Şal Şapik podyuma da çıkacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın Siirt gezisinde giydiği şal şepik dokumasından kıyafetler hepimizin gündemine yeniden geleneksel dokumaları getirdi. Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Türkiye Dokuma Atlası Proje Koordinatörü Ayşe Dizman, “Türkiye Dokuma Atlası projemizin ikinci ayağında gerçekleştireceğimiz defilede şal şapik ihtişamını yansıtan özel tasarımlarla yer alacak” diyor.

Merve Akbaş Yeni Şafak
Şal şapik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta Siirt’te gerçekleştirdikleri ziyarette “şal şepik” adıyla bilinen bölgenin yöresel kumaşıyla yapılmış kıyafetleri tercih etmişti.

Bölge halkıyla gerçekleştirdikleri sohbette kıyafetlerinin kumaşı sorulunca aslen Siirtli olan Emine Erdoğan bu kumaşın hikâyesini anlattı. Sosyal medyada da ilgi gören sohbette Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanıyla aynı tür kumaşla yapılan kıyafetleri bir tevafuk sonucu seçtiklerini söyleyerek bunun, Siirt’in Eruh ilçesine has bir dokuma olduğunu belirtti.

ZANAATİN YAŞAMASI

Emine Erdoğan’ın şal şepik kumaşına dikkat çekmesiyle hem bu kumaş, hem de geleneksel dokuma biçimleri yeniden gündemimize girdi. Aslında dokuma kumaşlar Anadolu kültürünün önemli parçalarından biri. Kültürümüz yazılı, sözlü eserlerle olduğu gibi dokuma kumaşlarla ve teknikleriyle de yüzyıllardır nesilden nesile aktarılıyor. Bu yönde son yıllarda yapılan önemli çalışmalardan biri de Türkiye Dokuma Atlası’ydı.

Şal şepik gibi kumaşlarla kültürümüzü nesilden nesile aktaran dokumacılığın kıymetli bir zanaat olarak yaşatılmasını sağlamak, dünya kumaş sektörüne bu eşsiz ürünleri tanıtmak projenin temel hedeflerinden biri olarak söylenebilir. Peki şal şepik nedir ve nasıl bir tarihe sahip? Bu soruları konunun uzmanlarına yönelttik.

Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Türkiye Dokuma Atlası Proje Koordinatörü Ayşe Dizman hammaddesi tiftik olan şal şapiğin, Mezopotamya uygarlıklarından bu yana, Siirt-Şırnak yörelerinde yazın sıcak, kışın serin tutması ve yüksek dayanıklılığı sebebiyle tercih edilen bir dokuma olduğunu söylüyor. Kültürel mirasımız olan şal şapik dokumasının istihdama dönüştürülmesi gerektiğine de dikkat çeken Dizman, Türkiye Dokuma Atlası projesinin ilk ayağının, birçok geleneksel Anadolu dokumasıyla birlikte şal şapik dokumacılığının da araştırılması, kimliklendirilmesi ve sergi ile kitlelere tanıtılması hedefleriyle başlatıldığını hatırlatıyor. Dizman “Projemizin ikinci ayağında ise bu hedeflerle öne çıkan geleneksel dokumalarımızın tasarımcılarla buluşturularak özgün tasarımlarla uluslararası moda dünyasına kazandırmak için çalışmalar yürütüyoruz” diyor.

Dizman ayrıca şunları anlatıyor: “Şal şapik çok özel, kendine has, özellikle takım elbisede tercih edilen bir dokuma kumaş. Dokuma ölçüleri konusunda eninin dar olması, ve presleme işlemlerinden sonra dokumada oluşan kat izleri tasarımsal anlamda bazı kısıtlamalar getirse de, projemizin bu ikinci ayağında gerçekleştireceğimiz defilede şal şapik

ihtişamını yansıtan özel tasarımlarla yer alacak.”

