Şair ve yazar Güven Adıgüzel’in “Huzursuz Evler Atlası” kitabı Profil Kitap’tan çıktı. Adıgüzel, “Gidemediğimiz ve artık gidemeyeceğimiz o huzursuz şehirlere” diyerek giriş yaptığı eserinde, hayli uzun bir listeyle okurunu ünlü yazarların şehirlerine kısa bir yolculuğa çağırıyor. Yazarların izini şehirlerde, şehirlerin izini anlatıcılarının satırlarında, bu iki duygudan doğan sonsuz gerilimi ise edebiyatın çeperlerinde aradığı Huzursuz Evler Atlası’nda, tutku, idiyet, eve dönüş ve sürgünün farklı veçhelerini okuruyla buluşturuyor.
HEP ‘KAHRAMAN’ MARAŞ
Hangi şehirler yok ki içinde; Necip Fazıl’ın ilk kahramanı Maraş’tan Tarık Buğra’nın Akşehir’ine, Ülkü Tamer’in ana yurdu Gaziantep’ten Puşkin ile Gaspıralı arasında Bahçesaray’a, Kazancakis’in avucundaki toprak Girit’ten Atilla İlhan’ın İzmir’ine, Necip Mahfuz’un Kahire’si’nden Yahya Kemal’in Üsküp’üne kadar Doğu’dan ve Batı’dan birçok şehrin izini sürüyor. “Mahfuz’un çocukluğu 1919 Devrimi’ne rastlar. Kalbinin üzerinde devrimin izleri kalmıştır. Siyasi değil kültürel izlerdir bunlar. Ama en çok elbise dikmek için evlerine gelen kadınların sohbetlerine kulak vererek tanır Kahire’nin hikayesini” diyerek hüzünle anlattığı Mahfuz’un Kahire’sinden, Necip Fazıl’ın ‘Kahraman’ı Maraş’a şu sözcük şöleniyle geçer: “Hamuru o daha doğmadan Maraş’ta karılmıştır çünkü mayasının kaynağı, ruhuyla ait olduğu mekan, kalbinde İstanbul kadar derinlere kök salmış bir atalar yurdudur. Namıdiğer hep ‘kahraman’ Maraş.”