Bir çok yabancı ziyaretçinin de katıldığı fuarda Anadolu firmaları özellikle dikkat çekiyordu. Binlerce çeşit, binlerce renk, desen. Bana her biri, bu ürünlerle bezenmiş, güncel tartışma konumuz olan havuzlu villaları (!) çağrıştırdı. Fuara katılım hem firma bazında hem de ziyaretçi bazında memnuniyet vericiydi. Fuar alanını, otoparkını hiç bu denli kalabalık görmemiştim. Son beş yılın en yoğun ilgi ve kalabalığına mahzar olan fuar, önümüzdeki zamanlarda en azından ev tekstilinde hareketlenme olacağını kanıtlar gibiydi. Ekonomik kriz nedeniyle ertelenen ihtiyaçlar sektörün hareketlenmesine vesile olacaktır.
Şunu bir kere daha anladım ki, ülkenin ekonomisi kadınlar üzerine dönüyor. Bu denli talebin altında daima nihai tüketici olan kadınlar var. Çünkü Türk kadınının önceliği, evi... Oradaki yenilikler, şıklıklar kendini daha mutlu hissetmesine vesile olur. Gerçi her konuda olduğu gibi evlerimizi döşerken de abartıya kaçabiliyoruz. Mesela geleneklerimizde, evlerimiz geniş ferah olmalı düşüncesi yerleşmişken mekanlarımızı gereksiz eşyalarla doldurup daraltmak niye? Kat kat evlerimiz, kat kat perdelerimiz, kat kat örtülerimiz hayatımızı zorlaştırmaktan öte geçer mi? Mobilyanın, halının, perdenin sezonu olmaz. Olsa da; buna yetişilmez. Bu nedenle, alabiliyorsak en kalitelisini alıp uzun yıllar kullanalım.
Fuarda gördüğüm Anadolu firmaları öyle çok emek verip öyle güzel ürünler hazırlamışlar ki, bu sektörde artık biz de varız diyorlar adeta. Sanmayın ki katılımcı firmalar sadece Denizli, Bursa ve İstanbul'dan ibaret. Tesadüfen rastladığım aynı zamanda hemşerim olan, doğduğu şehirde de üretimine devam eden Verona başarılı tasarımlarıyla bahsettiğim Anadolu firmalarına güzel bir örnekti.
Anadolu firmalarının kazançları kendilerine helal olsun. Alacakları villalar, şık ve sade huzur yuvalarına dönüşürken, çalışıp kazandıkları paralarla onlar da Etro gömlek kullansınlar. Lakin villalarını yüksek duvarlarla çevirip, havuzlarını gizlemeyi unutmasınlar ki Kemal Bey'i kızdırmasınlar. Kızar çünkü Etro gömlekler, havuzlu villalar el değiştireli beri kabahat oldu.
AL TAKKE VER KÜLAH
Gazeteciler tarafından gömleği sorulduğunda; 'Spor kıyafetle çıkmam uygun görüldü, biz de spor kıyafet alalım dedik. Oradaki görevliler de 'Şu gömlek daha iyi olur' dediler, ben de o gömleği aldım. Bugün gazetelerden böyle bir gömlek markası olduğunu da öğrenmiş oldum. Gömleğin parasını da kendim kazandım, kendim ödedim. Sadece gömlek değil spor kıyafetin gerektirdiği toplu alışveriş yaptım o yüzden fiyatını da bilmiyordum' açıklamasını yapan Kemal Bey'in bu cümleleri aslında her şeyi açıklamaya yetiyor. Eleştirilen nokta 'halktan biri' olarak Etro gömlek giyiyor olduğuyken, 'kendim kazandım kendim ödedim' savunması aslında kimsenin bilmediği ama kendi bildiği bir şeyin mi dışa vurumuydu acaba?
Fiyatı dahi sorulmadan beğenilen bu spor gömlek 495 TL'ye alınmış. Ee tabi Kendisi almamış ki fiyatını bilsin. Etro gömleği hangi candaş medyanın patronu aldırdı acaba kendisine? Kemal Bey kimin aldığı meçhul olan bu gömleği bir yayın öncesi Uğur Dündar'a hediye etmiş. Halka yaklaşan CHP'nin sünnete uygun hareketle hediyeyi hediye etmesinden daha doğal ne olabilir ki? Ayrıca Deniz Baykal'ın gizlice aldığı tekneyi öğrenip, duyuranlar herhalde gömleği kimin aldığını da biliyorlardır! Hediyeyi alan şu medya patronunun da aklına şaşayım. Daha işin başında 'Halktan biri' Kemal Kılıçdaroğlu'nu burjuva yapıverdiler. Bari dereyi geçene kadar uyanık olun. Nasıl olsa iktidar olursa sizin de içinde, Etro markalı gömleklerle arz-ı endam eyleyeceğiniz havuzlu villalarınız (!) olacaktır. Diğer yandan Etro dünyanın en pahalı markalarından birisi. Bu gömleği kullanan bir beyefendinin havuzlu villası yoksa bu onun kendi ayıbı (!) olsa gerek. Zaten havuzlu villalarda oturanlar Etro gömlek kullanıyor. Ayrıca sizin sadaka kültürü dediğiniz zekat sistemiyle, olmayanlara gömlek de alıyorlar. Kazandıklarını aileleri ile paylaşıp, eşlerine, kızlarına, Bağdat Caddesi'nde, Nişantaşı'nda gezecekleri son model cipler alıyorlar. Yılmaz Özdil'in de yazdığı gibi kuru soğan büyüklüğünde pırlanta yüzükler, hatta içinde pırlanta taşların dans ettiği Chopard saatler alıyorlar.
Unutmayın, bu markalar alabilen herkes için üretim yapıyorlar. Parayı veren düdüğü çalar misali. . .