BİR GÜNDE ÜÇ METRE DOKUNUYOR

Yörede tiftik yıkama, taraklama, boyama ve teşi ile iplik eğirme işlemlerinin kadınlar, çözgü çözme, tahar ve dokuma işleminin ise erkekler tarafından yapıldığını da söyleyen Dizman, “tiftiğin telef olmaması için çoğunlukla tek renk olan dokumalar kumaş dokunduktan sonra boyanmaktadır. Yörede yetişen tiftik keçilerinden elde edilen tiftiklerin doğal renkleri, beyaz, krem rengi, siyah, kahverengi ve açık koyu tonların şal şapik dokumanın ana renklerini oluşturduğu tespit edilip, mavi ve tonları, bordo ve tonları gibi farklı renkleri genellikle tiftik halinde doğal veya kimyasal boyalarla boyanarak elde edildiği görülmüştür” diyor.

Dizman, kumaşın dokuma aşamalarını ise şu cümlelerle aktarıyor: “Dokuma işlemi biten kumaşın önce saf soğuk su ile yıkanır. Yatay çizgilerini oluşturmak için çelik levhalara sarılarak kaynatılır ve kaynatmadan çıkarılan kumaşların parlaklığının artması, kumaştaki yatay çizgilerin belirgin olması için doğal bıttım ağacında preslenir. Şal şapikler sekiz kat şeklinde katlanarak üst üste konulmak suretiyle, üzerlerine bir ağırlık konularak bir gün bekletilip kaldırıldıktan sonra eşsiz güzellikteki, el emeği göz nuru Şal Şapik kumaşı kendisine has parlaklığı, inceliği, doğallığı, hareleri ile satışa veya işlenmeye hazır hale getirilmektedir.”

Bir aile geleneği

  • Eruh Halk Eğitim Merkezi’nde usta öğretici olan Yusuf Yıldırım, şlu şepik dokumasını halk eğitim merkezi kursiyeri olarak öğrendiğini söylüyor. Şal şapiğin daha sonrasında kumaş haline gelene kadar 10-11 aşamadan geçmekte olduğunu dile getiren Yıldırım, yorucu bir meslek olduğunu vurguluyor. Kumaş dokumacılığında ustalaşmış olan ve beş yıldır bu mesleğe devam devam Yıldırım, kumaş dokumacılığının atalarından kalma, bir aile geleneği olduğunu da ekliyor.

Yüzde yüz tiftik

Eruh Halk Eğitim Merkezi Müdürü Seyfettin Çelik, “Şal şepik geleneksel elbise olan, bol paçalı pantolon ve şepik dediğimiz gömlek yerine geçen parça ve üzerine bir yelek giyilerek üç parçadan oluşan giysidir” diyor. Çelik bu kumaşı diğer kumaşlardan ayıran özelliğin, yüzde yüz tiftikten elde edilmesi ve yazın serin, kışın ise sıcak tutması olduğunu dile getiriyor. 33 cm eninde ortalama 12-13 metre uzunluğunda dokunan bir kumaş türü olan şalu şepik özellikle halk oyunlarında, folklor oyunlarında giyilen bir elbise çeşidi olarak da tanınıyor.

Kumaşın patenti Eruh’a ait

  • Siirt Eruh bölgesine ait bir kumaş olan şepik, Botan yöresine ait bir kumaş. 500-600 yıl önce Yukarı Mezopotamya’da, bölgedeki Süryaniler tarafından dokunan bu kumaşın günümüz temsilciliğini Eruh Halk Eğitim Merkezi yapıyor. Eruh Belediyesi adına kumaşın patentini de almış olduklarını ifade eden Çelik, “1980 yıllara kadar evlerde üretilen kumaş, sanayinin gelişmesiyle yok olmaya başlamıştır. 2009 yılından itibaren Halk Eğitimi Merkezi olarak bu kumaşı gün yüzüne çıkarmak için çalışmalar başlattık. Şu anda bölgede tek olarak üretim yapan merkeziz” diyor.

Türkiye’nin ilk 'Dokuma Atlası' sergisi açılıyor: Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde sergilenecek