuyor. Yeni Şafak Pazar olarak İstanbul Anadolu Atlıspor Kulübü’ne gittik. İşletmenin sahibi Güven Şahinler, eğitmen Aykut Şanlı, binici Burcu Erenoğlu ve Hazal Yükselen ile atların iyi gelen yanını ve at binme sporunu konuştuk.

At binmek gönül işi

Güven Şahinler / İstanbul Anadolu Atlıspor Kulübü’nün işletmecisi

İstanbul Anadolu Atlıspor Kulübü’nün işletmecisi Güven Şahinler, at binmenin gönül işi bir spor olduğunu vurgulayarak, at binmeye başlayacak kişide ilk önce at sevgisi olması gerektiğinin önemle altını çiziyor. Şahinler, kulüpte at binme sporunun yanı sıra atlı okçuluk, atla dayanıklılık gibi faaliyetlerinde olduğunu söylüyor. Yaklaşık olarak 150 tane sporcularının binicilik dersi aldığını söyleyen Şahinler, ayrıca Çekmeköy Belediyesiyle 3 yıldır geçekleştirdikleri “Ata Dokun Projesi”yle de ilkokul ve ortaokul öğrencilerine binicilik eğitimi veriyorlar. Şahinler, “Haftanın belli günlerinde 30-40-50 kişilik gruplar halinde gelip çiftliğimizde binicilik eğitimi alıyorlar. 3 senedir ‘Ata Dokun Projesi’yle Çekmeköy Belediyesi’ndeki Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullardaki 35 bin öğrenciye burada binicilik eğitimi verdik” ifadelerini kullanıyor.

Hem korkuyorsun hem mutlusun

Hazal Yükselen / Binici

19 yaşındaki binici Hazal Yükselen ise hobi olarak ata bindiğini söylüyor. Üç aydır derslere başladığını anlatan Yükselen, küçüklüğünden beri atları çok sevdiğini ama binmeye hiç cesaret edemediğini dile getiriyor. Yükselen, “Ata ilk bindiğimde ağlayacak gibi olmuştum ve ilk dört nala koştuğumda çok mutlu olmuştum” diyor. “Ata binerken hem korkuyorsun hem mutlusun” diyen Yükselen, “Sanki altınızda süratli bir araba var ve üstü açık. Siz üzerinde rahat rahat gidebiliyorsunuz gibi bir his. Çok güzel o yüzden” şeklinde anlatıyor. “Atların söz dinledikleri zaman, sizin söylediklerinizi hissettiğiniz zaman çok tuhaf hissediyorsunuz” diyen Yükselen, “Sizin dilinizi anlıyor gibi. Üstündeyken sözünü dinlediğinde aslında emir-komuta değil de sanki bir bütün gibi hissediyorsun. O sen oluyorsun sen de o oluyorsun. Onun gibi bir his var” şeklinde anlatıyor ve at binmenin kendisini rahatlattığını söylüyor. Yükselen, “Sinirli bir insanı bile yumuşatabileceğine inanıyorum” diyor.

İki canlı tek vücut oluyor

Aykut Şanlı / Eğitmen

Çekmeköy Anadolu Atlıspor Kulübü eğitmeni Aykut Şanlı, yeni başlayan bir öğrencinin öncelikli olarak atın üzerindeki duruş ve denge meselesi üzerinde biraz daha orantılı bir şekilde üzerinde durduklarını belirtiyor. Dengesini ve refleksini sağlamaya başladıktan sonra ata hakimiyeti ve kontrolü açısından kendi yeteneğine göre tek başına bırakılıp daha sonraki evrelerde binicilik kurallarına göre fiziki yeterliliğine ve kabiliyetine göre yavaş yavaş level atlattıklarını söyleyen Şanlı, ortalama olarak 6 yaştan 50-60 yaşına kadar eğitim verdiklerini belirtiyor ve biniciliğe hobi olarak başlayıp daha sonrasında sporcu olarak devam edenlerin de olduğunu dile getiriyor. “Her şeyden önce ata yaklaşırken de bu sporun bilincinde ve kesinlikle at ile bağ kuracak sevgi oluşturması lazım” ifadelerini kullanan Şanlı, “Tamamen iki canlı tek vücut oluyor ve bir bütün içerisinde binicilik sporunu estetik bir şekilde, iş birliği içerisindeki takım ruhuyla beraber sporunu en güzel şekilde icra etmiş oluyor” diyor.

Uyumlanmayı öğrendim

Burcu Erenoğlu / Binici

“At binmeye hep ilgim vardı” diyen 32 yaşındaki Burcu Erenoğlu, yaklaşık bir senedir binicilikle uğraşıyor. Anadolu Atlıspor Kulübü’nde vakit geçirmenin çok güzel ve aşırı keyifli olduğunu söyleyen Erenoğlu, haftanın neredeyse üç gününü kulüpte geçiriyor. Kulüpte, “Muslera” isimli ata bindiğini dile getiren Erenoğlu, “Atım Muslera heyecanlı bir at. Tepkimelere çok fazla tepki verebiliyor. Onun üzerine ne kadar çabuk, öz güvenli ve sakin kalırsam o da o kadar benimle birlikte akışkan ve rahat ilerleyebiliyor. Ama çok heyecanlandığında ya da yardımlarımı fazla kullandığımda daha aktif ve fazla canlanabiliyor. Hareketli ve heyecanlı bir at” şeklinde atı ile olan bağını anlatıyor. Erenoğlu, at binerken hem heyecanlandığını hem duygulandığını hem de çok korktuğunu söylüyor. Biniciliğe başladıktan sonra uyumlanmayı öğrendiğini anlatan Erenoğlu, “Altınızda bir canlı var ve her şey daha farklı uyumda ve akışta ilerliyor” diyor. “Atlar frekansı en yüksek hayvanlardan biri” diyen Erenoğlu, “At binmek iyi hissettiriyor. Ona dokunmak, hissetmek daha sakinleştirici ve daha akışta kalmamı sağlıyor” şeklinde dile getiriyor.